Koç ailesi ile İmamoğlu'nun derin ilişkisi
Sabah Gazetesi Yazarı Dilek Güngör, CHP'nin İBB adayı Ekrem İmamoğlu ile Koç arasındaki 'iyi' (!) ilişkilerin temelinin nereye dayandığını yazdı.
Geçtiğimiz 19 Mayıs törenleri için Samsun'a giden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Koç Holding'e ait özel bir uçaktan inmesi, yine CHP'nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu'na Koç logolu uçakla Karadeniz gezisine çıkması ve son olarakta Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç'un İstanbul seçimleri henüz netleşmeden İBB'de İmamoğlu'nu tebrik ederken görülmesi, dikkatleri Koç ailesi ile Ekrem İmamoğlu arasındaki iyi (!) ilişkilere çevirdi.
Sabah Gazetesi Yazarı Dilek Güngör, CHP'nin İBB adayı Ekrem İmamoğlu ile Koç arasındaki 'iyi' (!) ilişkilerin temelinin nereye dayandığını, "Koç ile İmamoğlu'nun derin ilişkisi" başlıklı yazıda kaleme aldı.
İşte Dilek Güngör'ün o yazısı:
"Geçen yıl aralık ayıydı.
"İmamoğlu Koç'un adayı mı?" başlığıyla bir yazı yazmıştım. Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin adayını açıklamadan önce Koç ailesiyle görüştüğünü, daha sonra Ekrem İmamoğlu'nun isminin zikredildiğini, İmamoğlu- Koç arasındaki 'iyi' ilişkilerin eskiye dayandığını gündeme getirmiştim.
Farkındaysanız, o dönemde kapalı kapılar ardında yaşananlar, bugün aleni bir şekilde milletin gözüne sokuluyor.
Bir bakıyorsunuz, CHP'nin adayı Ali Koç'un yanına uğruyor.
Bir bakıyorsunuz, Ömer Koç kendisini ziyaret ediyor. Bir
bakıyorsunuz, CHP adayı, Koç logolu özel jete atlayıp Türkiye'yi
dolaşıyor. İlişkinin düzeyi sorulunca da agresifleşiyor.
Peki İmamoğlu ile Koç ailesinin 'iyi' (!) ilişkilerinin temeli
nereye dayanıyor?
Bilenleriniz vardır. Koç, beyaz eşya markası Beko'nun temellerini 1974'te Beylikdüzü'nde attı. Gel zaman git zaman Arçelik ile Beko'yu birleştirince 2007'de fabrikayı kapatmaya karar verdi. Üretimi geçen yıl Çerkezköy'e taşıdı, Beylikdüzü'nde metruk binalar ve bölgenin en değerli arazisi kaldı.
Araziye konut mu yapacaklar, rezidans mı yoksa üniversiteyi
mi taşıyacaklar belli değil. Yakında kokusu çıkar.
İşin bu kısmında değilim, arazinin durumuyla ilgili belediyenin
kıyakları ilgimi daha çok çekiyor.
Taşınan fabrikanın arazisi 172 dönüm…Tapuda, 122'si sanayi alanı,
kalan 52'si ticaret-hizmet dönümü olarak geçiyor. İmar Kanunu'nun
düzenleme ortaklık payını (DOP) anlatan 18'inci maddesine göre,
arazinin yüzde 40'ının özel mülkiyetten çıkarılıp kamuya verilmesi
gerekiyor. Ki, vatandaşlar için park, okul, karakol yapılsın.
Yapılmış mı, derseniz… Hayır… Yeşil alan diye gösterilen yerde nal
gibi fabrika binaları oturuyor.
Diyeceksiniz ki, "Bu araziye imarı İmamoğlu mu verdi?" Evet o
vermedi belki ama kendisi görevdeyken üstelik fabrika taşındıktan
sonra defalarca belediyeye yazı yazılıp, şikâyette bulunulmasına
rağmen kamunun malına çökülmesine göz yumdu. (Beylikdüzü'nü karış
karış bilen emekli mali müşavir Hasan Basri Akın'ın kaç kez
belediyeyle bu konuda papaz olduğunu ben biliyorum.) İmamoğlu,
Beylikdüzü başkanıyken elinde 30 yıl önceki Beko temel atma
fotoğrafıyla rahmetli Mustafa Koç'a jest yapması da belki bu
yüzdendi.
Bu göz yumma kıyağını ne karşılığında yaptığını bilemem!
Belki, kabaca bir hesap yaparsam, meselenin maddi boyutu size bir
şey anlatabilir.
Arazinin yüzde 40'ı 70 dönüme yakın. Bölgede metrekare fiyatının 10
bin TL olduğunu varsaysak, 700 milyon yapar.
Deli para… Bir de o arazinin kamuya verilmeden konut yapıldığını
hayal edin.
Anlayacağınız, rant büyük…"