”Büyük operasyonu 2 ayda püskürttük"
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, "Büyük operasyonu 2 ayda püskürttük. Türkiye bugün ağustos ve eylül ayından çok daha güçlü bir durumda. Eğer rakamlar bu istikamette giderse, yıl sonunda cari denge çok daha büyük bir sürprize gebe olacak" dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, "Büyük
operasyonu 2 ayda püskürttük. Türkiye bugün ağustos ve eylül
ayından çok daha güçlü bir durumda. Eğer rakamlar bu istikamette
giderse, yıl sonunda cari denge çok daha büyük bir sürprize gebe
olacak" dedi.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nda "Adım Adım
Ekonomi" programında konuşan Bakan Berat Albayrak,
"Bugün geldiğimiz nokta gayet güzel, ama yeterli değil.
Türkiye son 16 yıldır her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da
ciddi bir başarı hikâyesi ortaya koydu. Bu hikâyeyi adım adım inşa
ederken bankacılık ve finans sektörü, kamu, özel ve reel sektör
hepsi topyekûn ivme ortaya koydu. 2023'e doğru hızla ilerlerken
büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etme noktasında en önemli eşiklerden
bir tanesini 24 Haziran seçimleriyle geride bıraktı. 2013'ten bu
yana bir çok dahilî ve haricî sınamanın ardından 24 Haziran
seçimiyle milletimiz bu iktidara 5 yıllık önemli ve güçlü bir yetki
verdi. Bu önümüzdeki 5 yıllık süreçte bir yandan yapısal
dönüşümlerini hayata geçirecek, diğer yandan da dünyanın en güçlü
üretim ekonomilerinden biri olma yolunda çok önemli adımlar atmaya
devam edecek. Bu büyük yolculuğun en önemli, en kritik
virajlarından bir tanesini dönerken, çok tarihî bir süreci hep
birlikte yaşamaya devam ettik. Ağustos ayı ile birlikte çok geniş
kapsamlı spekülatif adımla karşı karşıya kaldık" dedi.
Albayrak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ağustos ayında yaşadığımız süreç, 2008 yılında yaşanandan
farklı olarak kur, faiz ve enflasyon alanında çok büyük bir
operasyon ile Türkiye'yi karşı karşıya koydu. 2 ayda o kadar hızlı
ve güçlü adımlar attık. Bu yeni cumhurbaşkanlığı sisteminin
getirdiği hızlı, güçlü aktif karar alma mekanizmalarıyla şükürler
olsun, koordinasyonla çok hızlı refleksler vererek bu sürecin
birçoğunu bertaraf ettik, püskürttük. Ekonomi yönetimi olarak, çok
güçlü bir koordinasyonla, aksiyon ve adımlarımızla, aldığımız
tedbirlerle çok ciddi refleks gösterdik. Türkiye ekonomisini,
milletin refahını ve milli para birimini hedef alan bu ataklara
karşı 2 aylık bu süreç bize çok büyük bir tecrübe kazandırdı. Bu
süre zarfında ekonomimizde meydana gelen etkileri teker teker
ortadan kaldırmaya başladık. Adımlarla daha da güçlü sonuçlar
almaya devam edeceğiz. Bu kapsamda 2 temel alana odaklandık. Göreve
geldiğimizden itibaren mücadele alanlarının başına enflasyonu
koyduk. Yaşadığımız bu süreçte, kurun üzerinde olduğu
hesaplamalarla fiyatlara yansıtılması, enflasyon konusunda mücadele
alanımızı daha da büyüttü, daha da önemli hale getirdi. Eylül
ayında, bu fiyatlardaki anormalitenin oluşturduğu fiyatlar, bu
dalgalanmalar... Eylül ayı enflasyon raporunu incelediğimde, bir
çok sektör, bu belirsizlikte dolar kurunu 8,50'den fiyatlayarak bir
fiyatlama ortaya koymuş. O dönem geçti, bu süreç ortadan kalktı. O
zaman fiyatlama davranışları da normale inmeli ki enflasyona etki
eden fiyatlama baskısı ortadan kalkmalı. Toplumsal tüketim
alışkanlıklarını hissetmeliyiz. Bu yüzde 10 asgari kampanyası ekim
ayının ortasında başlamasına rağmen, geçtiğimiz yıla eşgüdümlü bir
ekim ayı çıktı. Bu fiyatlama davranışlarının daha aşağıya düşmesi
itibariyle, kasım ve aralık ayında çok daha güçlü, çok daha pozitif
neticeler için net bir resimle karşı karşıyayız. Gün gün, sektör
sektör takip ediyorum. Türkiye bugün ağustos ve eylül ayından çok
daha iyi, çok daha güçlü, çok daha pozitif noktada. Gerek kurdan,
gerek ülkemizin CDS primlerinden, gerekse kredi faizlerinde eylül
ayından çok ama çok daha iyi noktadayız. Daha da iyiye gidecek.
Bütün bu gelişmeler pozitif şekilde yansımaya başladı. Birkaç aylık
bu fırsatçı fiyatlama davranışları geride kaldı. Ekonomide
dengelenme ve istihdamın sağlanması ile birlikte enflasyonla
mücadeleye destek sağlamak amacıyla hükümet olarak biz de bir dizi
ÖTV ve KDV indirimi ile alakalı indirimler açıkladık. Yüzde 1,9
olan bütçe açığı, millî gelir hedefimizden hiçbir sapma olmadı. Şu
anda böyle bir sıkıntı olmadı".
"DAHA DA POZİTİF GELİŞMELER YANSITACAĞIZ"
"Türk milleti olarak tarihimiz boyuncu hep zor olanı
başarmış bir milletiz" diyen Bakan Berat Albayrak,
"Ekim ve kasım rakamları bunu ortaya koyuyor. Bu
indirimler, destekler neticesinde değerlerdeki iyileşmeler daha da
hızlanarak devam edecek. Biz, her iyileşmeyi, her pozitif gelişmeyi
toplumumuza, vatandaşımıza yansıtmaya devam edeceğiz. Kurun
etkisiyle çok yüksek değerlere yaklaşan akaryakıtlar, kurda
sağlanan bu gelişme, vergi maliyetlerini yakaladıkça petrol
fiyatlarındaki düşüş sonrası aşağıya inmeye, bunları da indirim
olarak vatandaşlarımıza yansıtmaya başladık. İnşallah daha da
pozitif gelişmeler yansıtacağız. Tüm bu süreçlerde hem bütçe
disiplinini gözettik, hem de enflasyon baskısını azalttık,
vatandaşlarımızı koruduk. Attığımız kısa vadeli adımlarının
yanında, enflasyonla mücadele konusunda yapısal reformlarla alakalı
adımlarımızı atmaya başladık. Özellikle gıda enflasyonu konusunda,
orta ve uzun vadeli stratejileri, yapısal değişikleri gıda komitesi
koordinasyonunda hayata geçirmek için bu hafta ilk toplantımızı
yaptık" ifadelerini kullandı.
"EKONOMİ HIZLA İYİLEŞİYOR"
Ekonominin çok ciddi iyileşme göstermeye başladığını anlatan
Albayrak, "Dün detaylı ticaret verilerine bakıyorum. Orta
vadeli programda 60 milyarlar diyorlardı, biz 44-45 diyorduk, yıl
sonu itibariyle cari açık, cari denge. Ağustos, eylül, ekim
aylarındaki rakamlara kabaca baktığımda, ilk gelen tahminler 40
milyar doların altına doğru inmeye başladığımız yönünde. Ben
buradan bir sürprizin daha altını çizeyim. Yıl sonu rakamları eğer
bu istikamette giderse, yıl sonunda cari denge çok daha büyük bir
sürprize gebe olacak, ama detayını vermeyeyim. Ama istikamet çok
güçlü, olumlu yönde seyrediyor. Gerek mâlî disiplin, gerek makro
göstergeler, gerek üretim ve istihdam noktasındaki bu kriz
tellallığı ölçüsünde oluşturulan spekülâtif ataklar, Türkiye
ekonomisine birilerinin umduğu ve beklediği gibi hiçbir etkiyi
yapmadan; çok güçlü bir şekilde, yıl sonuna kadar bu neticeleri
göreceğimizi şimdiden ufak ufak ifade edelim. Kur şoklarının sebep
olduğu ve bizim odaklandığımız diğer alanda bankacılık sistemi ve
özel sektörün durumudur. Özellikle kur etkileri çerçevesinde,
bankacılık sektörü özelinde birçok sektörü tek tek mercek altına
alıyoruz. Hangi sektörlerin durumu nasıl, borç, stok, riskler
potansiyeller nelerdir? Tek tek fotoğrafını çekiyoruz. Her sektöre
ilişkin senaryoları da tek tek çalışıyoruz. Bazı sektörlerin durumu
çok iyi. Maddî olarak da, kârlılık olarak da, genelde Bursa
sanayiinin ve ticaretinin durumu iyi. Allah bütün sektörlerin
durumunu Bursa gibi yapsın. Türkiye'nin içinden geçtiği süreçlerde
özellikle tecrübe çıkartarak, geleceğe daha emin adımlarla
yürümesine sağlayacak bir sistemi kurmanın ve kurgulamanın yoğun
bir çabası içindeyiz. Baştan beri onu söylüyorum. Türkiye yaşadığı
her saldırıdan son 5 yılda, yurt dışında hep onu ifade ediyorlar,
‘Türkiye'nin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi'
diyorlar. Terör, saldırılar, darbeler, şaka gibi, film gibi.
Türkiye olarak biz bunları yaşadık. En son finansal süreç. Ama her
bu süreç Türkiye'yi daha da güçlü kıldı. Daha da güçlü, içinden
çıktığı bir engin tecrübe ortaya koydu. Bütün bunların ötesinde
makro ekonomideki bütün iyileşmeler bizi bu noktada ne bir gevşeme
ne de en ufak bir zayıflamaya, motivasyonumuza sebep olmamalıdır.
Bilâkis her süreç bizi daha motive etmektedir. İdeallerimize, büyük
ve güçlü Türkiye idealimize daha da kısa sürede ulaşacağımıza olan
inancı güçlendirmektedir. Böyle bir süreçteyiz. Kimsenin piyasadaki
bu güçlü algıyı, bu pozitif havayı bozmasına izin vermeyeceğiz.
Özellikle dışarıdan ve dışarıdakilerin maşaları var ya, şöyle böyle
olacak diyenler var ya, her dedikleri patlıyor. Her dedikleri
ellerinde kalıyor. Her pozitif gelişme bu algıyı çökertiyor. İşte
göreve geldiğimiz günden bu yana spekülâtif atakların, hem
bankacılık, hem de reel sektörün likidite sorununa yol açmaması
için ciddi adımlar attık. Gerek bankalar birliği, gerekse BDK ile
bütün finans sektöründeki paydaşlarla güçlü bir koordinasyon,
piyasaları rahatlatmak için, nakit akışında aksama olmaması için
ciddi tedbirleri hayat geçirdik. Bunu ticarî anlamda bakıldığında
reel sektörümüz görüyor. Ağustos ayındaki kur saldırılarını
müteakip, eylül ayında tarihimizde görmediğimiz yeni bir operasyon,
vatandaşlarımız bunu pek bilmiyor, ama iktisadî, ticarî hayatın
içindekiler biliyorlar. Bursa bilir" şeklinde konuştu.
"EYLÜL AYINDA 1980 DARBESİNDE BİLE YAŞAMADIĞIMIZ OPERASYON
YAPILDI"
Albayrak, "Ağustos ayındaki kur saldırılarına müteakip
eylül ayında tarihimize görmediğimiz yeni bir operasyon
vatandaşlarımız bunu pek bilmiyor ama iktisadi ticari hayatın
içindekiler biliyorlar, Bursa bilir. Eylül ayında ticaretin
finansmanı 12 Eylül 1980 darbesinde bile yaşamadığımız ticaretin
finansmanına operasyon yapıldı. Teminat mektubu, garanti mektubu,
açamazsın. Türkiye'nin bütün bankaları kamu değil, bütün özel
bankalar yabancı ortaklı bankalar yok ne ile nakit dediler. Nakitle
ticaret mi olur? Malı koydun gemiye 3 ayda gitti, 6 ayda geldi. Bir
mektup vereceksin. Yok nakit karşılığı. Bu tarz işlemlere bu tarz
bir operasyonel mana da blokaja mağruz kalmasına rağmen Türkiye
eylül ayının ikinci yarısından sonra bunu da püskürterek bu
süreçten güçlü bir şekilde çıktı. Bütün bunları yaşadık. Ekim ayı
ile birlikte dengelenme süreci başladığını çok net bir şekilde
görürken, özellikle finansal maliyetler noktasında ticareti
kredilerde yüzde 40-50'leri, bunları geride bıraktık. Ben gün gün
takip ediyorum BDDK rakamlarını. Bugün itibariyle bu rakam bütün
ortalama sektörlerdeki yapıcı büyük bankalar noktasında yüzde
30'ların altına geldik. Günlük ortalama yüzde 30'un altında
kullandırılan krediler. Bu yeterli mi? Daha yeni başladık. Bu
rakamlar daha da düşecek. Sıkı bir şekilde mevduat ve kredi
faizleri düşüyor. Makas çok açık bu daralacak. Bankacılık
sektörünün korkuları kaygıları var, aradaki marj makası yüzde
10'lara dayandı. Hem bu makas daralacak, hem de finansman maliyeti
kredi maliyeti bu noktada karlılık makul düzeyde devam ederken,
reel sektörde daha uygun maliyetli daha da düşen faizlerle daha da
iyi bir şekilde buna erişmeye başlayacak. Kasım ayında hazinemizin
uyguladığı yeni politikalarla, 2019'da uygulayacağı politikalarla
çok daha aktif ve agresif olacak. Bunu piyasada
hissedeceksiniz" dedi.
"KÜRESEL YATIRIMCI GÜVENİNDE CİDDİ ANLAMDA ARTIŞ
OLDU"
"Ülkemizde olan küresel yatırımcı güveninde ciddi anlamda
artış oldu" diyen Albayrak, şunları söyledi:
"Özellikle ekim ayında dolar tahvil ihalemizin ardından
Türkiye'ye bir kuruş vermiyorlar falan derken, 3 katından fazla
yaklaşık 6.5 milyar dolarlık taleple 2 milyar dolar ihracımız çok
büyük bir başarı ortaya koydu. Böyle bir küresel süreç ve
operasyonun yaşandığı dönemde, dün çok önemli başka bir ihalemiz
oldu, euro piyasaları açısından bakıldığında; hazine finans
programı çerçevesi içerisinde uluslararası sermaye piyasalarında,
bu noktada yoğun bir talebin gerçekleştiği piyasada, bir buçuk
milyarlık euronun üzerinde, Şubat 2026 vadeli euro tahvil
ihracatımızı gerçekleştirdik. Yüzde 5,25 olarak gerçekleştirilen
getiri oranı ile talebin 3 katından fazla yaklaşık 4,7 milyar
euroyu bulduğu bir ihale ile çok başarılı bir hazine sürecini
ortaya koyduk. Adım adım daha da ileriye gidip, daha da güzel...
Maliyetler düşüyor, vadeler daha iyi, talep daha yüksek, hazine
olarak başta biz finansal kurumlarımız, reel sektörümüz, bu
noktadaki iyileşmeyi başta devlet olarak, bizim attığımız tüm
adımlarla daha da hissetmeye devam edeceğiz. Küresel ekonomiye
ilişkin tüm belirsizliklerin yoğunlaştığı dönem, kısa süre
içerisinde dolar ve euro cinsinden 3 katından fazla talebin
gerçekleştiği ihraçlarla birlikte, ekonomimizin güçlü temellerine
ve uyguladığımız tüm bu politikaların başarısına, dünyanın dört bir
yanından yatırımcıların duyduğu güvenin neye dayanarak pekiştiğini
en somut göstergelerinden bir tanesi olarak hayata geçirdik.
Nitekim bu ihraç her zaman var. Bizim yatırımcı tabanımızı
borçlanma para birimimizi çeşitlendirme anlamında da bu stratejide
başarıya ulaştığını göstermektedir. Yeni dönem çok farklı
stratejiler izleyeceğiz. Son olarak Türkiye karşılaştığı tüm
finansal dalgalanmalara karşı kısa süre içerisinde attığı adımlarla
olumlu sonuçlar almaya devam ediyor ve devam edecek. Ekonomimizin
orta vadeli yol haritasını belirleyen yeni ekonomi programı
çerçevesi içerisinde tüm kesimler oldukça başarılı ve ayakları yere
basan program olarak değerlendiriliyor. Yatırımcılarla yürüttüğümüz
piyasa iletişimi güçlü bir şekilde teveccüh görüyor. Uluslararası
piyasa sermayelerinde başarılı şekilde sonuçlanıyor."
Şimdi önümüzde çok daha güçlü yapısal dönüşümlerle birlikte önemli
bir beş yıl olduğunu dikkat çeken Albayrak, "Ortaya
koyduğumuz bir çerçeve ile üç temel fazdan bahsettik. İlk fazımız
dengelenme süreci, sonra disiplin ve dönüşümle, bu disiplini sıkı
politikalarla birlikte yapısal reformlarla birlikte ortaya
koyacağız. İşte bütün hepsini bir noktada değerlendiriyoruz.
Türkiye üretim ve ihracat kapasitesi, rekabetçi kur ve rekabetçi
insan kaynağı çerçevesi içerisinde sanayi ve endüstriyel dönüşümü
bu anlamda, sadece Bursa için değil tüm Türkiye için, ihracat
noktasında ekonomik olarak yukarıya taşıyacak, ihracat noktasında
yukarıya taşıyacak bir stratejiyi ortaya koyacağız. Onun için
Türkiye'de her yerde bunu ifade ediyorum: Türkiye'de ithalatı olup
da ikamesi olmayan neredeyse hiçbir ürün yok. Otomobilinden
telefonuna kadar, tekstilden tutun da her ürün var. Kaliteli, daha
uygun, daha rekabetçi ve bu çerçevede planlanan bir stratejik
dönüşümle, 2019 ve 2013 yolculuğu çok daha güçlü, güzel olacak.
İnşallah büyük ve güçlü Türkiye yolculuğuna Türkiye'yi taşıyacak
önemli bir dönem olacak" ifadelerini kullandı.
Programın ikinci kısmı basına kapalı olarak gerçekleştirildi.
(İHA)