Ünlü yatırımcıya göre Türkiye'nin en büyük avantajı
Ünlü yatırımcı Marc Faber, Türkiye'nin siyasi belirsizliği gidererek çok daha güçlü hale gelerek bulunduğu coğrafyanın merkezi olabileceğini belirtti
Sermaye Piyasaları Konresi için 15 Ekim'de Türkiye'ye gelecek
olan, "Doktor Kıyamet" lakaplı Marc Faber, İstanbul'un bankacılık
sistemi ve takas sisteminin etkinliğini arttırması gerektiğini,
eğer bu başarılabilirse Orta Asya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika için
bir merkez olma yolunda ilerleyebileceğini söyledi.
İstanbul'un bölgesel finans merkezi olma potansiyelini
değerlendiren Faber; "İstanbul Orta Doğu ve Orta Asya bölgesi için
değerlendirildiğinde böyle bir potansiyel taşıyor. Ancak Londra,
NewYork, Shangai, Hong Kong gibi merkezlere baktığımızda
İstanbul'un kısa vadede bu merkezlerle karşılaştırılamayacağını
görüyoruz" dedi. Faber, İstanbul'un bankacılık ve takas sisteminin
etkinliğini artırması gerektiğini söyledi.
"İSTANBUL O SORUNLARI ÇÖZMELİ"
Dünyaca ünlü finans gurusu Faber, İstanbul'un yabancı yatırımcıyı
tatmin edecek bir altyapıya ulaşması gerektiğini vurgulayarak;
"Örneğin trafik İstanbul'da çok ciddi bir sorun. Bir yerden bir
yere gitmek çok uzun zaman alıyor" diyen Marc Faber, "Hükümetin ve
özel sektörün birinci önceliği ve sorumluluğu İstanbul'un fiziksel
ve altyapısal sorunlarını çözmek olmalı" dedi. Faber, trafik
sorununu çözmesi halinde, İstanbul'un bulunduğu coğrafyanın finans
merkezi olabilecek potansiyele sahip olduğunu vurguladı.
KONGREDE EKONOMİK GÜÇ DENGELERİNİ ANLATACAK
Marc Faber, 16-17 Ekim tarihlerinde İstanbul'da gerçekleşecek
Sermaye Piyasaları Kongresi'nde değineceği konu başlıklarını ise şu
şekilde paylaştı:Kongrede tartışmaya açmak istediğim en önemli
konu, dünyanın Amerika ve Avrupa'dan Asya'ya kayan ekonomik güç
dengeleri. Batı artık dünyanın en büyük askeri ve ekonomik güç
odağını oluşturmuyor. Çin ekonomik ve askeri açıdan dünyanın yeni
öncü gücü haline geldi. Bu elbette dünyanın heryerinde ekonomik ve
jeopolitik açıdan tansiyonu yükselten bir gelişme. Türkiye de bu
noktada Batı Dünyası ve NATO'nun mu yoksa Doğu'nun mu bir parçası
olduğuna karar vermek durumunda. Diğer bir başlık ise, 2008'den
beri Avrupa ve ABD piyasalarında gerçekleşen sıfır faiz oranları.
Borsalar artık ucuz ve düşük karla seyrediyor. Ve yakın gelecekte
yüksek geri dönüşler vaadetmiyor.
KÜRESEL BÜYÜME NEDEN GERİLİYOR?
Küresel büyümenin yavaşlamasına ve bazı ülkelerin resesyona
girmesine ilİşkin değerlendirmelerde bulunan Faber; aşağı yönlü
hareketin nedenlerini şöyle açıkladı:a) 2000'lerin başından
başlayarak Çin'deki büyüme sanayi ürün fiyatlarını yukarı çekti. b)
Öte yandan Çin'deki bu durum dünyanın başka ülkelerinde fiyatları,
özellikle ham madde fiyatlarını düşmeye zorladı. c) Bu durum Latin
Amerika, özellikle Brezilya, Rusya, Orta Doğu, Asya ve
Avustralya'yı ciddi şekilde etkiledi. d) Gelirleri düştü ve ABD ve
Çin'den daha az satın alma yapmaya başladılar. Giderek paralarının
değeri düştü ve zaten resesyona girmiş oldu.
"ÇİN SADECE YAVAŞLIYOR MU YOKSA RESESYONA MI GİRDİ HEP
BİRLİKTE GÖRECEĞİZ"
Çin Merkez Bankası'nın piyasaları sallayan devalüasyon adımı ile
Çin hisse senedi piyasasındaki çöküşün kendisini şaşırtmadığını
belirten Faber, son 18 aydır Çin'de büyümenin gerilediğini, bir yıl
önce Çin borsasının değer kaybettiğini ve ABD borsalarının
yükselişe geçtiğini gözlemlediğini belirtti. Geçtiğimiz Nisan-Mayıs
aylarında aşırı spekülasyon nedeniyle Çin borsasının yüzde 40 değer
kaybettiğini hatırlatan Faber, Çin için kısa vadede bir öngörüde
bulunmanın zor olacağını söyledi. Marc Faber; "Asya'da pekçok
ekonomi Çin merkezli olduğundan, ürün fiyatları ve para değerleri
düştü. Amerika ve Avrupa'ya mal satan bu ülkelerin gelirleri buna
bağlı olarak azaldı. Bunun büyümede bir yavaşlama mı, yoksa gerçek
bir resesiyon mu olduğunu hep birlikte göreceğiz" dedi.
"PETROL 40-60 DOLAR SEVİYELERİNDE KONSOLİDE
OLACAK"
Petrol fiyatlarının iki yıl önceki yüzde 50 düşüşünün
ekonomileridramatik şekilde etkilediğini kaydeden Faber, bazı
uzmanların petrol fiyatlarının 20 dolar seviyesine inmesini
beklediklerini ancak öngörüsünün petrol fiyatlarının 40-60 dolar
seviyesinde konsolide olacağı yönünde olduğunu belirtti.
DOLAR MI EURO MU?
Faber, kurlardaki oynaklığa ilişkin olarak; "2010'dan beri Amerika,
Avrupa ve Japonya parasal genişlemeye gitmişlerdi. Bu diğer para
birimlerinin de güçlenmesine yol açmıştı. Ancak görüyoruz ki
Amerikan Merkez Bankası (FED) belli bir süredir faiz oranlarını
yükseltmedi. Burada bir yakın zamanda Doların yükselmesiyle
sonuçlanacak bir artış beklenmeli. Bu olursa Dolar daha da
güçlenecek. Yani Dolar Euro karşısında ve diğer para birimleri
karşısında giderek daha avantajlı ve güçlü bir konuma gelecek"
dedi.
UZUN VADEDE DEĞERLİ MADENLER GÜÇLENECEK
Yatırım gurusu Faber; uzun vadede altın, gümüş ve platin gibi
değerli madenlerin en güçlü yatırım aracı olacağını söyledi.
FED ETKİSİ
Avrupa, Amerika ve Japonya'da insanlık tarihinin en düşük faiz
seviyelerinin görüldüğünü belirten Faber, merkez bankalarının kısa
vadede faiz oranlarını Avrupa, Amerika ve Japonya'da kontrol
ettiklerini ancak uzun vadeli fonları ve para birimlerini kontrol
edemediklerini kaydetti. Faber, Amerikan Merkez Bankası'nın faiz
artırması ile ilgili olarak; "Yakın gelecekte faiz oranlarını
yükselteceklerinden de şüpheliyim. Uzun dönemde ne olacağını piyasa
dinamikleri belirleyecek" dedi.
ÇİN'DEKİ YAVAŞLAMA TÜRKİYE'Yİ DE VURDU
2011'e kadar kuvvetli uluslararası sermaye akışının gelişmekte olan
piyasaların değerinde patlamaya yol açtığını kaydeden Faber,
2011'den bu yanan Çin'deki yavaşlamanın tüm gelişmekte olan
ekonomiler gibi Türkiye pazarını da olumsuz etkiediğini belirtti.
Faber; "Bu olumsuzluk para birimlerine de yansıdı ve Türk parası da
değer kaybetmiş oldu" dedi.
TÜRKİYE'NİN FIRSATLARI
Uluslararası konjonktüre göre Türk ekonomisinin avantajları ve
dezavantajlarına da değinen Doktor Kıyamet; "Türkiye'nin yüksek
verimli imalat sektörü en büyük avantajı. Bütçe açığı halen kabul
edilebilir ölçülerde. Eğer Türkiye siyasi meselelerini
halledebilirse çok daha güçlü bir pozisyona sahip olacaktır. Dez
avantajları ise Türk lirasının değer sorunu ve varlık piyasaları"
değerlendirmesinde bulundu.