Pamuk Zirvesi toplandı
ULUSAL Pamuk Konseyi (UPK) tarafından düzenlenen 4. Ulusal Pamuk Zirvesi, İzmir'de toplandı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, küstürülen üreticinin havza bazlı üretim modelinde alacağı destekle yeniden pamuğa dönmesinin sağlanacağını, artık pamuk ithalatına da son verilmesi gerektiğini söyledi. UPK Başkanı Barış Kocagöz ise 800 bin tonlara ulaşan pamuk üretiminde "1...
ULUSAL Pamuk Konseyi (UPK) tarafından düzenlenen 4. Ulusal Pamuk
Zirvesi, İzmir'de toplandı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan
Yardımcısı Mehmet Daniş, küstürülen üreticinin havza bazlı üretim
modelinde alacağı destekle yeniden pamuğa dönmesinin sağlanacağını,
artık pamuk ithalatına da son verilmesi gerektiğini söyledi. UPK
Başkanı Barış Kocagöz ise 800 bin tonlara ulaşan pamuk üretiminde
"1 milyon 400 bin ton hedefi hayal değil" dedi.
4. Ulusal Pamuk Zirvesi, Balçova Kaya Termal Oteli'nde gerçekleşti.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in TBMM'deki bütçe
görüşmelerinde olması nedeniyle yerine Bakan Yardımcısı Mehmet
Daniş'in katıldığı zirveye , İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir İl
Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurul
Başkanı Işınsu Kestelli, Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Barış
Kocagöz, oda ve borsa temsilcileri ile çok sayıda sektör temsilcisi
katıldı. Toplantı şehitler için yapılan saygı duruşuyla başladı.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, 4. Ulusal
Pamuk Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada tarımın geçmişte
olduğu gibi bugün de çok önemli olduğunu, tarım ve hayvancılığını
stratejik konumunu korumaya devam edeceğini söyledi. Daniş, "Tarımı
boş veremeyiz. Kentte ne varsa köyde de olmalı. Okulu olmayan köy
hatta mezra kalmayacaktır" dedi.
Pamuğun sadece tekstil sektörü için değil, lifiyle tekstil,
tohumuyla yağ, küspesiyle yem sanayinin önemli bir hammaddesi
olduğunu dile getiren Daniş, dünyada 250 milyon Türkiye'de 3 milyon
kişinin geçimini pamuktan sağladığının tahmin edildiğini söyledi.
Türkiye'nin dünya pamuk üretiminde sekizinci, tüketiminde dördüncü
sırada olduğunu belirten Daniş, "Türkiye'de pamuk üretiminde bazı
sıkıntılar olduğu bir gerçek. 2002 yılında 721 bin hektarlık üretim
2015'de 434 bin hektara düştü. Yarı yarıya azaldı. Bizi teselli
eden durum ise üretimindeki verimin artması oldu. Geçmişte dekardan
253 kilo alına verim 503 kiloya yükseldi" dedi.
Daniş, pamuktaki kalite artışı ve makine hasadına geçilmesinin
önemli olduğunu belirterek artık pamuk ithalatını sonlandırılması
gerektiğini söyledi. Daniş “ İthalatı sonlandırmalıyız. Pamuk
üretiminde kendi ihtiyacımızı karşılayacağımız gibi yurtdışına da
satış yapabiliriz" dedi. Bilinçli ve planlı pamuk üretilmemesinin
pamuk üreticisinin küsmesine ve mısır ekimine yönelmesine neden
olduğunu belirten Daniş, Milli Tarım Projesi ve Havza bazlı üretim
modeliyle bu sorunun aşılacağını söyledi. Daniş “Kimse kafasına
göre üretim yapamayacak. Havzasına göre üretim yaparak, desteğini
alacak" dedi. Daniş, UPK Başkanı Kocagöz'ün Konsey'in taleplerini
içeren bir mektubu kendisine verdiğini, mektubu Gıda Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'e ileteceğini söyledi.
'1 MİLYON DÖRTYÜZ BİN TON PAMUK ÜRETİMİ HAYAL DEĞİL'
Ulusal Pamuk Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Barış Kocagöz, ülkenin
gurur duyduğu bir sektörü temsil ettiklerini, dünya verim
sıralamasında Avustralya'dan sonra ikinci sırada olduklarını
söyledi . Pamuk üretiminin bir dönem 930 bin tonlardan 400 bin
tonlara kadar düştüğünü belirten Kocagöz, "Bunun en büyük nedeni;
üretimin rakip ülkelere göre çok daha olumsuz koşullarda
yapılmasına bağlı olarak maliyetlerin yüksek olmasıdır. Bu nedenle
üreticimiz; üretimi daha kolay, geliri daha yüksek alternatif
ürünlere kaymıştır. Bunun yanında, Türk üreticisi destekleme primi
ile desteklenmese, bırakın 400 bin tonu 1 kilogram dahi pamuk
üretiminin de olmayacağı gerçeği önümüzdedir. Ne mutlu ki, son
yıllardaki olumlu uygulamalar ile üretimimizi tekrar 800 bin ton
seviyelerine yaklaştırdık. Buna rağmen, bu stratejik üründeki açığı
her yıl 800- 900 bin ton ithalat yaparak karşılayabiliyoruz. Bunun
için her yıl 2- 2.5 milyar dolar bedeli yurt dışına, diğer
üreticilere ödemek zorunda kalıyoruz. Halbuki önceki yıllardaki
ekim alanlarına dönebilirsek, bugünkü verimlerimiz ile 1 milyon
dört yüz bin ton üretim rakamlarına ulaşmamız hayal değil" diye
konuştu.
PAMUKÇUNUN TALEPLERİ
Pamuk ekim alanlarının geçen yıl artma eğilimine girdiğini belirten
Kocagöz, eğer niyet edilen bu doğru adımların uygulama
detaylarınında doğru kurgulanması durumunda iki yıl içinde,
başından beri Ulusal Pamuk Konseyi'nin kritik hedef olarak önerdiği
1 milyon tona ulaşılmasının çok yakın olduğunu söyledi. Kocagöz
“Yeni uygulamaya girecek ve eseriniz olan milli tarım destekleme
modeli ve havza modeli bizi çok umutlandırıyor. Özellikle,
destekleme politikasının 3 yıl için belirlenecek olması Türk tarımı
için gerçekten bir devrim. Ancak konsey olarak dekara ve alan bazlı
verilecek desteklemelerin müracaat dosyalarının sadece alan
bilgileri ile değil, mutlaka üretim evrakları ile de
zenginleştirilmesini rica ediyoruz. Bunun nedeni, çok önceki
yıllarda bu uygulamada yaşanan suiistimallerdir. Ödenecek toplam
plasmanın tümünün gerçek üretime gitmesi bizim için çok önemli.
Ayrıca pamuğa verilen ve 75 kuruş olan son destekleme gelirinin
ülke verim ortalaması dahilinde ve hiç olmazsa enflasyon oranında
korunarak ve arttırılarak yeni dekar başı destek gelirinin
hesaplanmasıdır. Ayrıca pazarlama konusunda çok büyük adım olarak
gördüğümüz, lisanslı depoculukta ton başına 7 TL olarak yapılan
depo kiralama desteğinin arttırılmasını diliyoruz" dedi.
KESTELLİ İTB SALON İŞLEMERİNE DESTEK İSTEDİ
İzmir Ticaret Borsası(İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli
ise yaptığı konuşmada pamuk ticaretinde İTB salon işlemlerinin
desteklenmesini talep etti. Kestelli “Pamuk sektörüyle ilgili karar
verme süreçlerinde sizler için hazırlana raporlardaki fiyat
bilgilerinin İTB işlem salonunda belirlenen fiyatlar olduğuna
eminim. Arz ve talebin Borsa işlem salonunda karşı karşıya gelmesi
ve serbest piyasa koşullarında fiyat oluşumunun sağlanması sektörün
geleceği için hayati önem taşımaktadır. Fiyat belirsizliği olan
piyasaların hem üreticimize, hem sanayicimize hem de devletimize
önemli maliyetleri olduğunu farklı ürünlerde yaşayarak görüyoruz.
Fındık fiyatının ülkemiz yerine Avrupa'da tespit ediliyor
olmasından hepimiz rahatsızlık duyuyoruz. Pamukta da benzer
rahatsızlığın gelecekte duyulması için 125 yıldır faaliyet gösteren
işlem salonumuzun desteklenmesi gerektiğine inanıyor, bu konuda
ilgili tam bakanlıklarımızın desteğini önemle talep ediyoruz"
dedi.