Üzüm üreticisinin fiyat beklentisi 5 liranın üzerinde
Manisa'nın dünyaca ünlü çekirdeksiz Sultaniye üzümünde önce hasat ardından da ihracat kapılarının açılmasıyla tatlı bir telaş yaşanmaya başladı. Üreticiler henüz açıklanmayan üzümde fiyatın 5 liranın altında olmaması gerektiğini belirtti.
Manisa'nın dünyaca ünlü çekirdeksiz Sultaniye üzümünde önce
hasat ardından da ihracat kapılarının açılmasıyla tatlı bir telaş
yaşanmaya başladı. Üreticiler henüz açıklanmayan üzümde fiyatın 5
liranın altında olmaması gerektiğini belirtti.
Manisa'nın tarım alanındaki en önemli ürünlerinden biri olan üzümde
hasat ve ihracatın başlaması üzümde yaşanan sıkıntıları da yeniden
gündeme getirdi. Manisa Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı
İbrahim Demran, üzüm üreticilerinin yaşadığı sıkıntılardan ve çözüm
yollarından bahsetti. Demran, üzümdeki sorunlar hakkında çözüm
önerileri sunarak, bu sezonun bütün üreticiler için hayırlı
geçmesini diledi.
Üreticilere, bütün yıl verdikleri emeklerin karşılığını alma
temennisinde bulunan Demran, "Tabi şimdi en kritik
dönemdeyiz. Fiyatlar oluşuyor. Sofralık üzümde oluşan özellikle
erkenci çeşitlerde oluşan fiyatlar iyi fiyatlardı ve geçtiğimiz yıl
en büyük sofralık üzüm alıcısı olan ülke Rusya Federasyonuyla
yaşanan sıkıntılar üreticiyi bir hayli tedirgin etmişti. Bu sene bu
faktörde ortadan kalktı, Rusya Federasyonu şuanda açık. Domates
dışında bütün taze meyve sebze ürünlerimiz Rusya'ya ihracat olarak
gidiyor." dedi.
"SOFRALIKTA YAŞANAN SORUNLAR KURU ÜZÜMÜ DE
ETKİLİYOR"
Sofralık üzümde en büyük partnerin özellikle Rusya Federasyonunun
olduğunu ifade eden Demran, yaklaşık 240 bin tonluk ihracatın 150 -
160 bin tonunun doğrudan ya da dolaylı olarak Rusya Federasyonuna
gittiğini belirtti. Bu sene bu kapının açık olduğuna dikkati çeken
Demran, "İnşallah bu üreticimize yansır. Kuru üzüm
üreticimiz de bundan faydalanır. Çünkü sofralık üzümde oluşan
fiyatlar kuru üzümü de etkiliyor. Biliyorsunuz Sultaniye üzümü
erken keserseniz sofralık olarak satarsınız. Eğer biraz daha
bekletir sergiye yatırırsanız kuru olur. Yani bunun için zaten
sofralıkta yaşanan sorunlar kurutmalık üzümü de
etkiliyor." diye konuştu.
Kurutmalık üzümün istikrarlı bir şekilde fiyat alabilmesi için
önceki yıllarda yapılan beyanların aynen geçerli olduğuna dikkati
çeken Demran, "Bunlar neydi? Üreticilere düşen görevler
var. Üreticiye düşen en büyük görev açığa emanete üzüm dökmemeleri.
Çünkü açığa dökülen üzüm, fiyatların ister istemez daha düşük
oluşmasına neden oluyor. Üreticilerimizden bizim ricamız
ihtiyaçları kadar üzümü satmaları. Daha fazlasını da kendi
olanaklarıyla depolamaları." şeklinde konuştu.
Devletten ve iktidardan beklentilerin olduğunu vurgulayan
Demran,"Bunların başında 20 yıl önce üzüm fiyatlarının tek
belirleyicisi TARİŞ'ken bugün TARİŞ sadece üzümün yok yıllarında
bir aktör olarak ortaya çıkıyor ama rekoltenin normal olduğu bu
geçtiğimiz, bu yıl gibi yıllarda maalesef bu aktörlük görevini
yerine getiremiyor. Bu da tabi TARİŞ'in içinde bulunduğu finans
sorunlarından kaynaklanıyor. Bu konuda TARİŞ'in desteklenmesi ve
aktif hale getirilmesini istiyoruz." dedi.
"FİYATLAR 5 LİRANIN ALTINA DÜŞMEYECEK ŞEKİLDE
AYARLANMALI"
Bir an önce fiyatların 5 liranın altına düşmeyecek şekilde
ayarlanması gerektiğini ifade eden Demran, "2013-2014
yılında 5 liralık fiyatlar vardı. Aradan 4-5 yıl geçti bu süre
zarfında bir de maliyetleri 3'e 4'e katladı. Ama biz hala 4-5
liraları konuşuyoruz. Bizim talebimiz üzüm fiyatlarının kuru üzümde
en az 5 buçuk lira bandında oluşması. Kuru üzümün rahatlaması için
yine sofralık üzümde ihracatçıya verilen desteklerin biran önce
açıklanması gerekir ve bunun ihracatçıya değil, üreticiye bu
destekten verilmesi gerekir" ifadelerini kullandı.
Dolandırılma olaylarına değinen Demran, "Bir gerçek olan
dolandırılma olayları özellikle yaş meyve sebzede bütün alanlarda
bu sık sık yaşanıyor. Manisa'da özellikle Sarıgöl ve Alaşehir
bölgesinde her yıl yüzlerce üretici milyonlarca lira maalesef
dolandırılıyor. Artık bunun yasal önlemlerinin alınması ve
üreticinin bu kıskaçtan kurtarılması gerekiyor. Bütün bir yılın
emeğini birkaç kişi alıp götürüyor. Koskoca fabrikaları var, ticari
unvanları var ama bakıyorsunuz ki üretici dolandırılmış. Artık buna
bir son verilmesi gerekiyor" dedi.
"ALKOL ÜZÜMÜ EN UZUN SAKLAMA YÖNTEMİDİR"
Demran, "Daha önceki dönemlerde sık sık dile getirdiğimiz
TARİŞ-Koç ortaklığıyla Alaşehir'de kurulan alkol fabrikasının
ivedilikle artık atıl durumdan kurtarılıp üreticinin can simide
haline gelmesi gerekiyor. Biliyorsunuz son dönemlerde doğal afetler
arttı. Ağustos ayında hiç yaşamadığımız doğal olayları yaşıyoruz.
Yağmuru yaşıyoruz sürekli, doluyu yaşıyoruz. Bildiğiniz gibi en son
Gümülceli'de yüzlerce dekar alanımız doludan etkilendi. Fırtınadan
yıkılan bağlarımız var. Bu olgunlaşma döneminde yapılacak en uygun
çözüm bu doludan zarar gören üzümlerin ivedilikle alkole
verilmesidir. Çünkü alkol üzümün en uzun saklama yöntemidir.
Rekoltenin normal olduğu ya da pazarlamada sorunların yaşandığı
yıllarda alkol bir can simididir ve bu can simidi maalesef TARİŞ ve
Koç ortaklığıyla büyük bir fabrika kuruldu ama bu fabrika 7-8
yıldır atıl bir şekilde çürümeye terk edildi. Üzümcünün böyle bir
lüksü yok. Bir an önce bu fabrikanın hizmete açılması lazım.
Biliyorsunuz daha önce Tekel'e ait Alaşehir Suma fabrikası vardı.
Bu suma fabrikası özelleştirildi satıldı. Şu anda piyasada fiyat
oluşturmaktan uzak bir anlayışla alım yapıyor. Çıkıntı üzümlerin ya
da sofralıklara gitmeyecek üzümlerin değerlendirilmesi için bu
fabrikanın derhal üretime açılması ve çıkıntı üzüm fiyatını
açıklamasını talep ediyoruz." diye konuştu.
Geçtiğimiz yıl Tarım Kredi Kooperatiflerinin üzümle ilgili kuru
üzüm müdahale alımları yaptığını anlatan Demran, bu alımların da
2017 yılı içinde bir an önce fiyatların oluştuğu bu dönemde
yapılması gerektiğini ifade etti. Demran sözlerini şöyle tamamladı:
"Çünkü fiyatların oluştuğu dönemdeyiz. Tarım Kredi
Kooperatifleri ne kadar üzüm alacağını ve yine 5 buçuk liranın
altında olmamak kaydıyla fiyatını bir an önce açıklamalı. Yine daha
önce başlatılan güzel bir uygulama vardı okul üzümü projesi. Bu
proje kapsamında da ne kadar üzüm alınacağı, okullara Türkiye
geneli bu uygulamanın yaygınlaştırılacağı bir an önce açıklanmalı.
Bunun da üzüme katkı yapacağını düşünüyorum."
(Sadık Cangel/İHA)