"Amerika’daki davalar mesnetsiz asılsız söylentilere dayanmaktadır”
Başbakan Binali Yıldırım, Amerika'da görülmekte olan davaların mesnetsiz, asılsız söylentilere dayandığını belirterek, "ABD'de devam eden bu yargı ve burada gelişen olaylar Türkiye'nin küresel ölçekteki ekonomik ilişkilerini zarar verme noktasına gelmiştir. Buna asla ve asla müsaade edilmemelidir" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Amerika'da görülmekte olan davaların
mesnetsiz, asılsız söylentilere dayandığını belirterek,
"ABD'de devam eden bu yargı ve burada gelişen olaylar
Türkiye'nin küresel ölçekteki ekonomik ilişkilerini zarar verme
noktasına gelmiştir. Buna asla ve asla müsaade
edilmemelidir" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, özel bir otelde düzenlenen Türkiye
Ekonomi Zirvesi programına katıldı. Türkiye Ekonomi Zirvesi'nde
konuşan Başbakan Yıldırım, "Bugünlerde Türkiye üzerinde
Amerika'da bir dava üzerinden bir takım dedikodular, yalan yanlış
laflar ortada dolanıyor. Bunda fırsat bilen bir takım çevreler
Türkiye ekonomisinde operasyon yapıyorlar. Amerika'da görülmekte
olan davalar mesnetsiz asılsız ve söylentilere dayanmaktadır.
Türkiye bugüne kadar ihracatında ve ticaretinde hem kendi hukukuna
ve uluslararası hukuka aykırı hiçbir işlem yapmamıştır. Biz
Birleşmiş Milletlerin aldığı her türlü karara saygı gösteren
hukukun üstünlüğüne önem veren bir ülkeyiz. O bakımdan Türkiye'ye
zorlama yoluyla bir takım isnatlarda bulunmak v e buradan finans
sektörünün sıkıştırarak Türk ekonomisini zora sokmak beyhudedir,
asla sonuç çıkarmaz. Bu dava maalesef hukuku olmaktan siyasi bir
yöne doğru eğildiğini görüyoruz. Biz diyoruz ki Türkiye'de de
Amerika'da da bırakalım hukukçular işini yapsın, siyasette kendi
işini yapsın. Ama asla ve asla hukukçuların iki ülkenin
ilişkilerini zehirlemesine de müsaade etmeyelim. Amerika ve Türkiye
iki müttefik devlettir. NATO da beraberiz, yarım asra aşan bölgede
iş birliğimiz var. Her ne kadar bizim canımızı yakan terör
örgütleriyle iş yapıyor olsalar bile bunun geçici bir durum
olduğunu kabul ediyor ve bu yanlıştan kısa sürede döneceklerini
düşünüyor bekliyoruz" dedi.
"AMERİKA'DA GÖRÜLEN DAVAYA FETÖ'CÜLERİN SIZMAYA
ÇALIŞMASIYLA TEKRAR DENENMEYE ÇALIŞIYORLAR"
"17-25 Aralık'ta terör örgütünün yargı yoluyla
gerçekleştirmeye çalıştığı darbe tutmayınca bugün Amerika'da
görülen davaya FETÖ'cülerin sızmaya çalışmasıyla tekrar denenmeye
çalışıyorlar" diyen Başbakan Yıldırım,, "Bu
davanın temelinin hukuki dayanağı oluşturan deliller, bilgiler FETÖ
17-25 Aralık öncesi ülkemizde yaptığı kanunsuz ve hukuksuz işlerin
bir sonucu olduğunu bilmenizi isteriz. Hukuk devletinden beklenen
bir delilleri ve hukuki alt yapısı sağlam bir şekilde davayla
yargılamayı gerçekleştirmiş olmasını istiyoruz. Ne olduğu belirsiz,
üretilmiş, montaj, yapıştırma bilgileri delil olarak ortaya koymak
hukuk değildir, hukuki bir düşünce tarzı değildir"
dedi.
"TÜRKİYE AMBARGOYU DELDİ İDDİALARINA BUNA KARGALAR
GÜLER"
Türkiye'nin koyulan ambargoları deldiğine ilişkin çıkan iddialarla
ilgili Yıldırım, "Türkiye'nin başka ülkelerle yaptığı
ticaret kimse kusura bakmasın bu Türkiye'nin işidir ve vereceği
karara bağlıdır. Bu konuda da kimseden icazet almaya ülkemizin
ihtiyacı yoktur. Bazı ülkeler ambargo koydukları ülkeyle rahat
rahat iş yapacaklar, aynı ülkeyle Türkiye ticaret yapınca bu suç
olacak. Buna kargalar güler. Daha yakın zamanda Amerika ve İran
uçak satışı konusunda prensip anlaşmasına vardılar. Sonrada Türkiye
ambargoyu deldi ihlal etti gibi ipe sapa gelmeyen iddialar ortaya
koyuyorlar. Bunun neresinde hukuk ve adalet var. Bu bakımdan eğer
uluslararası hukuka uyulacaksa bu iddiayı ortaya koyanların en önce
kendileri riayet etmesi beklenir" diye konuştu.
"ABD'de devam eden dava ve olaylar Türkiye'nin küresel
ölçekte ki ekonomik ilişkilerini zarar verme noktasına
gelmiştir"
Türkiye'nin ABD ile hukukunun derin olduğunu söyleyen Başbakan
Yıldırım, "Türkiye'nin ve söz konusu ülkenin hukuku
derindir. Bu hukuku zedeleyecek bir takım spekülasyonlardan
sorunlardan kaçınılması mutlaka elzemdir, gereklidir. Türkiye'nin
ekonomik ilişkilerinden hukuka aykırı herhangi bir işlem ne
geçmişte ne de şimdi mevcuttur. Türkiye bütün kurumlarıyla sağlık
bir şekilde çalışan bir hukuk devletidir. Her ülkede hatalar
olabilir hataları düzeltmekte hukuk devletinde ülkeyi yönetenlerin
sorumluluğundadır. ABD'de devam eden bu yargı ve burada gelişen
olaylar Türkiye ve ülkemizin küresel ölçekteki ekonomik
ilişkilerine zarar verme noktasına gelmiştir. Bunun asla ve asla
müsaade edilmemelidir. Davanın tarafları orada baskı altında
tutulmakta ülkemizi ve devletimiz aleyhine ifade vermeye
zorlanmaktadır. Sanık olarak açılan dosya duruşma başlamadan tanığa
dönmüştür. Bunun adalet neresindedir. Türkiye'yi zor durumda
bırakacak ifadeleri almak suretiyle ve bu şekilde sonuca oluşma
gayretleri beyhudedir. Yapılan işin adı insan hakları ihlalidir. Bu
hukuk ayıbını suiistimal ederek Türk bankaları hakkında söylenti
çıkartanlar, geçmişte olduğu gibi yine sukutu hayale
uğrayacaktır" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE ESKİ TÜRKİYE DEĞİLDİR, OLSA NE OLUR OLMASA NE
OLUR"
Avrupa Birliği katılım öncesi yatırımında aldığı kısıtlama
kararıyla ilgili konuşan Binali Yıldırım, "Avrupa Birliği
Türkiye'nin 50 yıllık hedefidir ve bu hedefinde zerre kadar sapma
yoktur. Geçen gün Avrupa Birliği katılım öncesi yatırımlarda
kısıtlama kararı aldı. Sanki büyük bir işmiş gibi, büyük bir
gürültüyle kamuoyuna duyurdular. Neymiş, 105 milyon EURO verilen
katılım öncesinde desteklerde kesintiye gidilmiş. 105 milyon euro
nedir kardeşim, Türkiye'nin ekonomisi içinde ne anlam ifade eder.
Türkiye'nin tek bir projesi 3 milyar euro'dur. Türkiye eski Türkiye
değildir, olsa ne olur olmasa ne olur. Türkiye milyon euroları
yatırım için harcayabilecek bir ekonomik potansiyele sahiptir.
Türkiye Avrupa Birliği hedefine ne kadar sadakat gösterdiyse bundan
sonrada aynı şekilde devam edecektir. Tabi bu tek taraflı olmaz
karşı tarafında aynı şekilde gelecek vizyonunu belirlemesi ve hangi
yöne gideceğine karar vermesiyle de ilgilidir. Türkiye'yle mi
Avrupa Birliği yoluna devam edecek, yoksa kendi içine kapanıp, yeni
bir gelecek mi belirleyecek. Bunu belirleme işi bu karar bizim
değil Avrupa Birliğinin kararı olacaktır. Bu kararı verildiği anda
da bizde ona göre hareket edeceğiz" dedi.
(İHA)