Dışişleri Bakanlığı: 606 kişi ihraç edildi
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy: "FETÖ konusunda bakanlığımızdan 606 personel ihraç edildi."
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “Bizim herhangi bir müttefikin savunma planlarına dönük bazı ülkelerce iddia edildiği gibi bir tasarrufumuzun olmadığı zaten sonuçlarda da yer alıyor” dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, aylık değerlendirme
toplantısının ardından Dışişleri Bakanlığı A Blok Fatin Rüştü Zorlu
Salonu’nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Türkiye’nin
Libya ile imzaladığı Doğu Akdeniz’de iki ülke arasındaki deniz
sınırlarını belirleyen anlaşmanın ardından Yunanistan’ın Libya
Büyükelçisi Muhammed Yunus Menfi’yi sınır dışı etme kararının
hatırlatılması üzerine Aksoy, “Bu soruların muhatapları Yunan
makamı olması gerekiyor. Uluslararası hukuka göre her egemen
devletin anlaşma yapma yetkisi bulunuyor. Libya da egemen bir
devlet. Ulusal mutabakat hükümeti de ülkenin Birleşmiş Milletler
tarafından tanınan tek meşru hükümeti. Her egemen devlet gibi
anlaşma yapabilme yetkisine sahip. Yunanistan’ın hangi nedenlerle
Libya Büyükelçisini istenmeyen adam ilan ettiğini bilemiyorum. Ama
bunu diplomatik teamüllerle bağdaştırmıyorum. Pek uygun gözükmüyor”
ifadelerini kullandı.
“Müttefiklerimizin savunma planları üzerinde tasarrufumuz
olamaz”
NATO'nun kuruluşunun 70’inci yıl dönümü dolayısıyla Londra’da
düzenlenen NATO Liderler Toplantısı’nın Türkiye adına kötü
sonuçlanmadığını söyleyen Aksoy, PYD/YPG terör örgütüne de değindi.
‘Barış Pınarı Harekatı’nın terör örgütlerini destekleyenlere iyi
bir cevap niteliğinde olduğunu vurgulayan Aksoy, “NATO savunma
planları gizlilik derecesine sahiptir. Bu planların sızdırılması da
ciddi gizlilik ihlalidir. Bunu sızdıranların en kısa zamanda
bulunmalarını diliyoruz. İki temel yanlışı düzeltmek isterim.
Birincisi; Baltıkların savunma planlarının bulunmadığı ve bu
bölgelerin savunmasız kaldığıyla alakalı. Bunlar tamamen yanlış,
gerçek değil. Zira NATO’nun her duruma göre ihtimal planları
mevcuttur. Bu evvelden de böyleydi, bundan sonra da olacak. İkinci
yanlış ise; blokaj, rezerv, veto gibi kelimeler. Müttefikler
birbirlerini veto etmezler. Fikir ayrılıkları tabii ki olabilir
ancak bunlar tartışılır ve aşılmasına dönük adımlar atılır. Nitekim
‘Londra Liderler Toplantısı’nda da bu sorun aşıldı. Bizim herhangi
bir müttefikin savunma planlarına dönük bazı ülkelerce iddia
edildiği gibi bir tasarrufumuzun olmadığı zaten sonuçlarda da yer
alıyor. Ayrıca Baltıklı liderlerin demeçlerine de bakarsanız onlar
da ülkemiz hakkında övgü dolu kelimeler kullanıyorlar. Litvanya
Dışişleri Bakanı da sosyal medyada paylaşım yaptı bu konuda. Biz
Türkiye olarak ittifakı doğu ve güney kanadı olarak ayırmak
istemiyoruz. Güvenlik bir bütündür ve 360 derece temelinde
gözetilmesi gerekir. ‘Türkiye NATO’dan hiçbir şey kazanmadı,
Liderler Toplantısı’nda kaybetti’ diye. Bunlar da gerçeği
yansıtmıyor. Bundan 4-5 sene önce NATO’nun gündeminde terörizm
konusunun hiçbir şekilde yer almadığını hatırlatmak isterim.
Gündemde böyle bir konu yoktu. Hatta çoğu müttefik bu konunun
NATO’nun gündemine girmesini istemiyordu. Büyük ölçüde ülkemizin
gayretleriyle terörizm NATO’nun gündemine girdi. Hatta müttefikler
terörizmi, NATO’nun karşısındaki en büyük tehdit olarak görüyorlar.
Londra Bildirisi’nde, ‘Terörizm hepimiz için tehdit olmaya devam
ediyor’ ifadesi yer alıyor. PYD/YPG bir terör örgütü. Bunu hepimiz
biliyoruz. PYD/YPG’nin PKK’nın Suriye’de uzantısı olduğunu da
sıkılmadan tüm müttefiklerimize anlattık, anlatmaya da devam
edeceğiz. İyi terörist, kötü terörist ayrımı olamaz. Dar siyasi
hesaplarla yanlış adımlar atılmaması gerekiyor. PYD/YPG’ye kol
kanat gerenler ‘Barış Pınarı Harekatı’yla büyük bir hüsrana uğradı.
Esasen, bütün yaygara da bundan kopuyor” şeklinde konuştu.
“Birleşmiş Milletleri her zaman destekledik”
Suriye Anayasa Komitesi’nin 30 Ekim’de Cenevre’de toplanmasının
ardından ikinci bir adımın atılmadığı konusunda çıkan
spekülasyonları da değerlendiren Aksoy, “Komite bünyesindeki yazım
komisyonunun ilki 4-8 Kasım’da toplandı. İkinci turun; 25-29
Kasım’da yapılması öngörülüyordu. Fakat rejim heyeti yazım
komisyonunun gündeminin kabulünü engelledi ve anayasayla ilgisi
olmayan konuları gündeme getirdi. Muhalefeti de terörist olarak
nitelendirdi. Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi
Pedersen’in taraflarla görüşerek yeni tur için tarih saptamasını
bekliyoruz. Biz Astana sürecinde çok çalıştık siyasi sürece ivme
kazandırmak için. Yaklaşık 2 yıl ter döktük. Yaptığımız
çalışmalarla Birleşmiş Milletlerin çalışmalarını her zaman
destekledik ve desteklemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
“2020’de Rusya Federasyonu’ndan 7 milyon turist
bekleniyor”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’la ‘Türk Akım’ projesi açılışında buluşacağını ifade
eden Aksoy, Rusya’yla Türkiye’nin birçok alanda işbirliği
içerisinde olduğunu da söyledi. Aksoy, Putin’in ziyaretlerinde
ikili görüşmelerin yanı sıra Suriye meselesinin konuşulacağını da
ifade ederek, “Rusya’ya ekonomiden kültüre, enerjiden turizme
ilişkilerimiz giderek kuvvetleniyor. Yapılan bir araştırmaya göre
önümüzdeki sene Rusya Federasyonu’ndan 7 milyon turist bekleniyor
Türkiye’ye. Rusya’yla enerji işbirliğimizin önemli bir adımı da
‘Türk Akım’ açılışı 8 Ocak 2020’de yapılacak. Son telefon
görüşmesinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Rusya
Federasyonu Başkanı Putin’i açılışa davet etti. Putin’de bunu kabul
etti. Türk Akım projesi bizim enerjide güzergah çeşitlendirilmesi
projesine uyuyor. Tabii Putin’in ziyaretiyle ikili gündemimizdeki
konularda ele alınacak. İkili konuların yanı sıra Suriye’deki
gelişmelerin de ele alınması bekleniyor” dedi.
“Uluslararası toplum gereken sorumluluğu
gösteremedi”
Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü (UNHCR) ve İsviçre hükümetinin 17-18 Aralık tarihinde Cenevre’de 1. Küresel Mülteci Forumu’na ortaklaşa ev sahipliği yapacağını hatırlatan Aksoy, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da forumun eş başkanı olduğunu belirtti. Aksoy, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 2018 yılında küresel mültecilere ilişkin mutabakat kabul edildi. Bu çerçevede ilki Cenevre’de gerçekleştirilecek. Cumhurbaşkanımız da bu forumun eş başkanlığını üstlenecek. Almanya, Etiyopya, Pakistan ve Kosta Rika liderleri de eş başkan olacaklar. Bizim bu forumdan beklentimiz mültecilere ve onlara ev sahipliği yapan ülkelere yardımların arttırılmasıdır. Bildiğiniz gibi 3,7 milyon Suriyeliyi ülkemizde ağırlıyoruz. 4 milyona yakın sığınmacı var ülkemizde. Bugüne kadar yapılan yardımlar çok yetersiz. Uluslararası toplum gereken sorumluluğu göstermedi. Tüm ülkeler mültecilere yardım etmeli ve destek vermeli. Bu sorun bu şekilde çözülebilir” şeklinde konuştu.
KAYNAK: HABER 7