YÖK’ten araştırma görevlilerine ilişkin karar
YÖK Genel Kurulu, 50/d'li araştırma görevlilerinin 33/a maddesine aktarılıp aktarılmaması konusunda ilkesel olarak üniversitelerin yetkili kurullarının karar vermelerine karar verdi.
YÖK Genel Kurulu, 50/d'li araştırma görevlilerinin 33/a
maddesine aktarılıp aktarılmaması konusunda ilkesel olarak
üniversitelerin yetkili kurullarının karar vermelerine karar
verdi.
YÖK Genel Kurulu, araştırma görevlilerinin 2547 Sayılı
Yükseköğretim Kanunu'nun 50/D maddesinden 33/A maddesine
geçişlerine dair karar aldı. YÖK Genel Kurulu'ndan yapılan yazılı
açıklamada, devlet üniversitelerinde araştırma görevlilerinin iki
farklı statüde, 2547 sayılı kanunun 50/d maddesine ve 33/a
maddesine göre istihdam edildiği belirtilerek, "Bunun
dışında yine 33. madde kapsamında Öğretim Üyesi Yetiştirme
Programı'nda (ÖYP) istihdam edilen araştırma görevlileri
bulunmaktadır. Ülkemiz üniversitelerinde çalışmakta olan araştırma
görevlileri sayısı (her gün değişmekle birlikte, bu kararın
alındığı tarih itibariyle) 42245'tir. Bunun 6650'si 50/d maddesine
bağlı olarak çalışanlardır. Bu da yüzde 16'lık bir dilime tekabül
etmektedir. Geri kalan yüzde 84'lük dilimin karşılığı olan 35 bin
595 kişi ise 33/a ve ÖYP kapsamında çalışmaktadır. Çalışmamıza konu
olan 6650 kişilik grubun fakülte veya enstitülerde istihdam
edilmesi oranı ise birbirine yakın bir orandadır. Fakültelerde
çalışanlar 3 bin 391 kişi ile yüzde 51'lik bir dilimi, enstitülerde
çalışanlar ise 3 bin 259 kişi ile yüzde 49'luk dilimi
oluşturmaktadırlar" ifadelerine yer verildi.
Üniversitelerde 2547 sayılı Kanun'un 50/d maddesine bağlı olarak
çalışan araştırma görevlilerinin 33/a maddesine geçişleri ile
ilgili Başkanlığa iletilen şikayet, görüş ve taleplere ilişkin
olarak Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından bir çalışmanın
başlatıldığına dikkat çekildi. 'Sorun Üreten Değil, Sorun Çözen
YÖK' başlığı altında düzenlenen toplantıların ilkinin 50/d'li
araştırma görevlilerine ayrıldığı belirtilen açıklamada,
"31.03.2015 tarihinde Başkanlığımızda düzenlediğimiz
toplantıya on altı üniversitemizin 50/d'li araştırma görevlisi
temsilcileri ve buna ilaveten eğitim sendikalarına üye araştırma
görevlisi temsilcileri katılmıştır. Yapılan toplantıda araştırma
görevlileri durumlarını ve konuya ilişkin görüşlerini
Başkanlığımıza sunmuşlardır. Sürecin ikinci aşamasında ise,
02.04.2015 tarihinde Başkanlığımız tarafından üniversitelerimizden
50/d'li araştırma görevlileri ile ilgili sayısal veriler ve 33/a
maddesine geçişler hakkındaki kurumsal görüşleri talep edilmiştir.
Yeni YÖK'te yaptığımız çalışmalarda, değişikliklerde ve
iyileştirmelerde üniversitelerimizin görüşlerini ve çözüme aktif
bir şekilde katılmalarını arzu etmekte olduğumuzu sürekli
tekrarlamaktayız. Doktorasını bitiren 50/d'li araştırma
görevlilerinin 33/a maddesine aktarımı konusunda üniversitelerdeki
uygulamalar farklılık göstermektedir. Bu istikamette
üniversitelerden gelen görüşler de farklılık arz etmiştir. Bir
kısım üniversiteler ilke olarak, 50/d'li araştırma görevlilerinin
33/a maddesine aktarmamakta ve statülerini
sonlandırmaktadır" denildi.
Bu üniversitelerce dünya çapında yapılan sıralamalarda üst
seviyelerde bulunan üniversiteleri örnek alan bu uygulama ile
inbreedingin (içten beslenme) engellenmesinin amaçlandığı
vurgulanan açıklamada, "Bununla birlikte doktorasını
bitirenler yurtiçi ve/veya yurtdışında farklı üniversitelerde,
araştırma kurumlarında, çeşitli projelerde çalışma şartını
sağladıktan sonra tekrar aynı üniversitesine öğretim üyesi olarak
dönebilmektedir. Böylelikle yenilenmenin, dinamizmin önünün
açıldığı belirtilmektedir. Bu üniversitelerimizin başarıları (ODTÜ,
Boğaziçi Üniversitesi vb.) kendilerinin bu tutumlarına dair
gerekçelerini dikkate almamızı icap ettirmektedir. Başkanlığımız bu
tutumu değerlendirirken üniversitelerimizin kendi marka değerlerini
oluşturmada söz haklarının bulunduğu düşüncesindedir. Bir kısım
üniversitelerin de herhangi bir şart, kriter olmadan doktora
programının herhangi bir aşamasında (yeterlilik aşaması sonrası,
tezin teslimini müteakiben vb.) tüm 50/d'lilerin 33/a maddesine
aktarım yaptıkları anlaşılmaktadır. Bu daha önce yapılan
planlamanın sonucu ise doğru, tasvip edilebilir mahiyette olduğu;
planlamadan yapılan tüm geçişlerin ise daha sonraki yıllarda
olumsuz neticelere sebebiyet vereceği, mevcut sistemi tıkayacağı
aşikardır" ifadeleri kullanıldı.
Diğer bir kısım üniversitelerin ise geçişler için çalışmaya
teşvikin ötesine geçen ve yıldırıcı olan kriterler koyduğu, yine
bir kısım üniversitelerin de araştırma görevlilerinin adalet
duygularının zedelendiği yönündeki şikâyetlerini haklı kılan
kişiden kişiye farklılık gösteren tasarruflar ve uygulamaların
görüldüğü belirtilen açıklamada, "Yükseköğretim Kurulu
olarak konuya ilişkin yaklaşımımızın temelinde (a) doktorasını
bitirmiş bilim insanı namzetlerinin mağdur edilmeden sistemin
içinde kalması, (b) bölümlerde personel yığılmalarının önüne
geçilmesi, (c) üniversitelerimizin kendi kimliklerini oluşturma
yolundaki çağdaş uygulamaları örnek alan tercihlerine itibar
edilmesi, (d) uygulamalarda meşruiyetin yanı sıra adil olunması ve
fırsat eşitliğinin gözetilmesi, (e) nesnel ve teşvik edici
kriterlerin konulması, kriter konulurken makuliyet sınırının
aşılmaması, (f) üniversitelerimizin akademik personel planlamasında
her halükarda verimliliğin esas alınması prensipleri yer
almaktadır. Başkanlık olarak 50/d maddesinden 33/a maddesine
geçişlerde çeşitlilik prensibinden hareket ile üniversitelerimizin
farklı uygulamalarına imkân tanımaya, üniversitelerimizin kendi
kurullarının görüşlerini ve taleplerini dikkate almaya ne denli
önem veriyorsak, o denli dikkat ettiğimiz bir husus da bu
aktarmalarda planlama, adalet ve fırsat eşitliği ilkelerine de
uyulmasıdır. Bir üniversitede aktarma/geçiş yapılacak ise de
yapılmayacak ise de bunun araştırma görevliliği süreci daha
başlamadan, adaylık sürecinde üniversite tarafından beyan edilmesi
ve adaylar tarafından anlaşılmasının sağlanması gerekir. Aktarma
yapılacak ise her üniversitenin kendisine özgü şartlar
koyabilmesine imkân tanınmalı, ama bu şartlar adil, nesnel ve
denetlenebilir olmalıdır. Ayrıca bu kriterlerin yardımcı doçentlik
şartlarından aşağıda olması gerektiği düşünülmektedir. Ayrıca,
üniversitelerimizin geleceğinde, bilim hayatımızda yani ülkemizin
istikbalinin inşasında temel bir unsur olarak gördüğümüz araştırma
görevlilerimizin keyfi ve adil olmayan uygulamalar sebebiyle sistem
dışında kalması arzu etmediğimiz bir durumdur. Bu, yeni açılan
üniversitelerimizde öğretim üyesi ihtiyacı olduğu bir dönemde
yetişmiş insan gücünün israfı anlamına da gelmektedir"
denildi.
28.05.2015 tarihli Genel Kurul'da alınan kararlar şöyle:
"1. 50/d'li araştırma görevlilerinin 33/a maddesine
aktarılıp aktarılmaması konusunda ilkesel olarak üniversitelerin
yetkili kurullarının karar vermelerine, aktarılması yönünde karar
alan üniversitelerimizin bu tercihlerini açık ve anlaşılır bir
şekilde Araştırma Görevlisi ilanlarında belirtmelerine,
2. Fakültelerde bu geçişlere imkan tanıyacak üniversitelerimizin,
öğretim üyesi planlamasına dikkat ederek adil, nesnel ve
ölçülebilir kriterler ile bunu sağlamalarına ve bu kriterleri
ilgili üniversitelerin web sayfalarında ilan etmeden bu geçişlerin
yapılmamasına,
3. Enstitülerde bu geçişe imkân tanıyacak üniversitelerimizin
Yükseköğretim Kurulu'ndan izin almaları uygulamasına devam
edilmesine, fakat bu geçişler için adil, nesnel, ölçülebilir
şartların ve kriterlerin aranmasına ve bu kriterlerin
üniversitelerin web sayfalarında ilan etmelerine ve Başkanlığımıza
göndermelerine,
4. Geçişler için konulan kriter ve aranan şartların adil, nesnel ve
ölçülebilir olmalarının yanı sıra, caydırıcı olmamasına ve ilgili
üniversitelerin yardımcı doçentlik için aranan şartların altında
olmasına,
5. Planlama ve koordine için aktarma yapmayacak üniversitelerimizin
yetkili kurullarından istihsal edecekleri kararlarını; aktarma
yapma yönünde karar alacak üniversitelerimizin de aynı şekilde
üniversite yetkili kurulları tarafından belirlenecek ilke ve
kriterlerini 13.07.2015 tarihine kadar Başkanlığımıza
göndermelerine,
6. Tezlerini başarılı bir şekilde tamamlayan, fakat üniversiteleri
ile ilişkisi kesilenlerin kendi rızaları olduğu takdirde öğretim
üyesi ihtiyacı olan üniversitelerimize mevzuata uygun bir şekilde
yönlendirilmelerine,
7. Bu kararların 01.09.2015 tarihinden itibaren uygulanmaya
başlanmasına karar verilmiştir."
(İHA)