Oğlu ile aynı okul sırasını paylaşıyor
Çorum'da ilkokulu bitirdikten sonra çocuk yaşta evlendirilen ev hanımı Songül Eltiş, 27 yıl sonra üniversite hayalini oğluyla birlikte gerçekleştirdi.
Çorum'da ilkokulu bitirdikten sonra çocuk yaşta evlendirilen ev
hanımı Songül Eltiş, 27 yıl sonra üniversite hayalini oğluyla
birlikte gerçekleştirdi.
İlk önce ortaokulu daha sonra ise liseyi dışarıdan bitiren Songül
Eltiş, 2014 yılında oğlu Melih ile birlikte üniversite sınavlarına
girdi. Anne, Hitit Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü
birincilikle kazanırken, oğlu Melih Eltiş ise Makine Mühendisliği
bölümünü kazandı. Melih Eltiş ile aynı üniversitede olmalarına
rağmen farklı fakültelerde eğitim gören anne Eltiş, oğluna evde
annelik üniversitede ise okul arkadaşlığı yapıyor. Ailesinin
en küçük bireyi olduğunu ilkokulu bitirdikten sonrada ailesinin
eğitim hayatına devam ettirmesine izin vermediğini dile getiren
Songül Eltiş, bu yüzden günlerce ağladığını söyledi. Okumaya
çok hevesli olmasına rağmen babasının inadının üstesinden
gelemediğini anlatan Eltiş, "Bizim toplumda birazda ‘kız
çocuklarının okumasına gerek yok evlendir gitsin' anlayışı var ya
beni okutmadılar" dedi.
"OKUMA İSTEĞİM DAHA DA ARTTI"
16 yaşında evlendirildiğini anlatan Eltiş, çocuk yaşta
evlendirildiği için de o yaşlarda evliliğinde ne olduğunu, ne
anlama geldiğini bilmediğini ifade etti. Evliliğinin ilk yıllarında
çok zorlandığını belirten Eltiş, bir yıl sonra da çocuk yaşta anne
olduğunu kaydetti.
Evlenmesine rağmen içindeki okuma azminin asla dinmediğini
vurgulayan vurgulayan Eltiş, "Hala okuma isteğiyle yanıp
tutuşuyordum. Çocuklarım biraz büyüyünce bende kendi kendime ‘ben
hala eğitimime devam edebilirim' dedim. O yıllarda da Hitit
Üniversitesi'de kurulmuştu. Dışarından ortaokulu bitirmeye karar
verdim. Ortaokuldan sonra açık liseyi bitirdim. Sonra üniversite
sınavına girdim. Kazanınca çok mutlu oldum. İlk tercihim Edebiyat
bölümüydü. Fen Edebiyat Fakültesi'ne de birincilikle girince buda
beni iyice motive etti. Okuma isteğim daha da arttı. 43 yaşında
üniversite kazanmak eğitim azmimi de ateşledi" ifadelerini
kullandı.
Hitit Üniversitesi'nde olmaktan çok mutlu olduğunun altının çizen
Eltiş, adeta bir aile ortamının bulunduğu üniversitede
akademisyenlerinde çok kıymetli ve değerli olduklarını aynı zamanda
öğrencilerin sorunlarıyla da yakından ilgilendiklerine
vurguladı.
"4 YILDIR HAYATIMIN EN GÜZEL YILLARINI BURADA YAŞADIM
DİYEBİLİRİM"
Üniversiteye başlamasıyla birlikte adeta çocukluk ve gençlik
yıllarına geri döndüğünü anlatan Eltiş, "Çok mutluyum.
Mutlu bir süreç. 4 yıldır hayatımın en güzel yıllarını burada
yaşadım diyebilirim. Arkadaşlarımla diyalogum çok iyi. Çok güzel ve
iyi bir ortamımız var. Birlikte gezip eğleniyoruz. Her türlü
etkinliği birlikte yapabiliyoruz. Aramızdaki o yaş farkı ortadan
kalktı. Her şeyimizi paylaşabiliyoruz. Kısacası Hitit
Üniversitesi'nde ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde olmaktan çok
mutluyum" dedi.
"HEDEFİM YÜKSEK LİSANS YAPMAK"
Hedefinin yüksek lisans yapmak olduğunun altını çizen Eltiş,
"Bu yıl son sınıftayım. Yaklaşık 2 ay sonra okul bitecek.
Arkadaşlarımdan okulumdan ayrılacağım için üzülüyorum. Bu sıraları
çok özleyeceğimi düşünüyorum. Ama hedefimi sorarsanız galiba
okuldan da ayrılamayacağım. ALES sınavlarında başarılı olursam
yüksek lisans yapmayı düşünüyorum. Üniversitemizin de bu yıl
Edebiyat bölümümüzün yüksek lisans programı açılıyor. Bu benimde
büyük bir şans oldu tabi. Başka şehirde olsa evli olduğum için
gidemezdim. İnşallah yüksek lisans yapmayı çok istiyorum"
şeklinde açıklamalarda bulundu.
"Oğlumla okul arkadaşı olabiliriz ama annelik damarım
tutuyor bazen"
Oğluyla aynı üniversitede okumanın çok farklı bir duygu olduğunu
anlatan Anne Eltiş, "Bazen ben ders çalışırken o uyuyor
çalışmıyor yada geziyor. Bir anne olarak tabi ki fırça atıyorum.
Fırçalıyorum. Ama oğlumla arkadaş gibiyiz. Gençlerin içinde olmak
beni de gençleştirdi. Bazen annelik damarım tutuyor. Oğlumla
birlikte okula gelmek, birlikte sınava hazırlanmak müthiş bir
duygu"
Toplumdaki kadın-erkek ayrımının ortadan kalkması gerektiğinin
altını çizen Songül Eltiş, "Kız çocuğu okutulmaz, erkek
çocuğu iş sahibi olmak zorundadır' ayrımı ortadan kaldırılmalı. Kız
çocuklarının okutulması daha da önemli. Bu konuya özen
gösterilmeli. Kız çocukları evlendikleri zaman eşiyle sorunlar
yaşayıp, şiddet görebiliyor. Onun için kız çocukları aileleri
tarafından kendi ayakları üzerinde duracak hale
getirilmeli" dedi.
Eltiş, üniversite eğitimiyle birlikte hayallerini
gerçekleştirdiğini ve bundan dolayı da çok mutlu olduğunu
belirtti.
"BABAM OKUTMADI AMA EŞİM OKUTTU"
43 yaşında üniversite öğrencisi olduktan sonra sınıf arkadaşları ve
çevresinden gelen tepkilerle ilgili de açıklama da bulunan Eltiş,
şunları kaydetti; "Sınıfa ilk geldiğimde arkadaşlarım önce
alışamadı. Biraz yadırgadılar ama sonra aramızdaki yaş farkı
ortadan kalktı. Beni de aralarına aldılar. Bende arkadaşlarından
birisi oldum. Birlikte güzel vakitler geçiriyoruz. Birlikte ders
çalışıyoruz. Çevremin tepkisine gelince komşularım ben okula gelip
giderken gülüyorlar. Bu yaşta yeniden öğrencimi oldular. Sağolsun
eşim sürekli destek oluyor. En büyük destekçim eşim. Babam okutmadı
ancak eşim okuttu sağolsun. Benim genç arkadaşlarıma söylemek
istediğim şu okumak, üniversite olmak meslek sahibi olmak için çok
önemli. İnsan eğitimini alamayacağı yaşlara gelince okumanın
kıymetini daha iyi anlıyor. Okumanın değerini eğitimini erken fark
etsinler. Erken yaşta çalışmaya başlasınlar"
"ANNEMLE GURUR DUYUYORUM, ONUNLA AYNI ÜNİVERSİTEDE OKUMAK
MÜTHİŞ BİR DUYGU"
Annesiyle birlikte aynı üniversitede okumanın müthiş bir duygu
olduğunu ve annesiyle gurur duyduğunu dile getiren Melih Eltiş ise,
"Ben ortaokula başladığımda annemde böyle bir heyecana
kapıldı. Bende seninle okumak istiyorum dedi. Okumak içimde bir
uhde kaldı dedi. Sonra beraber ortakokula başladık. Liseyi de
beraber okuduk. Liseden sonra üniversite sınavına da beraber
girdik. Üniversite sınavına gayet güzel hazırlandığımı düşündüğüm
zamanlarda annem dışarıdan destek almadan, kendi çabalarıyla
çalışarak sınava birlikte girdik. Sınav sonuçları açıklandı. Önce
kendiminkine baktım sonra anneminkine bakınca güzel bir tabloyla
karşılaştım. İlk sınavda 200 bin öğrenci arasındaydım. Annemde o
sıralarda sanıyordum. Sonra sınav sonucuna bakınca 20 bin kişi
arasında olduğunu gördüm.Aynı üniversitede beraber okumak farklı
bir duygu. İnsanlar bize dışarıdan baktığında "anne-oğul
aynı üniversite okuyorlar" dendiğinde "ya
gerçekten mi" diye soruyorlar. Annen ne iş yapıyor diye
sorduklarında öğrenci olduğunu belirtince nasıl öğrenci ya, öyle
şey olur mu diye tepkiler geliyor. Ama beni yine her zamanki gibi
müthiş gururlandırıyor. Mükemmel bir insan mükemmel bir anne olarak
onunla gurur duyuyorum" şeklinde konuştu.
SINIF ARKADAŞLARININ GÖZÜNDEN SONGÜL ABLALARI
Eltiş'e eğitim hayatı boyunca Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Reha Metin Alkan, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emre
Güler ile Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Meral
Demiryürek'te azmiyle hem çevresinde hem de üniversitede
öğrencilere örnek olan Eltiş'le yakından ilgileniyorlar. Eltiş'e
üniversite yönetiminin yanı sıra sınıf arkadaşları da gıpta ile
bakıyorlar. Bölüm öğrencileri bazen bir anne bazen bir abla gibi
gördükleri Eltiş boş zamanlarında fakülte ders çalışmayı ihmal
etmiyorlar.
Abla diye hitap ettiği Songül Eltiş'in büyük bir azme sahip
olduğunu anlatan sınıf arkadaşı İsa Ünal, "Songül ablayla
konuştuğumuzda yaş kavramını görmüyorum. Onunla sosyal anlamda
olsun, kültürel anlamda olsun sohbetlerimizi yaparken bizi
anlayabilecek kapasiteye inebiliyor. Ayrıca Songül ablanın evine de
gittik. Güzel yemekler yapıyor. Tanıdığım için çok
mutluyum" ifadelerini kullandı.
Eltiş'i çevresine örnek olarak gösterdiğini dile getiren Tuğçe
Yalçın ise, "Derslere gösterdiği azmi örünce Songül ablaya
hayranlığım arttı ve yanında olmaya çalıştım. Ailemde, evimde,
çevremde hep onun azmini anlatırım. Biz sınavlara girerken veya
çıkarken oflarız, puflarız. Ama Songül abla hep pozitiflik bir
enerji vardır. Ondaki azim bizde olsa neler yaparız. Örnek alıyorum
ve gıpta ile bakıyorum.
Songül ablalarının sınıflarının veli nimeti olduğunu kaydeden Şeyma
Türkmen ise, "Sınavlardan çıktığımızda sanki o sınavları
hazırlamış gibi gidip ilk önce ona soruyoruz. Abla şu soruya hangi
cevabı verdin diye. Enerjisi çok yüksek. Giyimiyle, tarzıyla
hepimize örnek. Gıpta ile bakıyoruz. Bize ayak uydurabiliyor.
Sınıfça çok seviyoruz. İyi ki var"
(İHA)