Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'tan enflasyon açıklaması
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, "Enflasyonla mücadelede almamız gereken mesafeler var. Nihai amacımız enflasyonu kalıcı olarak tek haneler indirmek. Mali disiplin en önemli çıpamız olmaya devam edecek" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda, Hazine ve Maliye Bakanlığının 2019 yılı
bütçesi görüşüldü. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak
görüşmelere katılarak konuşma yaptı.
Albayrak, Bakanlığı ile bağlı kuruluşların 2019 bütçesinin TBMM
Genel Kurulundaki görüşmelerinde hükümet adına yaptığı konuşmada,
Türkiye'nin 2002'den önce yüksek kamu açıkları, yüksek kamu borcu,
sağlıksız bir finansal sistem ve yüzde 70'leri bulan enflasyon
oranları içinde, birkaç yıl arayla sürekli kendi içinden
kaynaklanan krizler geçiren ve çözüm üretemeyen bir iklime sıkışıp
kalmış ülke konumunda olduğunu belirtti.
Türkiye'nin o günlerde üretemeyen, yatırım yapamayan ve yatırım
çekemeyen, gelir düzeyi düşük ve sürekli kamu borcunun
sürdürülebilirliği sorunu yaşayan bir ülke olduğunu ifade eden
Albayrak, AK Parti iktidarları döneminde Türkiye'nin oluşturulan
geniş çerçeveli, zamanlı ve hedefli politikalarla 2000'li yılların
başından itibaren bu sağlıksız ekonomik yapıdan kurtulduğunu ve
ekonomiye istikrar kazandırılarak alt gelir grubundan, orta-yüksek
gelirli ülkeler grubuna geçtiğini söyledi.
Bu dönüşümün ekonomik göstergelere de yansıdığını vurgulayan
Albayrak, AK Parti iktidarları döneminde ekonominin yıllık ortalama
yüzde 5,7 büyüdüğünü, kişi başına gelirin 3 kattan fazla arttığını,
2005'ten bu yana yaklaşık 10 milyon kişiye iş imkanı sağlandığını,
yoksulluk göstergelerinde önemli iyileşmeler elde edildiğini dile
getirdi.
2002'den bu yana ihracatın 4 kattan fazla artarken, ihracatta ürün
ve ülke çeşitliliğinde önemli mesafeler kaydedildiğini, kamu
maliyesinde yeniden yapılandırmalar gerçekleştirilerek kamu
açıklarının ciddi anlamda azaltıldığını, kamu borç yükünün yarıdan
fazla düşürüldüğünü anlatan Albayrak, bankacılık sektörünün ise
uluslararası en iyi standartları sağlayacak şekilde sağlıklı bir
yapıya kavuşturulduğunu ve ekonomik büyümeye önemli katkı
sağlandığını belirtti.
"KÜRESEL KOŞULLARI ÇOK YAKINDAN TAKİP ETTİK"
Bu dönüşümün, birçok uluslararası kuruluş
ve platform tarafından örnek gösterildiğini anımsatan Albayrak,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye, bir yandan IMF'de daha çok katkı sağlayan donör
ülkelerden biri haline gelirken, diğer yandan G20 ülkeleri arasında
yer alarak küresel ekonomiye yön vermede etkin bir role sahip
olmuştur. 2007 yılında başlayıp tüm dünyayı sarsan küresel finansal
krizin etkilerini Türkiye ekonomisi, bu sağlam yapısıyla birçok
gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeye kıyasla en az maliyetle atlatmış
ve bu zor dönemde dahi üretim yapısını koruyarak istihdam artışı
sağlayan dünyadaki nadir ülkelerden biri olmuştur.
Üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen, küresel krizin etkilerini
atlatamayan ve sistemlerini rehabilite edemeyen birçok ülke
bulunmaktadır. Bu ülkeler, çareyi ticarette daha fazla korumacılığa
yönelmekle bulmuş, bugün, kendi çözümlerini üretemeyen ülkeler
nedeniyle küresel ticaret eski seviyelerinden oldukça uzaktadır. Bu
durum, Türkiye gibi ihracatını daha da artırmayı kendisine hedef
alan, küresel değerler zincirinde üst sıralara yükselmek üzere
üretim yapısını oluşturan ülkeleri doğal olarak olumsuz
etkileyebilmektedir. Biz rotamızı çizerken, tüm artılara ve
eksilere hazırlıklı olabilmek için her zaman küresel koşulları çok
yakından takip ederek, çok güçlü bir sistem inşa etmeye
başladık."
"EKONOMİ, RİSKLERE KARŞI DİRENÇ ORTAYA KOYDU"
Türkiye'nin 2013'te Gezi olayları ile başlayan birçok derin iç ve
dış şoklarla karşı karşıya kaldığını hatırlatan Albayrak, sadece
ekonomik değil aynı zamanda jeopolitik risklerin de arttığı bu
süreçte Türkiye ekonomisinin çok önemli bir direnç ortaya koyduğunu
ifade etti.
Türkiye'nin bu yıl ağustos ayında doğrudan
ekonomiyi hedef alan finansal bir saldırıya uğradığını aktaran
çeken Albayrak, şunları kaydetti:
"Piyasalarda o dönemde oluşan değerlemelerin ülkemizin makro
temelleri ile bağdaşmadığının, hepimizin malumu olduğunu ifade
ettik. İlk günden itibaren tüm kurum ve kuruluşlarımız, piyasaları
yakından takip ederek bu ataklara karşı ekonomimizi koruyacak
gerekli önlemleri almış ve sağlam adımları atmıştır. Bu zorlu
koşullar altında kamu ve özel sektör paydaşlarımızla birlikte
önümüzdeki dönemde ülkemizin çehresini değiştirecek olan Yeni
Ekonomi Programı'mızı oluşturduk. Enflasyon ve cari açıkta kalıcı
iyileşmeye odaklanan programımız, aynı zamanda üretim ve ihracata
yönelik detaylı bir planlamayla yüksek katma değerli üretim
yapısına geçişimizi çok daha hızlı bir noktaya taşıyacaktır. Kısa
vadede, aldığımız önlemler ve orta vadeyi şekillendiren Yeni
Ekonomi Programı'mızın da katkısı ile birlikte kasım ayında Türkiye
ekonomisine yönelik algıda ve beklentilerde çok önemli olumlu
gelişmeler yaşanmıştır. Güven endeksleri toparlanırken, finansal
piyasalarda kayda değer iyileşme gözlenmiş, ağustos ayı sonuna
kıyasla döviz kuru yaklaşık yüzde 20 değerlenmiş, tahvil faizleri
370 puana yakın gerilemiş ve risk primlerinde 200 puanın üzerinde
iyileşme sağlanmıştır. Üçüncü çeyrekte Türkiye ekonomisi, yüzde 1,6
büyüyen ve bu şekilde dengelenme süreci olarak ifade ettiğimiz
süreci güçlü bir şekilde hayata geçirmeye başlamıştır. Kısa vadede
büyümemizin yavaşlaması ancak akabinde gitgide daha da güçlenen bir
ekonomik toparlanmanın sağlanması sürdürülebilir, dengeli ve
sağlıklı büyüme hedeflerimizle uyumluluk arz etmektedir."
"İSTİHDAM ARTMAYA DEVAM EDİYOR"
Berat Albayrak, 2018'in dokuz ayında yüzde
4,5 seviyesinde büyüme sağlandığını ifade ederek, şöyle devam
etti:
"Eylül ayı itibarıyla bazı sektörlerde zayıflamalar olsa da
istihdamımız artmaya devam etmektedir. İş gücüne katılım oranı, bu
dönemde mevsimsel düzeltilmiş olarak yüzde 53,4 ile tarihi yüksek
seviyeye ulaşırken, işsizlik oranı yüzde 11,3 seviyesinde
gerçekleşmiştir.
Dengelenme sürecinin şimdiye kadar en olumlu yansımasını dış
ticaret ve cari işlemler dengesinde görmekteyiz. İhracat ve turizm
gelirleri artmaya devam ederken, iç talebin yavaşlamasıyla birlikte
ithalatta görülen daralma sonucunda, Türkiye ekonomisi üç ay arka
arkaya cari fazla vermiştir. Yıl sonunda cari işlemler açığı,
özellikle mayıs ve haziran ayından sonra, yaklaşık 60 milyar
dolarları gören rakamlarda, bahsettiğimiz bu dengelenme ve Yeni
Ekonomi Program çerçevesinde yıl sonu itibarıyla 30 milyar
dolarların da altında gerçekleşerek, çok tarihi bir performans
ortaya koyarak, Yeni Ekonomi Programı'nda öngördüğümüz hedeflerden
de çok daha başarılı ve güçlü bir performans ortaya
koyacaktır."
ENFLASYONLA MÜCADELE
Sadece cari işlemlerde değil enflasyonda
da iyileşme görülme sürecinin somut şekilde başladığına işaret eden
Albayrak, şunları söyledi:
"Yüksek enflasyona karşı atılan adımlar ve Enflasyonla Topyekun
Mücadele Programı'nın etkisi görülmeye başlamıştır. Ekim ayında
tepe noktasına ulaşan tüketici fiyatları, kasım ayında aylık yüzde
1,4 daralırken yıllık enflasyon bir önceki aya göre 3,6 puan
iyileşmiştir. Enflasyondaki bu düşüş, fiyatlama davranışları için
önemli bir gösterge olan beklentileri de olumlu yönde etkilemiştir.
Ancak daha önümüzde almamız gereken çok önemli mesafeler var. Nihai
amacımız daha önce de belirttiğim gibi enflasyonu kalıcı olarak en
kısa sürede, orta vadeli programda da bahsettiğimiz gibi tek haneli
rakamlara düşürmektir. Enflasyonla mücadelede, para ve maliye
politikalarımızdaki güçlü duruşu korurken aynı zamanda yapısal
sorunlarla da çok yoğun bir mücadele ortaya koyarak, çözümleri adım
adım hayata geçirmeye başladık."
Albayrak, küresel ekonomik ve finansal koşulların giderek
zorlaştığı bu dönemde, ekonomiyi bütüncül bir bakış açısıyla
değerlendirmeye devam edeceklerini belirtti.
Gelir politikalarına ilişkin temel politika öncelikleri
çerçevesinde geçtiğimiz dönemde birçok vergisel düzenlemenin hayata
geçirildiğini anımsatan Albayrak, Plan ve Bütçe Komisyonunda
görüşmeleri tamamlanan kanun teklifi ile imalat sanayi
yatırımlarına sağlanan indirimli kurumlar vergisi ve KDV teşvik
unsurlarının 2019'da da uygulanmasının öngörüldüğünü söyledi.
Mali disiplinin tüm AK Parti
hükümetlerinde olduğu gibi bu dönem de en önemli çıpaları
olacağının altını çizen Albayrak, şunları
kaydetti:
"Vergi sistemimizi daha basit, etkin, geniş tabanlı ve daha adil
bir yapıya kavuşturmak için vergi mevzuatımızın sadeleştirilmesine
yönelik çalışmalarımız başta olmak üzere, 2019 yılı bu anlamda çok
etkin bir yıl olacak. Bunun yanında etkinliği olmayan istisna,
muafiyet ve indirimleri kademeli olarak kaldıracak, mecbur
olmadıkça yeni istisna ve muafiyet getirmeyeceğiz.
Mükelleflerimizin vergiye uyum seviyelerini güçlendirecek ve
kayıtlı ekonomiye geçişi hızlandıracağız.
Gelir politikalarımız ile ihracat odaklı ve teknoloji tabanlı bir
üretim modeli çerçevesinde; nitelikli yatırımları, katma değerli
üretimi, istihdamı ve ihracata dayalı büyümeyi destekleyerek,
ekonomimizin rekabet gücünü daha da geliştireceğiz. Bunun özellikle
son 2-3 aylık süreçte öncülerini, mesajlarını, ticaret anlamında,
cari denge anlamındaki, dengelenme rakamlarında görmeye başladık ve
2019 bunun daha da güçlü bir şekilde hayata geçtiği inşallah bir
yıl olacak."
Mükellef Hizmetleri Merkezi'ni yeniden yapılandırdıklarını aktaran
Albayrak, İnteraktif Vergi Dairesinde halihazırda 46 hizmet
sunulduğunu söyledi.
İnteraktif Vergi Danışmanı uygulamasını diğer kazanç ve vergi
unsurlarını kapsayacak şekilde geliştirmeye devam ettiklerini dile
getiren Albayrak, KDV iadelerinin hızlı ve doğru yapılabilmesini
sağlamak için yoğun şekilde çalıştıklarını aktardı.
Albayrak, şöyle devam etti:
"Bu kapsamda daha önce yapmış olduğumuz hizmetlere ilave olarak,
belirli şartları sağlayan mükelleflerimizin, yeminli mali
müşavirlerce hazırlanmış KDV iadesi tasdik raporu ile talep
ettikleri KDV iade tutarlarının yüzde 50'sinin, yapılacak ilk
kontrollere göre aylarca süren bu işlemi 10 iş günü gibi kısa bir
süreye düşürerek teminat alınmaksızın iade edilmesini, kalan
tutarın daha sonra yapılacak kontroller çerçevesinde iade
edilmesini öngören bir sistemi ocak ayından hayata geçirmeye
başlıyoruz."
Vergi beyannamelerinin yüzde 99,8'ini e-beyan sistemi ile almaya
başladıklarını bildiren Albayrak, ekim ayı itibarıyla elektronik
ortamda alınan bildirim ve beyanname sayısının 90 milyona
yaklaştığını belirtti.
Bu yıl Veraset ve İntikal Vergisi
beyannamelerinin de elektronik ortama taşındığına işaret eden
Albayrak, şunları kaydetti:
"e-Tebligat Sistemi'yle yaklaşık 30 milyon adet tebligat ve buna
dayalı elektronik ortamda düzenlenerek tebliğ edildi ve yaklaşık
300 milyon liraya yakın tasarruf sağladık. Hazır beyan sisteminin
kapsamını genişlettik.Hazır Beyan Sistemi'yle mükelleflerimizin
kira geliri, ücret, menkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve
iratların beyan edilebilmesine olanak sağladık.
Bu kapsamda, mart ayında 1 milyon 441 bin mükellef, Hazır Beyan
Sistemi'ni kullanarak yıllık gelir vergisi beyannamesi
vermiştir."