Merkez: Bankalar yeterli likidite tamponlarına sahip
Merkez Bankası, Finansal İstikrar Raporu'nda döviz likiditesinde yaşanacak dalgalanmalara karşı bankaların yeterli likidite tamponlarına sahip olduğunu belirtti.
Merkez Bankası, Finansal İstikrar Raporu'nda döviz likiditesinde
yaşanacak dalgalanmalara karşı bankaların yeterli likidite
tamponlarına sahip olduğunu belirtti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2016 yılı Mayıs ayı
'Finansal İstikrar Raporu'nu açıkladı. Rapora göre, geçtiğimiz
rapor döneminden bu yana küresel risk iştahında bir miktar iyileşme
gözlenmekle birlikte genel olarak küresel piyasalardaki oynaklık
devam etti. Bu doğrultuda, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye
akımları da dalgalı seyrini sürdürdü. Son yıllarda alınan
makroihtiyati önlemler ve mali disiplinin devamı ekonominin küresel
şoklara karşı dayanıklılığını güçlendirdi. Bu çerçevede, küresel
sermaye akımlarındaki yüksek oynaklığa rağmen son dönemde Türkiye
ekonomisi istikrarlı olarak büyümeye devam etti.
Türkiye ekonomisine ilişkin yakın dönem makroekonomik gelişmeler
finansal istikrar açısından genel olarak ılımlı bir tablo çizdi.
2015 yılında beklentilerin üzerinde bir büyüme performansı
gözlenirken, yurt içi ekonomiye ilişkin üretim ve tüketim
dinamikleri, bu performansın 2016 yılında da devam edeceğine işaret
etti. Enflasyonun resmi yıl sonu tahminleri doğrultusunda
ilerlediği gözlendi. Kamu maliyesindeki disiplin devam etti. Dış
ticaret hadlerindeki olumlu gelişmelere ve makroihtiyati
politikaların da etkisiyle tüketici kredilerinin ılımlı seyrine
paralel olarak cari dengede iyileşme devam etti. Cari açığın
finansmanı ağırlıklı olarak doğrudan sermaye yatırımları ve diğer
uzun vadeli kaynaklarla sağlandı.
Hanehalkı finansal kaldıraç (yükümlülük/varlık) oranı gerilemeye
devam etti. Bireysel kredi büyüme hızı ılımlı seyrini sürdürürken,
hanehalkı varlıkları büyük oranda mevduat ve emeklilik yatırım
fonları kaynaklı olarak artış gösterdi. Bu doğrultuda, hanehalkı
borçluluğu makul ve sürdürülebilir düzeylerde seyretti. Reel sektör
borçluluğunda özellikle kur artışı kaynaklı sınırlı bir artış
gözlendi. Ancak, bu süreçte yabancı Para (YP) kredi vadelerinin
uzaması ve YP kredi kullanımının risk yönetiminde daha başarılı
olan büyük ölçekli firmalarda yoğunlaşması reel sektörün döviz kuru
kaynaklı risklere maruz kalma ihtimalini azalttı. Hanehalkı
kesiminde olduğu gibi firmalar kesiminde de basiretli borçlanmaya
dikkat edilmesi Türkiye ekonomisinin küresel dalgalanmalara karşı
dayanıklılığını artıracağı belirtildi.
Kredi büyüme oranlarındaki ılımlı seyir devam etti. Tüketici
kredilerinin risk ağırlıklarına dair yapılan düzenlemeler, ücret
gelişmeleri ve finansal koşullarda yaşanan iyileşmeler önümüzdeki
dönemde kredi büyümesini destekleyebileceği, bununla birlikte, sıkı
para politikası duruşunun ve makroihtiyati politika çerçevesinin
katkısıyla yıllık kredi büyümesinin makul düzeylerde devam edeceği
öngörüldü.
Bankaların tahsili gecikmiş alacak (TGA) oranındaki yukarı yönlü
eğilimin son dönemde bireysel krediler ve KOBİ kredileri kaynaklı
olmak üzere yataylaştığı görüldü. İktisadi faaliyetlerdeki ılımlı
seyrin devam etmesinin kredi risk görünümünü iyileştirmesi
beklendi. Bununla birlikte, sektörel gelişmelerin yakından takip
edilmesi önem taşıdığı vurgulandı.
Küresel finansal piyasalarda önemli dalgalanmaların yaşandığı son
altı aylık dönemde bankaların yurt dışından kaynak temininde
sorunsuz devam ettikleri gözlendi. Dış kaynak kullanımı azalmakla
birlikte olumlu borçlanma maliyetleri ile borçlanma vadelerindeki
uzama, bankaların yurt dışı kaynaklara erişimindeki olumlu seyre
işaret etti. Yurt dışı kaynaklarda uzun vadeli kullanımı teşvik
eden makroihtiyati politikalar, dış borçların vadesini uzatmak
suretiyle, bankaların küresel piyasalardaki olumsuz gelişmelere
karşı olan duyarlılığını azalttığı, bankalara tahsis edilen depo
limitleri ile TCMB'de bulundurulan döviz ve altın varlıklarının
toplamının sektörün kısa vadeli borçlarını fazlasıyla karşılaması,
bankaların kısa vadede de yeterli likidite tamponlarına sahip
olmasını sağladığı bildirildi.
Bankaların sermaye yeterlilik oranlarında 2015 yılının son
çeyreğinden itibaren iyileşme gözlendi. Basel Komitesi tarafından
koordine edilen Düzenleme Tutarlılığı Değerlendirme Programı (RCAP)
kapsamında da Türkiye, risk bazlı sermaye düzenlemeleri ve likidite
düzenlemeleri açısından tam uyumlu bulundu. Bu değerlendirmeler
çerçevesinde, Türkiye'de finansal istikrara ilişkin gelişmelerin
sonucuna göre son altı aylık süreçte, küresel ekonomi, yurt içi
piyasalar, ödemeler dengesi ve kamu kesimi gelişmelerinin finansal
istikrar üzerinde belirleyici olduğu görüldü. Küresel ve yurt içi
piyasalar ile birlikte ödemeler dengesi ve kamu kesimlerinin
finansal istikrara olumlu yönde katkı yaptığı değerlendirildi.
(İHA)