Migros CEO'sundan 'gıda krizi' uyarısı: Bu tempoda gidersek satacak ürün bulamayabiliriz
TÜRKONFED Zirvesi’nde konuşan Migros Başkanı Özgür Tort, üretimin gerilediğini belirterek, “Bu tempoda gidersek Türkiye’de satacak ürün bulamayabiliriz” dedi. Koton CEO’su Bülent Sabuncu, üretimin yüzde 81’ini Türkiye’den sağladıklarını ve bunun için direndiklerini söyledi
Türk İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) Antalya’da düzenlediği 26. İş Dünyası Zirvesi’nde konuşan Migros İcra Kurulu Başkanı Ömer Özgür Tort ve Koton CEO’su Dr. Bülent Sabuncu, gıda ve tekstil sektörlerinde derinleşen üretim krizine dikkat çekti. Küresel kırılma çağında Türkiye’nin üretim yapısını koruma ve güçlendirme çağrısı yapan iş insanları, ithalata bağımlılık ve katma değersiz üretim gibi yapısal sorunları gündeme taşıdı.
Ekonomim.com'da yer alan habere göre gıda sektörünün karşı karşıya olduğu riski “çok ciddi” olarak nitelendiren Özgür Tort, Türkiye’nin üretimde kırılgan bir eşiğe geldiğini söyledi. “Üreticilerin para kazanamadığı için üretmek istemediğini” vurgulayan Tort, bu durumun hem sektör hem de ülke açısından büyük bir tehdit olduğunu belirtti. “Bu tempoda gidersek Türkiye’de satacak ürün bulamayabiliriz. O zaman ithalat furyasının içinde gıdayı da bu paydaşlardan biri haline getirmek zorunda kalabiliriz diye kaygımız var” dedi.
“İthal edebileceğimiz ürünü yerli üretimle
karşılıyoruz"
Bitkisel proteinin üretim yerine ithal edilmesinin daha ucuz
olduğunu, örneğin Kanada’dan mercimek ithalatının son derece kolay
olduğunu dile getiren Tort, buna rağmen yerli üretimi tercih
ettiklerini anlattı. “İthalatı çok rahat yapabiliriz ama
yapmayacağız dedik” diyen Tort, Kayseri Şeker ile boş arazilerde
mercimek üretimine başladıklarını ve bu modelin üretimi teşvik
ettiğini aktardı. Tahin hammaddesi susamda ise Çukurova’da bir
üreticiyle çalıştıklarını belirten Tort, “Sen üret, biz tamamını
alacağız dedik. Tahin ve helvada yüzde 100 yerliye geçiyoruz, bu da
kademe kademe gerçekleşiyor” ifadelerini kullandı. Bingöl’de
coğrafi işaretli bal üretimini desteklediklerini, Niğde’de ise
verimi düşen patates tarımında endemik türlere yöneldiklerini
söyledi.
“Sıfır maliyetli ürünün raf maliyeti 21
lira”
Tort, üretimde randıman eksikliğinin fiyatları nasıl artırdığını
ise çarpıcı bir örnekle anlattı: “Ürün Antalya’da 5 lira,
İstanbul’da 35 lira. Bunun çok basit bir matematiği var. Randımanlı
üretim yoksa sıfır maliyetli bir ürünü İstanbul’da satmanın
maliyeti 21 lira. Üretici 5 liraya üretmez.” Toplu üretim ve raylı
taşımacılıkla maliyetlerin üçte bire kadar düşebileceğini söyleyen
Tort, tarımda teknoloji kullanımının kaçınılmaz hale geldiğini
vurguladı.
Gıda güvenliği konusunda sahada yaşadıklarını da aktaran Tort, bazı çiftçilerin tarlada kendilerine ayırdığı ürünlerde ilaç kullanmadığını söyledi. “Bu benim canımı çok acıtıyor” diyen Tort, yalnızca pestisit denetimine yılda 350-400 bin dolar harcadıklarını belirtti ve ürün izlenebilirliği için tüm ambalajlara QR kod koyma sözü verdi. “Herkesin bu sorumlulukta paydaş olması en değerlisi” diye konuştu.
“Mısır'dan davet aldık, üretimi Türkiye'de tutmak için
direniyoruz"
Hazır giyim sektörünün de zorlandığını belirten Koton CEO’su Bülent
Sabuncu, ihracatın 21 milyar dolardan 16–16,5 milyar dolara
gerileyeceğini belirtti. Üretimin Mısır gibi ülkelere kaydığına
dikkat çeken Sabuncu, “Son 2 ayda iki ayrı Mısır devlet bakanında
davet aldık ve görüştük” dedi. Ancak Koton’un yüzde 81 üretimi hâlâ
Türkiye’den tedarik ettiğini vurgulayan Sabuncu, “Bunun için
direniyoruz” ifadelerini kullandı. Genç kuşak tüketicilerin hızlı
ürün beklentileri ve artan iade oranlarının sektör üzerinde baskı
oluşturduğunu da belirtti.
“Sanayide üretiyoruz ama katma değer dışarda
kalıyor"
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez ise Türkiye’nin
sanayileşme çabalarının katma değer üretiminde yetersiz kaldığını
belirtti. “Sanayide biz üretiyoruz, kâr başkasının hanesine
yazılıyor” diyen Sönmez, Türkiye’nin düşük katma değerli üretim
tuzağında olduğunu ve yapısal dönüşüme ihtiyaç duyduğunu söyledi.
“Düşük katma değer, düşük gelir ve düşük verimlilik’ şeklinde bir
kısır döngüye sıkışmış durumdayız” değerlendirmesinde bulundu.
“Kuralları izleyen değil belirleyen ülke
olmalıyız”
BAKSİFED Başkanı Mustafa Cengiz, Türkiye’nin küresel dönüşümde
pasif kalmaması gerektiğini belirtti: “Dünyanın içinden geçtiği
süreç tarihin en sert dönüşümlerinden biri. Türkiye bu dalgayı
izleyen değil, yön veren bir ülke olmalı.” TÜSİAD Başkanı Orhan
Turan da dönüşen küresel sistemde Türkiye’nin iklim krizi ve
teknolojik değişim gibi alanlarda fırsatları değerlendirebileceğini
ifade etti.