Bakan o haberlere açıklık getirdi
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 'Eğitim yazboz tahtasına döndü' yönündeki haberlere ilişkin "Ülkenizin ihtiyaçlarını en iyi nasıl karşılayabilirim ona uygun değişiklikleri yapmak zorundasınız" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 'Eğitim yazboz tahtasına döndü'
yönündeki haberlere ilişkin "Ülkenizin ihtiyaçlarını en iyi
nasıl karşılayabilirim ona uygun değişiklikleri yapmak
zorundasınız" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Bakanlıkta basın mensuplarıyla bir
araya geldi. Gazetecilerin sorularını cevaplandıran Avcı, bir
gazetecinin öğretmen atamalarının başvurularının başladığı
hatırlatılarak, 7 Şubat itibariyle de atanacaklarını ve daha fazla
atama beklendiğiyle ilgili sorduğu soruya, "Başlangıçta ilk
konuşulurken ek atama talepleri Şubat'ta 10 bin atama bekliyoruz
biçiminde formüle ediliyordu. Sonra Öğretmenler Günü yaptığı
açıklamada Sayın Başbakan 15 bin rakamını telaffuz etti. Biz de
hazırlıklarımızı 15 bine göre yaptık. Beklenenin üzerinde atamayı
gerçekleştirmiş oluyoruz" diye konuştu.
"MAĞDURİYETLERİ GİDERECEK DÜZENLEME OLMASI İÇİN
YÖNETMELİKTEN 40 YAŞ KOŞULUNU KALDIRDIK"
Şubat atamalarına yetişmesi için yönetmelikte küçük ama önemli bir
düzenleme yaptıklarına da değinen Avcı, "O da atamalarda
başvurularda 40 yaş şartının aranmaması bunun gerekçesini de
açıkladık. Özellikle 28 Şubat döneminde öğretmen adaylarından hak
kazandıkları halde bir bölümünün o günün koşullarıyla göreve
başlatılmadığını ve bir mağduriyet oluştuğunu öteden beri zaten
iletiyorlardı. Mağduriyetleri giderecek düzenleme olması için
yönetmelikten 40 yaş koşulunu kaldırdık. Herkes müracaat
edebilecek" ifadelerini kullandı.
"ÜÇÜNCÜ BİR YERDE BİRLEŞTİRELİM EŞLERİ DİYE BİR ÇALIŞMAMIZ
VAR"
Eş atamalarında aynı şehirde buluşturma formülüyle ilgili Bakan
Avcı, şöyle konuştu:
"Karı koca ikisi de öğretmense işimiz biraz daha kolay
oluyor. Eğer öğretmenimizin eşi bir başka kamu görevindeyse ve o
kamu görevinin de öğretmenin olduğu yerde bir muadili yoksa o zaman
işimiz zorlaşıyor. Bu nedenle 800 küsur sayıda öğretmenimizin eş
durumu taleplerini karşılayamamıştık. Onlar için ayrıca ne
yapabiliriz diye tekrar çalıştık. Diyelim ki, ne karısının ne
kocasının bulunduğu yerde norm kadro müsait değilse dolayısıyla
eşlerden birinin olduğu yerde onları birleştiremiyorsak o zaman
bakalım çevre illerde il içinde başka ilçelerde onları
birleştirebileceğimiz bir üçüncü yer varsa o zaman onlarda
kendileri açısından bu çözümü uygun buluyorlarsa üçüncü bir yerde
birleştirelim eşleri diye bir çalışmamız var. Biz zaten ilan
ediyoruz boş yerleri."
"EĞER BİR YAZBOZ TAHTASINDAN SÖZ EDİLECEKSE DÜNYADAKİ
EĞİTİMİN BÜTÜNÜNDE BU MANZARAYI GÖRÜYORUZ"
Bakan Avcı'ya bugün Antalya'da gerçekleşen bir programda
"Eğitim yazboz tahtasına döndü" yönündeki
açıklamalarının sorulması üzerine Avcı, "Ben zaman zaman
açıklamalarımda bazen de esprili ifadelerle konunun daha iyi
anlaşılmasını sağlamaya çalışıyorum ama görüyorum ki bu
açıklamaların içerisinden bir cümle cımbızla çekiliyor. Sonra onun
üzerinden bir algı operasyonu inşa ediliyor. Antalya'da geleceğin
öğretmeni konulu bir sempozyum yapıldı. Orada bu konuyu konuşurken
gelecek dediğimiz büyük bir belirsizlikten söz ettiğimizi oysa
özellikle eğitim alanında bütün dünyada çok ciddi değişiklerin
olduğunu, teknolojinin hızla değiştiğini, eğitim süreçlerinin hızla
değiştiğini o yüzden dünyada eğitim alanında pek çok yeni
uygulamaların başladığını ve her şeyin sürekli değiştiğini ve daha
da değişeceğini söyledikten sonra dedim ki, Türkiye'de hep bize
söyleniyor, eğitim yazboz tahtasına döndü deniyor. Bakın bütün
dünyada bu böyle. Bizle ısrarla anlatmaya çalışıyoruz ki dünyada
olup biten bütün değişiklikleri bizim yakından izlememiz gerekir.
Eğitim sistemimizi de onlarla uyumlu hale getirmemiz gerekir. Onun
için de hiçbir şey sabit kalmaz, sürekli bu değişiklikleri gözlemek
zorundayız. Ona göre ülkenizin ihtiyaçlarını en iyi nasıl
karşılayabilirim ona uygun değişiklikleri yapmak zorundasınız. Bu
yazboz tahtası yapmak demek değildir bunu anlatmaya çalıyoruz. Eğer
bir yazboz tahtasından söz edilecekse dünyadaki eğitimin bütününde
bu manzarayı görüyoruz. Türkiye'de istisnai bir şey yok. Bunu
yapmazsak biz görevimizi yerine getirmiş oluruz" yanıtını
verdi.
"Eğitim yazboz tahtasına dönmüş değil" diyen Avcı,
"Özellikle belli bir kesimin medyasında paralel medyada bu
konular cımbızla seçilerek ve bağlamından kopartılarak,
saptırılarak, çarpıtılarak farklı yönlere çekilmeye çalışılıyor.
Bunun özellikle son iki yıldır sistematik ve yoğun bir şekilde
sürdürüldüğünü biliyoruz. Belli bir kesimin bunları MEB'i ve MEB'in
icraatını kötülemek yanlış göstermek için kullandığını
biliyoruz" dedi.
"BUNLARIN KÖTÜ AMAÇLI KULLANILDIĞINA DAİR FARKLI ÜLKELERDEN
TÜRKİYE'YE DE ŞİKAYETLER GELMİŞTİR"
'Cemaat okulları'yla ilgili somut önerilerini ve formüllerinin
sorulması üzerine ise Bakan Avcı, "Vakıf üzerinden vakıf
esnek bir yapılanmadır. Sivil bir yapılanmadır. Bu okulların yurt
dışındaki okulların büyük bir bölümü elçilik okulları dışındakileri
söylüyorum. Bunlar milletin emeğine dayanan yapılanmalardır.
Bunların kötü amaçlı kullanıldığına dair farklı ülkelerden
Türkiye'ye de şikayetler gelmiştir. Zamanında bu okulların büyük
bir bölümü ya Cumhurbaşkanı düzeyinde ya Başbakan düzeyinde ya
Bakan veya elçilik düzeyinde verilmiş referanslarla bugünlere
gelmişlerdir. Bu referansların tekrar teyidini istemek bu ülkelerin
hakkıdır. Bu teyit bugün verilmiyor. Yaşananlardan sonra böyle bir
tekeffül, böyle bir kefalet hiçbir makam tarafından verilmiyor,
verilmez. Dolayısıyla bunlarla ilgili yapılacak düzenlemelerde eğer
o ülkenin otoriteleri bizden yardım isterlerse o yardım kendilerine
nasıl verilir onun arayışı içerisinde çalışmalar yapılmıştır. Bunun
da yönteminin sivil bir yapılanma vakıf yapılanması olduğunu ve
devletinde bu yapılanmaya destek olması" şeklinde
konuştu.
Böyle bir vakfın içerisinde devletin de katkısının olacağını
söyleyen Avcı, katkının nereden karşılanacağının konuşulacağını
ifade etti. Avcı, "Bu çalışmalar olabildiğince hızlı bir
biçimde yürütülmeli ki herhangi bir aksaklık olmasın önümüzdeki
ders yılında da olabildiğince eğitim amaçlı çalışan kurumlar zarar
görmeden asli misyonlarına uygun çalışır hale getirilsinler. En
kısa zamanda bütün yurt dışındaki eğitim kurumlarının gerçekten
sadece eğitim veren kurumlar haline gelmesi için ne mümkünse
yapmak" ifadelerini kullandı.
"ZANNEDİYORUM ŞUBAT AYI İÇERİSİNDE ONU
AÇIKLAYABİLECEĞİZ"
Öğretmen Strateji Belgesiyle ilgili son duruma ilişkin soruya Avcı,
şunları kaydetti: "Zannediyorum Şubat ayı içerisinde onu
açıklayabileceğiz. Sadece öğretmenlerin nasıl işe alınabileceği
meselesi değil, kaynağından itibaren öğretmen niteliğini arttıracak
ne tür çalışmalar yapılabilir, eğitim fakülteleri ne yapabilir, ne
yapmalıdırlar, eğitim fakültelerinin veya yüksek öğretim
kurumlarının perspektifiyle MEB'in ihtiyaç ve perspektifi nasıl
uyumlu hale getirebilir bunun ana ilkelerini Öğretmen Strateji
Belgesi oluşturmuş olacak."
(İHA)