KARDEMİR’den iddialara yanıt
KARDEMİR A.Ş. Yönetim Kurulu üyeleri hakkında çıkan iddialara KARDEMİR A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kamil Güleç'ten cevap geldi.
KARDEMİR A.Ş. Yönetim Kurulu üyeleri hakkında çıkan iddialara
KARDEMİR A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kamil Güleç'ten cevap
geldi.
İddia edildiği gibi şirketi baba-oğul Güleç ailesinin tek başına
yönetmediğini söyleyen Güleç, "Bütün kararlar yönetim
kuruluna bağlı icra organları genel müdür, genel müdür yardımcıları
ve ünite müdürleri vasıtası ile yapılmaktadır. Bunlar gerçekken ve
bunları bile bile bazı yerel basın organlarında ailelerimizi
ayrıştırarak ve hedef alarak çok çirkin sataşmalar, asılsız ve
maksadı aşan haberler yayınlanmaktadır" dedi.
KARDEMİR A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kamil Güleç, son
günlerde bazı görsel ve yazılı basın organlarında KARDEMİR ve
KARDEMİR'in bazı yönetim kurulu üyeleri, KARDEMİR ortaklarının
aileleri, şahsı ve ailesinin bazı bireyleri hakkında maksatlı,
planlanmış, yanıltıcı bilgilere dayalı haberler ve programlar
tertiplendiğini ifade ederek, gereksiz endişelere yer olmadığını,
birlik ve beraberlik içinde bugünlerin aşılacağını söyledi. Güleç,
haksız iddia ve karalamalar yapılarak bir dizi algıların
oluşturulmaya çalışıldığını kaydetti. Güleç, "2015 yılının
başından itibaren dünya çelik sektöründe kapasite kullanımında bir
daralma olmuştur. Dünya çelik sektöründe en büyük üretici olan
Çin'in kendi ekonomik bünyesindeki küçülmeye paralel olarak
ithalatçı konumdan ihracatçı konuma girmesi ve 2015 yılında
yaklaşık 100 milyon tonun üzerinde ihracat yapması ile dünya çelik
üreticileri zor günler yaşamaya başlamıştır. Net ihracatçı olan
Çin'in sattığı ürünlerde sürekli dampingli fiyatlar uygulaması ve
buna paralel dünya çelik fiyatlarının hızla düşmesi, pazarlarda
yerli üreticilerin bu fiyatlara adapte olamayarak üretimlerinde
mevcut kapasitelerini kullanılamaz hale getirmiştir. 2016 yılının
başında bu durum değişmemiş ve daha da hızlanmaktadır. Bu koşullar
ülkemiz demir çelik sektörünü de ciddi etkiliyor. Biz 2014 yılında
dünyada 7., Avrupa'da 2. çelik üreticisi iken, 2015 yılı sonunda
dünyada 9. sıraya, yıllık 36 milyon tonlara ulaşan üretimimiz de 30
milyon tonlara kadar gerilemiştir. Yine dünyada ABD, AB ve diğer
ülkelerin birçoğu Çin menşeili ürünlere 2015 yılı ortalarından
itibaren koruma tedbirleri alıp kota ve vergiler koyarak yerli
üretim ve üreticilerini korumuş ancak Türkiye açık pazar konumunu
devam ettirmektedir. Bu gelişmeler Türk demir çelik temsilcileri
tarafından hükümetimizin ilgili mercilerine anlatılmakta olup,
KARDEMİR yöneticileri olarak bizlerde yaklaşık 8 aydır aynı
konuları devletimizin her kademesine anlatmaya
çalışmaktayız" dedi.
"750 MİLYON DOLAR BORÇ YATIRIM BORCUDUR"
2015 yılı başlarında KARDEMİR'in ürettiği kütük demirin tonunu 400
dolar civarında satabilirken, bugün en son yaptığı satışın 275
dolar/tonda gerçekleştiğini anlatan Güleç, "Bu hızlı fiyat
düşüşünün en büyük sebebi, Çin'in ülkemize de çok büyük miktarlarda
ve düşük fiyatlarla demir çelik ürünlerini ihraç etmesidir. Bugün
Çin'deki kütük fiyatları yaklaşık Türkiye teslimi 250 dolar/ton
civarındadır. Öncelikle bu durum ark ocaklı tesisleri zora sokmuş,
ardından entegre tesislerini de etkilemiştir. Haliyle KARDEMİR'de
bundan etkilenmektedir. Yüzde 40'lara varan fiyat düşüşlerine
karşılık hammadde girdilerimiz aynı oranda düşmediğinden karlılık
sürekli ve hızlı şekilde ortadan kalkmaktadır. KARDEMİR, bildiğiniz
gibi son 5 yıldır kapasitesini yaklaşık 1 milyon tonlardan 3 milyon
tona çıkartmak için planladığı yatırımlarına devam etmektedir. Bu
yatırımlar çerçevesinde katma değeri yüksek nihai ürünlere de
kavuşmaktadır. 2015 yılı sonunda 2 milyon tonun üzerinde üretim
gerçekleştirmiştir. Önümüzde ki 1-2 yıl içinde de bu yatırımları
kaynak bulabilirse tamamlayarak 3 milyon ton ve üzeri bir
kapasiteye kavuşmuş olacaktır. Yatırımlarımızın gerçekleşmesi için
yaklaşık 1 milyar 350 milyon dolar yatırım planlamıştık. Yaklaşık
1,1 milyar dolarlık kısmı tamamlandı. Dünyada entegre demir çelik
tesislerinde 1 milyon ton üretim kapasitesi artırmak için yaklaşık
1,2 milyar dolar civarında yatırım gerekiyor. Bu açıdan
bakıldığında KARDEMİR yatırımlarını çok ucuza tamamlamaktadır.
Yaklaşık 750 milyon dolar borç yatırım borcudur ve uzun vadeli
ödeme planına bağlıdır. Şayet KARDEMİR bu yatırımları anahtar
teslimi yapsaydı böyle 1 milyar 350 milyon dolara değil, belki 2,5
-3 milyar dolar civarında yatırım bedeli ödeyecekti. Yapılan
yatırımlar hem yerinde ve gerekli, hem de olması gereken değerden
çok aşağıda tamamlanmıştır. Bu borç, boşa bir borç değildir.
KARDEMİR'in üretim kapasitesi yılda 1 milyon tondan 3 milyon
tonların üzerine yükseltilmektedir. Karşılığında büyük bir varlık
doğmuştur. İşte tabiri caizse eser ortadır. Bu eserin meydana
gelişinde herkesin emeği takdir edilirken, bu projenin başından
beri yani Karabük Demir Çelik fabrikalarının kapatılma sürecinden
bugüne Mutullah Yolbulan ve Kamil Güleç'in olağanüstü gayret ve
emeklerini ve can pahasına her şeyleri ile yaptıkları bu
mücadelenin takdirini kamuoyuna bırakıyorum" diye
konuştu.
"LİMANIMIZ OLMAZSA 2.2 MİLYON TONDAN FAZLA ÜRETİM YAPMA
İMKANI YOK"
KARDEMİR A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kamil Güleç, fabrika
olarak yatırımları tamamlamaları halinde limanları olmadığı için
2,2 milyon tonlardan daha fazla üretim yapma imkanlarının
olmadığını kaydederek şunları söyledi:
"İlerleyen sürede Filyos Limanı'nın mutlaka gerçekleşmesi
gerekmektedir. Bu liman KARDEMİR'in de, yöre sanayicisinin de,
bölgelerimizin de olmazsa olmazımızdır. Şayet limanımız olsaydı
bugünlerde ithal hammadde maliyetleri, yerli hammadde
maliyetlerinden daha aşağıda oluşacak ve KARDEMİR hem üretimini
daha ucuza mal edecek,hem de daha fazla kapasite kullanabilecekti.
Bir diğer hususta KARDEMİR 2015 yılına kadar yerli cevherlerle
üretim yaptığı için hem ucuz hammadde temin ediyor hem de kapasite
kullanımda avantajlı idi. Bu da maliyetlerimizi aşağı çekmemize
fayda sağlıyordu. Ama 2015 yılı başlarından itibaren yerli cevher
fiyatları ithal cevherlere göre pahalı kalmaya başladı. Çünkü, Çin
demir çelik üreticileri mamul ihracında ucuz fiyat uyguladıkları
gibi dünya cevher fiyatları da Çin'in iç talep yetersizliğinden
dolayı düşüş trendine girdi. Yerli cevher üreticileri ithal
cevherle rekabet edemiyor. Çünkü iç taşımada Devlet
Demiryolları'nın taşıma fiyatları çok yüksek olması sebebi ile
navlun maliyetleri şişiyor. Bunun bugün KARDEMİR için anlamı şudur;
biz İsdemir gibi limanda olan bir fabrika olsaydık şimdi ithal
cevher avantajını kullanıyor olacaktık. Ayrıca, KARDEMİR gibi
entegre tesislerinin hammadde bağlantıları eskiden 3-5 yıllık
yapılırdı. 2008 krizinden sonra 1 yıllık sürelere kadar geri
çekildi. Üretimimiz de devamlılığı sağlamanın ve dünyanın büyük
hammadde üreticilerinden mal alabilmenin bazı kuralları var ve buna
uymamız gerekiyor. Yani ürünlerinizde satış fiyatlarınız günlük
düşerken, hammadde fiyatları bilhassa bizim gibi entegre tesisler
için uzun dönem bağlantı ile alındığı için anında üretim
maliyetlerinize yansımıyor. Ayrıca 1 yıl önceki cevher fiyatlarına
göre, navlun fiyatları oransal olarak cevher maliyetleri içinde
gittikçe yükselerek KARDEMİR avantajlarını dezavantaja çevirmiştir.
Biz KARDEMİR olarak yıllardır bu taleplerimizi TCDD yetkililerine
iletiyoruz ama o kurumda zarar ettiği için fiyat indirmekte
zorlanıyor. Sizlere bir örnek vereyim; KARDEMİR limanda üretim
yapan fabrika olsaydı dünyanın öbür ucundan aldığımız cevher veya
koklaşabilir kömürün tonuna navlun olarak bugünlerde 6 dolar
civarında ödeme yapacaktık. Fakat bizim limanımız olmadığı ve deniz
kenarında kurulmadığımızdan, yerli cevherle ağırlıklı çalışma
zorunluluğu sebebi ile iç nakliye bedeli olarak DDY'na 20
dolar/tonlara varan navlunlar ödüyoruz. Yine Zonguldak ve Bartın
Limanlarında liman boyutları sebebi ile daha küçük gemilerle cevher
ve kömür getirme mecburiyeti olduğundan navlun fiyatları daha
yüksek oluyor."
KARDEMİR'in 2015 yılında zarar etmesinin sebeplerini açıklayan
Güleç, "KARDEMİR'i ölçek ekonomisi yönünden incelersek biz
2015 yılı sonlarında ancak 2 milyon tonu geçmişken, İskenderun
Demir Çelik 2015 yılı sonunda 5 milyon ton üretim yapmıştır. Buda
sabit giderlerimizde İsdemir'e göre ciddi maliyet farkı
oluşturmuştur. Bunun gibi daha birçok olumsuz faktörler son yılda
gelişmektedir. Örneğin bankalara borçlanma maliyetleri yükselmeye
devam etmektedir. Büyük yatırımlar yaptığımız için amortismanlar
çok yüksektir. Halbuki diğer entegre tesislerinin yatırım borçları
çok küçülmüştür. KARDEMİR'in kullandığı yatırım kredilerinden
dolayı kur farkları çıkmaktadır. Yatırım kredi borçlarımızın
çoğunluk dolar bazında olması ve doların hızlı değer kazanması 2015
yılı sonunda KARDEMİR'in karını zarara çeviren faktörlerden
olmuştur. Kısacası İsdemir'de entegre bir tesis ama kar ediyor,
KARDEMİR neden 2015 yılında zarar etti dersek, işte yukarıda izah
ettiğim ana sebeplerden dolayı KARDEMİR'in maliyetleri dönem dönem
ton başına oldukça yüksek seviyelerde çıkmakta ve zararı
oluşturmaktadır. Aslında KARDEMİR uzun ürün üretiminde yaptığımız
yatırımlar sonucu en son teknolojiye sahiptir. Bakın, aynı KARDEMİR
2014 yılında rekor kar etti. Çünkü dünyada çelik fiyatları olması
gereken yerdeydi. 2015 yılında da faaliyet zararı etmediği halde
yukarıda açıklamaya çalıştığım bazı elde olmayan sebeplerden ötürü
bilançolarımızın altında zarar çıkıyor" şeklinde
konuştu.
"KARDEMİR YÖNETİM HATALARINDAN DOLAYI ZARAR
ETMİYOR"
KARDEMİR'in yönetim hatalarından dolayı zarar etmediğini, yaşanan
sorunun sadece KARDEMİR'in değil Türk demir çelik sektörünün
olduğunu ifade eden Kamil Güleç, "Çin'den gelen tonu
250-260 dolarlara mal olan kütüklere ve diğer ürünlere kota
uygulanmazsa Türk demir çelik sektörü bir şekilde korunmaya
alınmazsa, Filyos'ta acilen en az 180-200 bin tonluk gemilerin
yanaşabileceği bir liman olmazsa, dünyada meydana gelen talep
yetersizliği değişmezse, KARDEMİR ulaştığı kapasitesini elinde
olmayan nedenlerle tam kullanamazsa işimiz gerçekten çok
zorlaşıyor. Şunu çok iyi bilmeliyiz ki, KARDEMİR yönetim
hatalarından dolayı zarar etmiyor. Bugünkü sorun yalnız KARDEMİR'in
sorunu değil Türk demir çeliğinin sorunudur. Bunun üstüne
KARDEMİR'in coğrafi konumundan kaynaklı dezavantajları da vardır.
İşte bu yüzden KARDEMİR'de son 12 yıldır hızla katma değeri yüksek
ürünleri üretebilmek için aşağıdaki yatırımları gerçekleştirdik.
2007 yılında büyük zorluklarla kurup faaliyete geçirdiğimiz ray ve
profil fabrikası, 2014 yılında kurduğumuz yeni sürekli döküm
tesisleri ve çelikhane yatırımları, 2016 Nisan ayı başlarında yine
700 bin tonluk birinci kısmını üretime alacağımız filmaşin ve kalın
kangal üreten dünyanın en son teknolojisine sahip haddehanesi, yine
yaklaşık 2 yıl sonra üretime hazır hale gelecek demir yolu tekerlek
fabrikası, bu haddehanelere en kaliteli çelik hammaddelerini
üretecek idame çelikhane yatırımları, vakum ve kükürt giderme
tesisleri, bunları besleyecek 2015 yılı başında faaliyete geçen 5
nolu 1,2 milyon tonluk yeni yüksek fırın, enerji santralleri,
oksijen fabrikaları, yeni kok fabrikaları, çevre yatırımları gibi.
Bu yatırımların büyük bir kısmı tamamlanmıştır. Geri kalan
yatırımlar da tamamlandığında KARDEMİR yıllık üretim kapasitesini 3
milyon tonların üzerine çıkaracaktır. Ama bunun için olmazsa olmaz,
fiziki olarak Filyos Limanı'nın devreye girmesidir. Dünya çelik
üretimi 2015 yılı sonlarında 1 milyar 700 tonlara ulaşılmış
bulunuyor. Dünyanın ekonomik büyümesinin yavaşlamasından ve Çin'in
de tüketimini küçültmesinden dolayı 1 milyar 200 milyon tonlarda
tüketim gerçekleşmektedir. Dünya çelik üretim kapasitesi de 2,4
milyar tonlarda olup 700 milyon ton kapasite fazlası var. Bu
fazlanın 400 milyon tonu Çin'den kaynaklanıyor, kalan 300 milyon
tonu dünyanın diğer ülkelerinden. Çin öncelikle kendi üretimini
kısmak ve kapasitesini düşürmek yerine dünyanın rekabet edemeyeceği
ve maliyetlerinin altındaki fiyatlarla ihracat yapmaya devam
ediyor. Türkiye eğer önlem almakta daha fazla gecikirse Türk çelik
sektörünün durumu daha da kötüleşecektir. Açıkça görüleceği gibi,
global ekonomi kaynaklı bu kriz, KARDEMİR yöneticilerinin
başarısızlığından doğan bir sonuç değildir."
"İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ BABA-OĞUL GÜLEÇ AİLESİ TEK BAŞINA
YÖNETMEMEKTEDİR"
Güleç, KARDEMİR'in yüzde 100'nün halka açık bir şirket olduğunu da
ifade ederek, "SPK mevzuatına göre yönetilmektedir.
KARDEMİR bağımsız uluslararası denetim şirketlerince
denetlenmektedir. Ayrıca iç denetimimiz vardır. KARDEMİR A.Ş. 4
tanesi bağımsız, 11 kişilik yönetim kurulunca yönetilmektedir.
İddia edildiği gibi baba-oğul Güleç ailesi tek başına
yönetmemektedir. Bütün kararlar Yönetim Kuruluna bağlı icra
organları Genel Müdür, Genel Müdür yardımcıları ve ünite müdürleri
vasıtası ile yapılmaktadır. Bunlar gerçekken ve bunları bile bile
bazı yerel basın organlarında ailelerimizi ayrıştırarak ve hedef
alarak çok çirkin sataşmalar, asılsız ve maksadı aşan haberler
yayınlanmaktadır. Bu kadar büyük şirketlerin kurumsal kimliği
vardır. KARDEMİR de öyledir. 1994 yılından buyana sürdürülen
mücadelemizde bu ve bunun gibi pek çok benzer durum yaşanmış,
başarı ve gerçeklerle bunlar aşılmış ve yalanlanmıştır. Şirketin
sermaye yapısı ve ortaklık yapısının şekillenmesi bazı basın
kuruşlarının yazması ile veya bir gazetecinin fikirleriyle olamaz.
70 binin üzerindeki hissedarın sorumluluğunu taşıyoruz. İnsanların
vazgeçemediği dünyada en önemli varlıklardan başta geleni
evlatlarıdır. Kamil Güleç ve ailesi için KARDEMİR'de bir evlat gibi
korunması gereken 78 milyon halkımızın manevi değeri olan bir
kuruluştur, candır. İlelebet yaşamasını istediğimiz
çalışanlarımıza, hissedarlarımıza, yöre halkımıza, ortaklarımıza,
bölgemize, ülkemize ekonomik ve sosyal destek verecek bir
kuruluştur. Sadece sıradan bir Anonim Şirket değildir. Son 12-13
yıldır ülkemizde AK Parti hükümetlerimiz ile başlayan olağanüstü
kalkınma ile sağlanan ekonomik istikrar, her alanda yapılan değişim
ve yenilik KARDEMİR'de güç vermiştir, yol göstermiştir. Bütün
zorlukları aşmamızda maddi manevi destek olmuştur. Bu siyasi
istikrar ve ekonomik ortam yalnız KARDEMİR özelinde değil, doğru
icraat yapan tüm kurum ve kuruluşlar için büyümeyi tetikleyici
unsur olmuştur. KARDEMİR'de hangi ünitenin, hangi fabrikanın
temelini atsak, hangi fabrikayı üretime geçirip devreye alsak onun
kurdelasını Cumhurbaşkanlarımızla, Başbakanlarımızla,
bakanlarımızla birlikte ve bizim doğal Başkanımız olan Mehmet Ali
Şahin bey ile birlikte kesmişizdir. Kendilerine ve hükümetimizin
geçmişteki ve bu gün ki siyasi temsilcilerine, başta
Cumhurbaşkanımız olmak üzere Başbakanımıza, bakanlarımıza ve yöre
milletvekillerimize, KARDEMİR'e verdikleri maddi ve manevi
desteklerinden dolayı şükranlarımızı sunuyorum. Önümüzdeki dönemde
Türk demir çelik sektörüne ve KARDEMİR'e desteklerini
esirgemeyeceklerini, alınması gereken tedbirleri, önlemleri acilen
alacaklarına bir şirket yöneticisi ve bir sanayici olarak yürekten
inanıyorum" dedi.
"BİRLİKTEN HER ZAMAN GÜÇ DOĞAR"
"KARDEMİR'in 2015 yılında geçici bilançolarında zarar
açıklarken, Kamil Güleç'in şirketleri kar ediyor" diye
asılsız bir algı oluşturulmak istediğini söyleyen Güleç,
"Benim sahibi bulunduğum Çağ Çelik A.Ş.'deki üretimlerimizi
dünyada 100'e yakın ülkeye ihracat yaptığımız halde ve şirketimiz
Türkiye'nin kendi dalında ihracatta ilk üç kuruluş içinde yer
aldığı halde 2015 yılı faaliyetlerimiz sonucunda bizlerde
bilançolarımızda zarar göreceğiz. Kar edemiyoruz. Türkiye'de demir
çelik sektöründe faaliyet gösteren çoğu üreticide şu günlerde zarar
ediyor. Bazı büyük üreticiler faaliyetlerine son veriyor. Dünya'da
çok üretici faaliyetlerini durdurdu. Bu kriz sektörde gittikçe
derinleşiyor. KARDEMİR Yönetim Kurulumuz ve icra organlarımız
vasıtasıyla KARDEMİR'i her koşul altında en iyi şekilde faaliyetine
devam ettirecek bütün önlemleri ve tedbirleri uygulamaya
çalışıyoruz. Yönetim Kurulu'nda bulunan ortaklar olarak da
birbirimize omuz omuza bağlı ve samimi dürüst davranışlar
sergileyerek bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da yolumuza
devam etmek arzusundayız. Hiç kimse tabiri caizse öküz altında
buzağı aramasın. Şunu hiç unutmamak lazım, bir olalım iri olalım
birlikte diri olalım. Birlikten her zaman güç doğacağına
inanıyorum. 50 yıllık demir çelik sanayinin içinden birisi olarak
ben bu samimi inançla hayatımda muvaffak oldum. Bugün Güleç ailesi
olarak sahip ve büyük ortak olduğumuz şirketlerimizdeki binden
fazla çalışanlarımızla Karabük yöresine ve ülkemize hizmete devam
ediyoruz. Ayrıca, KARDEMİR'deki 25 yıla yakın olağanüstü gayret ve
emeklerimizle her şeyden ötesi toplumun ve Karabük'ümüzün her
ferdine olan sevgi ve saygımızla dimdik ayaktayız. Ve inşallah
başta KARDEMİR'imiz olmak üzere sanayide, üretimde, sosyal alanda,
sağlıkta ve diğer hizmet alanlarında bundan sonra da Karabük'ümüze
ve ülke ekonomimize katkıda bulunmaya var gücümüzle, Cenabı Allah'a
sığınarak devam edeceğiz. Hiç kimse merak etmesin, KARDEMİR A.Ş.
faaliyetlerine büyüyerek devam edecektir. KARDEMİR A.Ş. bu
sıkıntılı günleri, başta çalışanlarımızın, onların temsilcisi
Çelik-İş Sendikamızın, ortak ve hissedarlarımızın, müşteri ve
tedarikçilerimizin, sivil toplum örgütlerimizin, yöre halkımızın,
duyarlı davranan Karabük basınının, milletvekillerimizin ve
hükümetimizin desteklerini alarak ülke demir çelik sektöründeki
öncü, yenilikçi, değişimci, yatırımcı, katılımcı ve başarıyı her
zaman yakalamasını ve devam ettirmesini bilen, yönetimdeki birlik
ve bütünlüğünü koruyarak aşacaktır. Bizim çalışma prensiplerimiz de
gereksiz endişelere yer yoktur. KARDEMİR sektöründe fark yaratmaya,
büyümeye ve başarılı olmaya devam edecektir" diye
konuştu.
(İHA)