Erdoğan’dan "faiz" mesajı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim faiz oranlarını aşağı düşürmedikten sonra, yatırım dedim, yatırım yapılabilir mi? Yatırım destekli teşvik sistemi diyoruz, öncelikle bu yüksek faizden yatırımcıyı kurtaracaksın ki bu yatırımlar yapılabilsin" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim faiz oranlarını aşağı
düşürmedikten sonra, yatırım dedim, yatırım yapılabilir mi? Yatırım
destekli teşvik sistemi diyoruz, öncelikle bu yüksek faizden
yatırımcıyı kurtaracaksın ki bu yatırımlar yapılabilsin"
dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde "Proje Bazlı Teşvik Sistemi
Tanıtımı ve 2017 Yılında Hazırlıkları Tamamlanan Projelere
Verilecek Teşvik Belgelerinin Dağıtımı Töreni"
gerçekleştirildi. Törende Proje Bazlı Teşvik Sistemi kapsamında
teşvik belgesi almaya hak kazanmış 19 firma temsilcisine teşvik
belgeleri verildi. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan,
"Bu 23 projenin 135 milyar lira yatırım bedeli olduğunu
görüyoruz. Bu yatırımlar sayesinde z34 bin 11 doğrudan, 134 bin de
dolaylı istihdam ortaya çıkacak. İhracatımıza 6 milyar 318 milyon
dolarlık katkı sağlarken, ithalatımızın da 12 milyar 312 milyon
dolar azalmasını temin edecek. Böylece geçtiğimiz yıl 47 milyar
dolara ulaşan cari açığımız da 19 milyar dolarlık bir iyileşme
sağlamış olacağız" diye konuştu.
"KISKANÇLIK, BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL"
Geçen 15 yılda milli geliri 236 milyar dolardan 860 milyar dolara
çıkartarak Türkiye'yi 3,5 kattan fazla büyütmeyi başardıklarını
söyleyen Erdoğan, "2003-2017 arasında ortalama büyüme
oranımız yüzde 5,8 düzeyinde gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl yüzde
7,4'lük büyüme oranı ile ortalamanın üzerine çıktık. Aynı şekilde
yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Birileri şunu söylüyorlar, ‘fazla
büyüme hayırlı değildir.' Niye, kıskançlık, başka bir şey değil.
Büyüme olmadıktan sonra ne işe yarar. Büyüme oranınız ne kadar
artarsa o kadar güçlü olacaksınız. Çalışanlarımızın milli gelirden
aldıkları pay 2002 yılında yüzde 25 iken bu oran geçtiğimiz yıl
yüzde 30,5 düzeyine çıktı. Aynı şekilde 2005 yılında 19 milyon 600
bin düzeyinde olan çalışan sayımız, geçtiğimiz yıl 28 milyon 200
bine yükseldi. Neredeyse 10 milyona yakın bir istihdam artışı
yaşandı. Kadınlarımızın ve gençlerimizin işgücüne katılım oranları
istihdamdan daha hızlı arttığı için işsizlik hala yüzde 10'un biraz
üzerinde görünüyorsa da inşallah en kısa sürede bunu da en kısa
sürede tek haneli rakamlara indireceğiz. Burada hizmet sektörümüz,
özellikle turizmdeki gelişmeler inanıyorum ki istihdamda da bize
beklediğimiz başarıyı getirecektir. Türkiye sadece büyümüyor, bu
büyüme ile ortaya çıkan gelirin adil şekilde dağılmasını da
sağlıyor. İhracatımızın yıllık 36 milyar dolardan Mart ayı
itibariyle 160 milyar dolara çıkarmış olmamız da tarihi bir
başarıya işaret ediyor" şeklinde konuştu.
"TURİZMDE ÖZELLİKLE VAN, AĞRI, IĞDIR BURALARI İHMAL
ETMEYİN"
Turizmde, darbe girişimi ve terör olayları sebebiyle meydana gelen
gerilimi büyük ölçüde telafi ettiklerini kaydeden Erdoğan,
"Bu sezon hem turist sayısı hem gelir bakımından yeni
rekorlara imza atacağız. Doğu'yu ihmal etmeyin. Turizmde özellikle
Van, Ağrı, Iğdır buraları ihmal etmeyin. Bu üçlü zirvede Sayın
Ruhani de ifade etti, '15 gün içinde 169 bin turist geldi, Nevruz
sebebiyle.' Bizim o bölgedeki doluluk oranı yüzde 90'ın üzerine
çıktı. Bizim başaramadığımız, oralarda bizim alt yapıyı hemen
yapmamız lazım. İran'dan turistler geldiği zaman orada rahatlıkla,
özellikle Nevruz kutlamaları yapsınlar. Oradan kalmıyor, Antalya,
İstanbul'a geçiyor. Üstelik bu büyümeyi devletimizi borç batağına
sürüklemeden, önemli ölçüde özel sektörümüzün dinamizmi ile
gerçekleştirdik. Kamu borçlarının milli gelirimize oranı 2000
yılında yüzde 60 düzeyindeyken bu oran geçtiğimiz yıl yüzde 8,5'un
altına düştü. Daha önce vergi gelirlerinin neredeyse tamamına
yakını borç faizlerinin ödemesine giden bir Türkiye vardı. Yüzde
85'leri buluyordu. Öyle ki 2002 yılında 119 milyar lira bütçe
gelirine sahip Türkiye, 87 milyar lirası faiz, 52 milyar lirası
anapara olmak üzere 139 milyar lira borç ödemesi yapıyordu. 2017
yılında ise 630 milyar lira bütçe geliri elde eden Türkiye 86
milyar lirası faiz, 57 milyar lirası anapara olmak üzere toplam 143
milyar lira borç ödemesi gerçekleştirdi. Bütçe gelirlerimiz 5
kattan fazla artarken, borç ödememiz aynı kalmıştır. İşte ortaya
çıkan bu kaynakla da ülkemizi her alanda büyüttük,
kalkındırdık" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'NİN BU SÜREÇTE AŞMASI GEREKEN HEM TEKNİK HEM DE
PSİKOLOJİK BİR ENGEL VAR"
"Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi
haline getirmek için bugünkü Türkiye'yi 2 kat daha büyütmemiz
gerekiyor" açıklamasında bulunan Erdoğan, büyümenin
yatırım, istihdam, üretim, ihracat, teknoloji, refah anlamına
geldiğini kaydetti. Erdoğan, "Yeni yatırımlara ihtiyacı
olan Türkiye'nin bu süreçte aşması gereken hem teknik hem de
psikolojik bir engel var. O da cari açık sorunu. Yurt içinde ve
yurt dışında ekonomimizle ilgili değerlendirme yapan herkesin
önümüze koyduğu bu sorunu çözmenin yolu da teknoloji ve sermaye
konusunda yeni yaklaşımlar geliştirmekten geçiyor. Ayın 3'ünde
burada çok önemli bir adımı attık. Akkuyu Nükleer Enerji
Santrali'nin temelini attık. Cebimizden para çıkmıyor. 22 milyar
dolarlık bir yatırım. 2023'te bunun ilk etabının açılışını
yapacağız. Tamamı enerjimizin yüzde 10'unu buradan temin etmiş
olacağız. Birileri bundan rahatsız oluyor. Akkuyu Nükleer Güç
Santrali'nin ülkemize kazandırdığı aynı zamanda da kariyeri yüksek
gençler. Şimdi bu mühendislerimiz Rusya'da yetiştiriliyor. Bunu
diğerleri takip edecek. 3 bin 500 istihdam, inşaat safhası
hızlandığında 10 bine ulaşacak. Bütün bunlar Türkiye'nin nereye
gittiğini gösteriyor. Savunma sanayinde attığımız adım, S-400
diyoruz, birileri rahatsız oluyor. Türkiye kendi kaderini kendisi
belirleyecek. Bu kaderine ortak paydalar bulabiliyorsa kimse bundan
rahatsız olmasın. Bu ortak paydada kimler yer almak istiyorsa biz
onlarla el ele veririz. Ama almak istemiyorsa kusura bakmayın, biz
yolumuza devam edeceğiz. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları
ile enerji tasarrufu konusunda da önemli çalışmalar yürütüyoruz.
Şimdi biz S-400 ile kalkıyoruz, buradaki hesapta hemen kredi, gayet
uygun bir faiz oranı ile bize veriliyor ve biz bununla beraber bu
adımı atıyoruz. Yüzde 3 faiz oranı ile biz bu krediyi alıyorsak ben
artık bir yerden icazet mi alacağız. Enerji atılımımızı yüksek
teknolojiye dayalı ürünlerin ülkemizde geliştirilmesi ve üretilmesi
projeleri ile tamamlayarak cari açık sorununu kökten çözme
irademizi ortaya koyduğumuza inanıyorum. Gelecekte cari açık,
yüksek faiz, borç prangasından kurtulmak için bugünden bu
tedbirleri almak mecburiyetinde olduğumuzu biliyoruz.
‘Cumhurbaşkanımız faizler konusunda devamlı konuşuyor.' Ne
yapacağım? Hepiniz dertlisiniz, biliyorum. Bizim faiz oranlarını
aşağı düşürmedikten sonra, yatırım dedim, yatırım yapılabilir mi?
Yatırım destekli Teşvik sistemi diyoruz, öncelikle bu yüksek
faizden yatırımcıyı kurtaracaksın ki bu yatırımlar yapılabilsin.
Yatırım olduğu zaman istihdam, üretim ve ihracat olacak. Proje
Bazlı Yatırım Teşvik Sistemi bu ihtiyacın neticesi ortaya
çıkmıştır" dedi.
"MECLİS KÜRSÜSÜNÜ PANAYIR YERİNE ÇEVİRENLERİN TÜRKİYE'YE
SÖYLEYECEK BİR SÖZÜ YOKTUR"
Teşvik kapsamındaki yatırımlara sağlanan destekleri açıklayan
Erdoğan, "Teşviklerin ilk semeresini Mardin Mazı Dağı
içinde 2,9 milyar liralık bir yatırım ile aldık. Burada yapılacak
tesis 900 kişilik istihdam sağlayacak. Bakanlar Kurulu 24 Nisan
2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı. Şu ana kadar 23 proje için
19 firmamız bu yatırım teşviklerinden yararlanmaya hak kazandı. Bu
firmalarımızı ülkelerine ve devletlerine güvenerek yola çıktıkları
için bu yolda destekleyeceğiz. Firmalarımızı teşvik belgelerinin
hayırlı olmasını diliyorum. Şimdi akdimizi yapmamız lazım,
Türkiye'nin gerçek gündemi işte budur. Her kim ülkemizin bu asli
meselelerini bir kenara bırakıp siyasetimizi ve milletimizi
dedikodu ile iftira ile hakaret ile meşgul ediyorsa bilin ki onun
heybesi boştur. Meclis kürsüsünü panayır yerine çevirenlerin
Türkiye'ye söyleyecek bir sözü yoktur. Böylelerinin Türk milletine
söyleyecek bir sözü de yoktur. Söyleyecek sözü olmayanın yüreğinin
iyi ve güzel olan her şeye kin bağlaması, ağzının afedersiniz
kanalizasyon borusuna dönmesi kaçınılmaz hale gelir. Bizim için
burada olduğu gibi ülkemize yatırım getirecek, istihdamı ve
ihracatı artıracak tek bir yatırımı konuşmak diğerleri ile bir ömür
polemik yapmaktan çok daha evladır, makbuldür, heyecan ve tatmin
vericidir. Ülkemde yatırım yapacak olan tüm yatırımcıların
başımızın gözümüzün üstünde yeri var. Yetir ki bize inansınlar,
güvensinler" diye konuştu.
"TEŞVİKLERE DEVLETİN KAYBI OLARAK DEĞİL, ÜLKENİN VE
MİLLETİN KAZANCI OLARAK BAKIYORUZ"
Yatırımın, üretimin, istihdamın olmadığı bir yerde devletin alacak
vergi bulamayacağının altını çizen Erdoğan,
"İşadamlarımızın önünü açarken verdiğimiz teşviklere
devletin kaybı olarak değil, ülkenin ve milletin kazancı olarak
bakıyoruz. Ömründe hiç iş kurmamış, 5 koyun gütmemiş, aldığı
koyunları da kaybetmiş, çalışmamış, çalıştırmamış, üretmemiş, böyle
birilerine bunları anlatmak beyhude bir çabadır. Sene 2002 Kasım ve
şuanda 2018, neredeydik, nereye geldik. Hesap bu kadar basit.
Bizden size takoz olmaz, bizden size önünüzdeki takozların
temizlenmesi olur" şeklinde konuştu.
Erdoğan, konuşmasının ardından teşvik belgesi almaya hak kazanan
firmaların belgelerini verdi.
PROJE BAZLI TEŞVİK SİSTEMİ KAPSAMINDA TEŞVİK BELGESİ ALMAYA HAK
KAZANAN FİRMALAR
Söz konusu sistem kapsamında desteklenecek yatırımların toplam
tutarı 135 milyar lira olup, 23 adet yatırım projesi için teşvik
belgesi düzenlenecek. Teşvik belgesi almaya hak kazanan firmaların
isimleri ise şöyle:
"Alvi Medica, Assan, Atayurt, BMC (4 adet proje), CFS, Dow
Aksa, Ekore, Ersan, SASA (2 adet proje), İpek Mobilya, Most Makine,
Siirt Bakır, Metcap Enerji, TUSAŞ, Oyak Renault, Yıldız Metalurji,
Vestel, Sütaş ve Tosyalı."
AÇIKLANAN PROJELER KAPSAMINDA DESTEKLENECEK YATIRIM KONULARI
Teşvik belgesi almaya hak kazanan firmaların üretim konuları;
stratejik nitelikleri ve teknolojik özellikleri nedeniyle proje
bazlı olarak desteklenecek yatırımlar arasında yer alıyor. Teşvik
belgesi alan firmaların yatırım konuları ise şöyle:
"Yenilenebilir enerji teknolojileri (Ingot ve hücre üretimi
ile entegre güneş paneli üretimi), metalürji yatırımları (Alüminyum
yassı mamul, entegre madencilik, külçe çinko, külçe kurşun, izabe
ve katot bakır üretimi vb.), ham petrol işleme rafinerisi,
petrokimya ürünleri (Polietilen, Polipropilen, Polimer-Çips,
PTA-MEG vb.), karbon elyaf ve kompozit malzeme
Tıbbi cihazlar ve sağlık teknolojileri (Kateter, stent, kalp
kapakçığı üretimi), raylı sistem araçları (Hızlı tren, metro vb.),
savunma sanayi teknolojileri (Muhtelif zırhlı araçlar, muharebe
uçağı), motorlu taşıtlar-elektronik (Hibrit motor, dizel motor ve
batarya üretimi), tarım teknolojileri yatırımları (Entegre teknik
hayvancılık.)
DESTEKLENECEK YATIRIM PROJELERİNİN ÖNGÖRÜLEN EKONOMİK KATKILARI
Proje Bazlı Teşvik Sistemi kapsamında desteklenecek 135 milyar lira
tutarındaki 23 proje ile yaklaşık 35 bin kişiye doğrudan istihdam
sağlanması öngörülüyor. Söz konusu projeler ile oluşturulacak
dolaylı istihdamın ise 134 bin kişinin üzerinde olması bekleniyor.
Diğer taraftan, söz konusu yatırım projelerine konu ürünlerin,
ülkemizin dışa bağımlılığının yüksek düzeyde olduğu ürünler ile
küresel rekabet gücü yüksek ürünlerden oluşması nedeniyle
yatırımların ithalatı azaltıcı ve ihracatı artırıcı etkilerinin
güçlü olması bekleniyor, anılan yatırımların hayata geçirilmesiyle
cari açık üzerinde yıllık 19 milyar dolar olumlu etki yapacağı
öngörülüyor.
PROJE BAZLI TEŞVİK SİSTEMİ NEDİR?
Proje Bazlı Teşvik Sistemi, 7 Eylül 2016 tarihli ve 29824 sayılı
Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6745 sayılı
"Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi İle Bazı Kanun
Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun"un 80. maddesi ile "Proje Bazlı Teşvik
Sistemi"ne ilişkin usul ve esasları belirleyen 2016/9495
Sayılı "Yatırımlara Proje Bazlı Devlet Yardımı Verilmesine
İlişkin Karar" kapsamında uygulanıyor.
Söz konusu destek sistemi ile kalkınma planları ve yıllık
programlarda öngörülen hedefler doğrultusunda, asgari 100 milyon
dolar tutarındaki, ülkemizin mevcut veya gelecekte ortaya
çıkabilecek ihtiyaçlarını karşılayacak, arz güvenliğini sağlayacak,
dışa bağımlılığı azaltacak, teknolojik dönüşümünü sağlayacak,
yenilikçi, Ar-Ge yoğun ve katma değeri yüksek yatırımlar proje
bazlı olarak destekleniyor.
PROJE BAZLI TEŞVİK SİSTEMİ KAPSAMINDA SAĞLANAN DESTEKLER
Belirlenen amaçlara uygun olduğu tespit edilen ve proje bazlı
olarak desteklenmesine karar verilen yatırım projelerine nitelik ve
ihtiyaçları doğrultusunda çok çeşitli destek alternatifleri
sunuluyor. Bu kapsamda yatırımcılara getirilecek destekler şöyle
olacak:
"Vergisel destekler; Gümrük Vergisi muafiyeti, KDV
istisnası, bina inşaat harcamaları için KDV iadesi, yatırım
tutarının 2 katına kadar Kurumlar Vergisi indirimi veya 10 yıla
kadar Kurumlar Vergisi istisnası. İstihdam destekleri; 10 yıla
kadar sigorta primi işveren hissesi desteği, 10 yıl süreyle Gelir
Vergisi stopajı desteği, nitelikli personel desteği. Finansal
destekler; yatırımın finansmanında kullanılan yatırım kredisi için
10 yıla kadar faiz veya kâr payı desteği, sermaye katkısı, 10 yıla
kadar enerji desteği. Yatırım yeri ile ilgili destekler; yatırım
yeri tahsisi ve belirli şartlarda söz konusu taşınmazın bedelsiz
olarak yatırımcıya devredilmesi. Altyapı desteği. Diğer destekler;
kamu alım garantisi ve ile izin, ruhsat, tahsis, lisans ve
tescillerde kolaylık getirilmesi desteklerinden bir veya birden
fazlasından yararlanabilmektedirler."
PROJE BAZLI TEŞVİK SİSTEMİ KAPSAMINDA HÂLİHAZIRDA DESTEKLENEN
YATIRIMLAR
Proje Bazlı Teşvik Sistemi kapsamında desteklenen ilk proje olan
Mardin'in Mazıdağı ilçesinde gerçekleştirilecek 2,9 milyar TL
tutarındaki 900 kişiye istihdam sağlayacak Metal Geri Kazanım ve
Entegre Gübre Tesisi'ne yönelik olarak yatırımın niteliklerini ve
sağlanacak destek unsurlarını içeren destek kararı 24 Nisan 2017
tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanmış ve anılan yatırım adına
yatırım teşvik belgesi düzenlenmişti.
Bugün gerçekleştirilen Proje Bazlı Teşvik Sistemi Tanıtım Töreni
kapsamında açıklanan 135 milyar lira tutarındaki 23 adet yatırım
projesinin her biri için, Resmi Gazete'de yayımlanacak destek
kararlarını müteakip yatırım teşvik belgesi düzenlenecek.
PROJE BAZLI TEŞVİK SİSTEMİ İÇİN MÜRACAAT NASIL YAPILIR?
Proje Bazlı Teşvik Sistemi kapsamında değerlendirilmek ve
desteklerden faydalanmak isteyen yatırımcılar, Ekonomi Bakanlığının
davet mektubu veya duyurusu üzerine Bakanlığa müracaat
edebiliyor.
Bakanlığa sunulan yatırım projeleri, ülkemizin mevcut durumda veya
gelecekte ortaya çıkabilecek kritik ihtiyaçlarını karşılayabilme,
ülkemizde üretim kapasitesi yetersiz olan ürünlerde arz güvenliğini
sağlayabilme, ülkemizin teknoloji açığı olan alanlarda teknoloji
kapasitesini geliştirme, dış ticaret açığı verilen alanlarda
ithalat bağımlılığını azaltma, yüksek katma değerli olma, ülkemizde
üretimi olmayan, yeni nesil teknolojiler kullanılarak üretim
yapılmasını sağlayabilme, farklı sektörlerde ülkemize rekabet gücü
kazandırabilme, etkileşimde olduğu sektörlerde teknolojik dönüşümü
hızlandırma ve bu sektörlere pozitif dışsallık sağlayabilme,
yenilikçi ve ar-ge yoğun yatırım olma, cari işlemler dengesini
olumsuz etkileyen ve hammadde sıkıntısı yaşanılan sektörlerde
gerçekleştirilecek yüksek katma değerli işlenmiş ürünlerin
üretimine yönelik olma, ülkemizin hammadde potansiyelinin
değerlendirilmesine olanak sağlayan entegre üretime yönelik olma
gibi niteliklere uygunlukları bakımından değerlendirmeye tabi
tutuluyor.
Bakanlık tarafından uygun görülen projeler Bakanlar Kuruluna
sunulmakta olup, Bakanlar Kurulu tarafından desteklenmesine karar
verilen her bir yatırım projesi için Bakanlar Kurulu Kararı
niteliğinde olan destek kararı düzenlenmekte, destek kararının
Resmi Gazete'de yayımlanmasını müteakip, firmanın müracaatı
üzerine, yatırım projesi için yatırım teşvik belgesi
düzenlenmekte.
PROJE BAZLI TEŞVİK SİSTEMİNİN VİZYONU
Sistem sayesinde, dışa bağımlılığı azaltacak, ihracat potansiyelini
artıracak, sanayide teknolojik ve dijital dönüşümü sağlayacak,
ar-ge içeriği yüksek yatırımların hayata geçirilmesi ile ülkemizin
sürdürülebilir büyümesine ve istihdam düzeyinin artırılmasına katkı
sağlanacağı ve bu kapsamda kamu yararının sağlanarak orta-uzun
vadede gerek ekonomik gerekse sosyal açıdan toplumsal refaha
katkıda bulunulacağı öngörülüyor.
(İHA)