Merkez 2015’ten umutlu
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantı özetinde, gıda fiyatlarındaki yüksek seyrin enflasyon görünümündeki iyileşmeyi geciktirdiği fakat başta petrol olmak düşen emtia fiyatlarının 2015'te enflasyonda öngörülen düşüş sürecini destekleyeceği belirtildi.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantı özetinde, gıda
fiyatlarındaki yüksek seyrin enflasyon görünümündeki iyileşmeyi
geciktirdiği fakat başta petrol olmak düşen emtia fiyatlarının
2015'te enflasyonda öngörülen düşüş sürecini destekleyeceği
belirtildi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 23 Ekim tarihinde yapılan
Para Politikaları Kurulu'nun toplantı özetini yayımladı. Özet şu
şekilde verildi; Eylül ayında tüketici fiyatları yüzde 0,14
oranında arttı ve yıllık enflasyon yüzde 8,86'ya geriledi. Yıllık
enflasyondaki azalışta temel mal ve enerji grubundaki olumlu
gidişat belirleyici olurken gıdanın yıllık enflasyona katkısı
yüksek seviyesini korudu. Ana eğilim itibarıyla temel mal
enflasyonundaki iyileşme kısmen sürerken hizmet enflasyonundaki
yüksek seyir devam etti.
Gıda grubunda yıllık enflasyon yüzde 13,95'e geriledi. Yıllık
enflasyon, Eylül ayında hem işlenmemiş hem de işlenmiş gıdada
gerilemesine karşın olumsuz hava koşulları ve döviz kurunun
birikimli etkisi ile yüksek seyrini korudu. Öte yandan, Ekim ayına
ilişkin gözlemler işlenmemiş gıda yıllık enflasyonunda bir azalış
olabileceğine işaret etti.
Eylül ayında yüzde 1,38 seviyesine gerileyen enerji grubu yıllık
artışı tüketici enflasyonuna olumlu katkısını sürdürdü. Zayıflayan
küresel talebe bağlı olarak gerileyen uluslararası petrol
fiyatlarının bu görünüme destek vermeye devam edeceği öngörüldü.
Öte yandan, Ekim ayında doğalgaz ve elektrik tarifelerinde yapılan
ayarlamanın etkisiyle enerji fiyatları önemli bir oranda
yükselecek. Söz konusu artışların yıllık tüketici enflasyonuna
katkısının yaklaşık 0,4 puan civarında olacağı öngörüldü.
Hizmet fiyatları Eylül ayında yüzde 0,90 oranında artmış ve grup
yıllık enflasyonu yüzde 8,96 seviyesinde sabit seyretti. Bu
dönemde, lokanta ve otel enflasyonu yüzde 14,43 ile yüksek
seviyesini sürdürdü, ulaştırma hizmetleri ve kira enflasyonu son
aylarda hızlanan artış eğilimini korudu. Bu dönemde temel mal grubu
yıllık enflasyonu yüzde 9,42'ye geriledi. Yıllık enflasyon,
dayanıklı mallarda gerilemeye devam ederken, döviz kuru etkilerinin
daha gecikmeli bir şekilde hissedildiği dayanıklı ve giyim dışı
temel mal grubunda ise artış eğilimi yavaşlayarak sürdü. Hizmet ve
temel mal fiyatlarındaki görünüme paralel olarak, çekirdek
enflasyon göstergelerinde ana eğilimdeki iyileşme devam etti.
Özetle, gıda fiyatlarındaki yüksek seyir enflasyon görünümündeki
iyileşmeyi geciktirmekte, buna karşın başta petrol olmak üzere
düşen emtia fiyatlarının önümüzdeki yıl için enflasyonda öngörülen
düşüş sürecini destekleyeceği değerlendirildi.
ENFLASYONU ETKİLEYEN UNSURLAR
2014 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin veriler iktisadi faaliyette
ikinci çeyreğe kıyasla ılımlı bir artışa işaret etmekti. Üretim
tarafından değerlendirildiğinde, Temmuz ayında yüzde 1,9 oranında
artan sanayi üretim endeksi Ağustos ayında yüzde 1,4 oranında
gerildi. Böylelikle, Temmuz-Ağustos döneminde üretim bir önceki
çeyreğe kıyasla yüzde 1,1 oranında artış kaydetti. Bu görünümün,
ihracatın desteği ile Eylül ayında da korunacağı düşünüldü.
Harcama tarafına ilişkin veriler, yılın ilk yarısında gerileyen
yurt içi özel kesim talebinin üçüncü çeyrekte ılımlı bir toparlanma
sergilediğine işaret etti. Temmuz-Ağustos döneminde dayanıklı ve
dayanıksız tüketim malları üretimi ile toplam tüketim malları
ithalatı artış gösterdi. Benzer şekilde, finansal koşullardaki
iyileşmenin de etkisiyle otomobil ve beyaz eşya satışlarında
toparlanma gözlendi. Temmuz-Ağustos döneminde makine-teçhizat
yatırımlarına ilişkin göstergelerden taşımacılık hariç yatırım
malları üretimi arttı, ancak ithalatı geriledi. Diğer taraftan,
inşaat yatırımlarına ilişkin göstergelerden mineral maddeler
üretimi azalırken ithalatı artış eğilimini korudu. İnşaat sektörü
istihdamındaki gerileme de dikkate alındığında, üçüncü çeyrekte
özel inşaat yatırımlarının yavaşladığı düşünüldü. Bu çerçevede,
üçüncü çeyrekte çeyreklik bazda özel kesim tüketim harcamalarının
toparlanması özel kesim yatırım talebinin ise zayıf seyretmesi
beklendi. Öte yandan, üçüncü çeyreğe ilişkin bütçe harcamaları kamu
kesimi talebinin üçüncü çeyrekte büyümeyi destekleyebileceğine
işaret etti.
Ağustos ayında aylık bazda altın hariç ithalat miktar endeksi
yataya yakın seyrederken altın hariç ihracat miktar endeksi
jeopolitik gelişmelerin ve Ağustos ayında otomotiv firmalarının
uzun süreli tatile girmelerinin etkisiyle yüzde 7,9 oranında
geriledi. Eylül ayına ilişkin göstergeler, bir önceki aya kıyasla
altın hariç ithalatta azalışa, altın hariç ihracatta ise Irak'a
ihracatın artmasına ve otomotiv ihracatının Ağustos ayındaki
düşüşünü telafi ederek yükselmesine bağlı olarak artışa işaret
etti. Bu çerçevede, yılın üçüncü çeyreğinde çeyreklik bazda altın
hariç ithalatın sınırlı oranda artacağı, altın hariç ihracatın ise
yatay seyredeceği tahmin edildi. Öte yandan, zayıf seyreden küresel
talebin ve jeopolitik risklerin son çeyrekte de net ihracatın
büyümeye katkısını sınırlayacağı düşünüldü.
Mevsimsel etkilerden arındırılmış verilere göre toplam ve tarım
dışı işsizlik oranları Temmuz döneminde bir önceki döneme göre
belirgin bir artış sergiledi. İşsizlik oranlarının yükselmesi
temelde tarım dışı istihdamdaki zayıf görünümden kaynaklandı.
İşgücüne katılımda gözlenen artış eğilimi ise dikkat çekti. Bu
dönemde inşaat sektörü istihdamındaki azalış eğilimi duraklarken,
sanayi sektöründe istihdam kaybı sürdü. Hizmetler sektörü ise tarım
dışı istihdama katkı sağlamaya devam etti. Yılın üçüncü çeyreğine
ilişkin öncü göstergeler tarım dışı istihdama dair olumlu sinyaller
vermedi. Yatırım eğiliminin düşük seviyelerde seyretmesi ve sanayi
üretimindeki ılımlı artış eğilimi işgücü piyasasındaki iyileşmenin
zaman alabileceğine işaret etti.
Özetle, üçüncü çeyreğe ilişkin veriler yurt içi özel kesim
talebinin ılımlı bir artış sergilediğine işaret etti. Anket
göstergeleri çerçevesinde yılın son çeyreğinde iç talepteki ılımlı
toparlanmanın sürebileceği öngörüldü. Öte yandan, Avrupa
ekonomilerinde gözlenebilecek yavaşlamaya ve jeopolitik gelişmelere
bağlı olarak dış talebin zayıflayacağı düşünüldü. Bu çerçevede,
iktisadi faaliyette yılın ikinci yarısında ılımlı ve kademeli bir
artış bekleniyor. Diğer taraftan, küresel para politikalarına dair
belirsizlikler, son dönemde finansal piyasalarda gözlenen oynaklık
artışı ve tüketici ile yatırımcı güvenindeki zayıf seyir büyüme
üzerinde aşağı yönlü risk oluşturdu. Bu görünüm altında, talep
koşullarının enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskıları
sınırlandıracağı ve yurt içi talep gelişmelerinin cari dengedeki
iyileşme sürecini destekleyeceği değerlendirildi.
PARA POLİTİKASI VE RİSKLER
Kurul, toplantıda Ekim Enflasyon Raporu'nda yer alması öngörülen
orta vadeli tahminleri değerlendirdi. 2014 yılının üçüncü
çeyreğinde, arz yönlü olumsuz gelişmeler sonucunda gıda
fiyatlarındaki yüksek seyrin devam etmesi, yıllık tüketici
enflasyonunun Temmuz Enflasyon Raporu tahmininin üzerinde
kalmasında etkili oldu. Enflasyon tahminlerine esas oluşturan
varsayımlar ve dışsal koşullar bir arada değerlendirildiğinde;
ithalat ve petrol fiyatları, gıda fiyatları, enerji fiyatı
ayarlamaları, çıktı açığı ve enflasyonun ana eğilimindeki
gelişmeler göz önüne alınarak 2014 ve 2015 yılsonu enflasyon
tahminleri yukarı yönde güncellendi.
Yakın dönemde küresel finansal piyasalar dalgalı bir seyir izledi.
Fed uzun süreden beri sürdürdüğü varlık alımı adımlarını
sonlandırırken politika faizi artırımının zamanlamasına ve
büyüklüğüne dair belirsizlikler sürdü. ECB ekonomik yavaşlama ve
deflasyon risklerine karşı politika faizlerinde indirime gitti ve
teminatlı tahvil ile varlığa dayalı menkul alımları yoluyla bir
çeşit nicel genişleme programı açıkladı. Küresel para
politikalarına dair devam eden belirsizlikler ve küresel iktisadi
faaliyetteki zayıflama nedenleri ile gelişmekte olan ülkelere
yönelik sermaye akımlarının ve risk göstergelerinin oynak bir seyir
izlemesi beklenecek. Kurul, küresel para politikalarının
normalleşmesi sürecinde, Döviz Depo Piyasası'nda bankalara tanınan
borçlanma limitleri çerçevesinde bankaların TCMB'den alabilecekleri
döviz depolarının faiz oranlarında indirime gidilmesinin,
Türkiye'de dengeli büyümenin ve sermaye akımlarının sürekliliğini
destekleyeceğini ifade etti. Ayrıca bu dönemde, finansal istikrar
açısından bankacılık sektörünün mevcut sağlıklı yapısının daha da
güçlendirilmesi önem taşıyor. Bu çerçevede kurul, finansal
kuruluşların zorunlu karşılıklarının Türk lirası olarak tutulan
kısmına faiz ödenmesi aracılığıyla çekirdek yükümlülüklere ilave
bir destek sağlanmasının, dengeli büyümeyi ve yurt içi
tasarrufların güçlendirilmesini destekleyeceğini belirtti.
Gıda fiyatlarındaki yüksek seyir enflasyon görünümündeki iyileşmeyi
geciktirdi. Gıda fiyatlarında yıl içinde yaşanan olumsuz
gelişmelerde arz koşulları en temel etken oldu. 2015 yılında arz
koşulları kaynaklı ek bir olumsuz katkının gelmemesi ve gıda
enflasyonunun geçmiş yıllardaki ortalamasına yaklaşması durumda,
enflasyon için bu kanaldan önemli bir düşüş alanı bulundu. Yakın
dönemde zayıflayan küresel talebin etkisi ile başta petrol olmak
üzere düşen emtia fiyatlarının önümüzdeki yıl için enflasyonda
öngörülen düşüş sürecini destekleyeceği değerlendirildi. Enflasyon
görünümünde beklenen bu olumlu gelişmelerle birlikte, enflasyonun
ulaştığı yüksek seviyeler orta vadeli beklentiler ve fiyatlama
davranışları üzerinde yukarı yönlü riskler oluşturmaya devam etti.
Kurul, enflasyon beklentilerini, fiyatlama davranışlarını ve
enflasyonu etkileyen diğer unsurları yakından izleyecek ve
enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri
eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı
duruşu sürdürecek.
Kredilerin büyüme hızı ve kompozisyonu, sıkı para politikası duruşu
ve alınan makro ihtiyati önlemlerin etkisiyle, arzu edilen
seviyelerde seyretti. Tüketici kredilerinin yıllık büyüme oranı
düşük seviyelerde devam ederken ticari krediler göreli olarak daha
güçlü bir seyir izledi. Kredilerdeki bu görünümün bir yandan orta
vadeli enflasyon baskılarını sınırlarken diğer yandan cari
dengedeki düzelmeyi desteklediği değerlendirildi. Kredi
büyümesinin, enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskılar oluşturacak
ve dengelenme sürecini bozarak finansal risklerin artmasına neden
olacak şekilde hızlanması durumunda ek sıkılaştırıcı tedbirler
alınacak.
Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyette bir miktar ivme
kaybına işaret etti. 2014 yılı ikinci ve üçüncü çeyreğinde küresel
ekonomide genel bir büyüme yavaşlaması gözlendi. Türkiye'nin en
büyük ihracat pazarı olan Avrupa ülkelerinde büyümenin duraksaması
ve çevre ülkelerdeki jeopolitik gelişmeler sonucunda dış talepte
yaşanan zayıflama ihracat büyümesini sınırlandırıcı etki yaptı.
Zayıf küresel talep nedeni ile düşen emtia fiyatlarının ise ithalat
büyümesini sınırlandırarak cari dengeye olumlu katkı yapması
beklendi. Öte yandan, finansal piyasalarda oynaklığın devam
etmesinin ve güven endekslerindeki zayıf seyrin etkileriyle özel
kesim nihai talebi de kalıcı bir toparlanma sergilemedi. Bu
çerçevede, iktisadi faaliyette öngörülen toparlanmanın kademeli bir
şekilde gerçekleşmesi ve toplam talep gelişmelerinin enflasyondaki
düşüş sürecini desteklemesi beklendi. Dış talepte ek zayıflama
yaşanması ve küresel büyüme oranlarının önemli oranda gerilemesi
durumunda, emtia fiyatlarında yaşanacak düşüşler enflasyonu
azaltıcı etki yapacak, fakat aynı zamanda yurt içi iktisadi
faaliyet üzerinde belirgin olumsuz etkiler gözlenebilecek. Bu
durumda, kurul politika araçlarını ekonomiyi destekleyici yönde
kullanacak.
Yılın başında alınan makro ihtiyati önlemlerin ve para
politikasındaki sıkı duruşun çekirdek enflasyon eğilimi üzerindeki
olumlu etkileri gözlendi. Yılın ilk aylarında belirgin miktarda
artış yaşanan çekirdek enflasyon göstergelerinden H ve I
endekslerinin eğiliminde yakın dönemde iyileşmeler gözlenmiş ve
enflasyon eğiliminde yaşanan artışın büyük bir kısmı üçüncü çeyrek
itibariyle geri alındı. Bu çerçevede, birikimli döviz kuru
gelişmelerinin yıllık enflasyon üzerindeki olumsuz yansımaları da
kademeli olarak azaldı. 2015 yılında enflasyonda bu kanaldan önemli
bir düşüş alanı olduğu değerlendirildi. Bununla birlikte, kurul,
ikincil etkilerin ve enflasyon beklentilerinin yakından izlenmesi
gerektiğini vurguladı. Kurul, orta vadeli enflasyon görünümünde ek
bozulmalar yaşanması durumunda likidite ve para politikalarında
sıkılaşmaya gidileceğini belirtti.
Kurul, maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin
gelişmeleri enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip
ediyor. Para politikası duruşu oluşturulurken, önümüzdeki dönemde
mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda
öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği varsayıldı. Maliye
politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu
durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde
para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu
olabilecek.
Orta vadede mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf
açığını azaltacak yapısal reformların güçlendirilmesi makroekonomik
istikrarı destekleyecek. Bu yönde atılacak adımlar aynı zamanda
para politikasının hareket alanını genişletecek ve uzun vadeli kamu
borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde seyretmesini sağlayarak
toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacak. Bu çerçevede, Orta
Vadeli Program'ın gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata
geçirilmesi büyük önem taşıyor.
(İHA)