"15 Temmuz güncellenen öğretim programlarımızda yer alacak"
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, yeni müfredatın ilk olarak 2017-2018 eğitim öğretim yılında 1, 5 ve 9'uncu sınıflarda uygulamaya konulacağını belirterek, "15 Temmuz güncellenen öğretim programlarımızda yer alacak" dedi.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, yeni müfredatın ilk olarak
2017-2018 eğitim öğretim yılında 1, 5 ve 9'uncu sınıflarda
uygulamaya konulacağını belirterek, "15 Temmuz güncellenen
öğretim programlarımızda yer alacak" dedi.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Güncellenen Öğretim
Programları'nın tanıtımı toplantısında 2017-2018 eğitim dönemi yeni
müfredatını açıkladı. Bakan Yılmaz, gelecek nesillerin daha
donanımlı olabilmesi için müfredatın yenilenmesi ihtiyacının
doğduğunu söyleyerek şunları kaydetti:
"İlkokul ve ortaokul düzeyinde 17, lise düzeyinde 24, İmam
Hatip Ortaokulu ve İmam Hatip Lisesi düzeyinde 10 olmak üzere
toplam 51 ayrı, sınıflar esas alındığında ise 176 müfredat
yenilendi. Müfredat; öğretmen, öğrenci ve velilerin görüşleri
alınarak yenilendi. İlk olarak 2017-2018 eğitim öğretim yılında 1,
5 ve 9'uncu sınıflarda uygulamaya konulacaktır. Ocak 2018'e kadar
programlarla ilgili olarak sahadaki uygulamalarımız üzerinden
izleme ve değerlendirme çalışması yapacağız. Haziran 2018'e kadar
değiştirilen müfredatların eğitim araç gereçlerini, ölçme
araçlarını hazırlayacağız. Eylül ayından itibaren, okullarımızın
açılmasıyla birlikte, bütün öğretmenlerimizin ve velilerimize
programların ayrıntılı olarak tanıtılacağı toplantılar
düzenlenecek. Bu hazırlıklarımızla, 2018-2019 eğitim öğretim yılına
tüm sınıflarda ve tüm derslerde yeni müfredat ile eğitim öğretim
sürecimize istikrarlı ve çok daha güçlü yeni ve yenilikçi bir
şekilde devam edeceğiz. Yenilenen müfredatların sade ve anlaşılır
olması ön planda tutulmuştur. Beden eğitimi dersinin adı, beden
eğitimi ve spor olarak değiştirildi. Öğrencilere kazandırılması
hedeflenen yeterlilik ve beceriler belirlenirken derslerin tabiatı
dikkate alınmıştır. Müfredatların giriş bölümüne 'değerler eğitimi'
başlığı altında bir bölüm eklenmiştir. Müfredatlar yenilenirken
farklı kültür ve medeniyet havzalarının katkıları
belirginleştirilmeye çalışılmıştır. Yenilenen müfredatlarda
sadeleştirme ve içerik yoğunluğunun azaltılması ön planda
tutulmuştur. Müfredat uygulanırken her türlü farklılığı kapsayıcı
ve hassasiyeti koruyucu olmaya odaklanılmıştır. Yapılan saha
çalışmalarına ve anketlere 100 bine yakın öğretmen ve veli
katıldı."
"EVRİM KONUSU ÖĞRENCİLERİN GELİŞİMLERİ İTİBARİYLE SEVİYE
ÜSTÜ OLDUĞU İÇİN BİR ÜST ÖĞRETİM KURUMUNA
BIRAKILMIŞTIR"
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan
Yılmaz, evrim teorisi konusunun müfredattan çıkarılıp çıkarılmadığı
ile ilgili sorulan soru üzerine, "Orta öğretim düzeyinde
her dersin kendi bilimsel gelişimi çerçevesinde öğrencilerin
seviyelerine uygun olarak kuramlara yer verilmektedir. Örneğin
fizik, kimya, biyoloji ve matematik öğretim programlarına Avogadro
yasası, Kosinüs teoremi gibi yasa, teorem, ilke ve deneyler
doğrudan yer almaktadır. Öğretim programımızla kısmen ilgili olan
yasa, teorem ve ilkeler de gerektiği kadarıyla yer almaktadır.
Ancak hem öğrenci seviyesinin üzerinde olmasından hem de öğretim
programlarımızın kapsamıyla doğrudan ilgisi bulunmadığından Moore
Yasası, Sadık Evren Teoremi, Huygens ilkesi gibi yasa, teorem ve
ilkeler öğretim programlarımızda yer almamaktadır. Bu noktada
program değiştirmede temel ilkemiz seviyeyi gözetmek hususunun en
genel şekliyle gerektiği kadar ve gerektikçe şeklinde
özetleyebiliriz. Bu ilke ve anlayış gereği çeşitli kuramlara ve
yasalara bilim, teknoloji ve günlük yaşama yansımaları kadarıyla
yer verilmiştir. Evrim kuramının bir kuram teori olarak açık, sade
ve rahat bir şekilde anlaşılması için öğrencilerin bir felsefi alt
yapıya sahip olması gerekir. Bizim yeni öğretim programlarımızda
getirmiş olduğumuz 10'uncu sınıf felsefe dersi akıl yürütme
becerilerini gençliklerimize kazandırma amacına matuftur. Bu
beceriler kazandırıldıktan sonra 11'inci sınıf felsefe dersinde
ontoloji konusu tarihi gelişim içinde verilecektir. Doğal olarak bu
gelişimin duraklarından biri olan evrimin yanı sıra diğer ontolojik
ve kozmolojik görüşler de verilecektir. Açıkça görülmesi için
felsefe 10 ve 11. öğretim programlarımızın incelenmesi yeterlidir.
Biz evrim konusuna bir seviyelendirme, öğrenci gelişim düzenleme,
uyumlandırma ve disiplinler arası bir yaklaşım getirdik. Sadece
evrim konusunu da çıkarmadık yani bir üst öğretim kurumunun konusu
olduğu için. Biyoloji öğretim programı içerisinde bulunan hayatın
başlangıcı ve evrim konu itibariyle öğrencilerin gelişimleri
itibariyle seviye üstü olduğu için bir üst öğretim kurumuna
bırakılmıştır. Dolayısıyla ilim ne söylüyorsa biz onun gereğini
yerine getiriyoruz herhangi bir tarafta yer almaksızın"
ifadelerini kullandı.
"ATATÜRK İLE İLGİLİ ÇIKARILAN HİÇBİR KONU
YOKTUR"
Bakan Yılmaz, bir gazetecinin, "Zorunlu din dersi müfredatı
‘daha sonra askıya çıkacak' demiştiniz akıbeti ne? Atatürk ilkeleri
ile ilgili de bir tartışma olmuştu, eleştirilerle ilgili bir
değişikliğe gidildi mi? Gelen olumsuz değerlendirmeler üstüne ne
gibi değişiklikler oldu müfredatta?" soruları üzerine ise,
"Zorunlu din dersinin açıklamasını önümüzdeki hafta
yapacağız. Bir haftalık bir süre vereceğiz, katılımın en yüksek
seviyede olmasını istiyoruz. Bütün görüşleri aldıktan sonra
yetiştirebilirsek ki biz yetiştirebileceğimizi düşünüyoruz.
Önümüzdeki Eylül öğretim yılında yeni müfredatla başlayacak.
Önümüzdeki hafta ilana çıkıyoruz, bir hafta içinde görüşleri
alacağız. Gelen talepleri mutlaka dikkate aldık ve hepsi
yansıtıldı. Milli mücadelenin önderi ve cumhuriyetimizin kurucusu
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün getirdiği fikirlerine, tam bağımsız
mili mücadelenin milletimize açtığı ufkun, getirdiği fikri
gelişimin gereklerine öğretim programlarımızda açıkça yer verdik.
Milli mücadelenin ve tam bağımsızlığın önemi programlarımızda her
fırsatta vurgulanmıştır. Bakanlığımız tarafından yenileme çalışması
tamamlanan öğretim programlarının temelinde bilimsellik, çağdaşlık,
akılcılık, ilericilik, millilik nitelikleri vardır.
Cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren temel eksen olarak kabul
edilen bu temel bizim eğitim anlayışımızın da temelidir. Atatürk'ün
Cumhuriyetin kuruluşunda eğitim konusunda gösterdiği amaçlar eğitim
bilimleri ve derslerinin içinde yer aldığı ilgili bilim alanlarının
da geldiği noktalar dikkate alınarak ifade edilmiştir. Atatürk'ün,
Atatürkçülük, Atatürk İlke ve İnkılaplarının hepsinin öğrenilmesini
istiyoruz. Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik,
laiklik, inkılapçılık, ekonomi alanında, sağlık alanında, hukuk
alanında, toplumsal alanda, eğitim-kültür alanında her alanda
Atatürk'ün katkıları istenir. Atatürk ile ilgili kazanılması,
öğrenilmesi gerekirken çıkarılan hiçbir konu yoktur. Gerçek
Atatürkçülük, Atatürk'ün kurmuş olduğu bu Cumhuriyeti
güçlendirmekten geçer. Eğer Türkiye'yi siz borç alan bir ülke
durumuna getiriyorsanız Atatürkçülükten bahsettiğinizde doğru bir
şey yapmış olmuyorsunuz. Eğer Türkiye yardım alan bir ülkeyse siz o
zaman Atatürk'ü anlamamışsınız demektir. Şimdi Türkiye'nin yardım
aldığını söyleyen var mı? Aksine milli gelirine oranla en fazla
yardım eden ülkelerden birisiyiz. Dolayısıyla Türkiye'yi güçlü
kılarsanız siz en büyük Atatürk'ün yolunda ilerliyorsunuz. Eğer
Türkiye'yi muhtaç hale getirirseniz o zaman sözde Atatürkçü
olursunuz. Biz sözde değil özde Türkiye Cumhuriyetini güçlendirmek
için çalışıyoruz" şeklinde konuştu.
"PİLOT İLLERDEN ALACAĞIMIZ SONUCA GÖRE DE YABANCI DİL
EĞİTİMİNİ TÜRKİYE'NİN TAMAMINDA GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ"
Bakan Yılmaz, Milli Eğitim Bakanlığının bu yıl 6 okulda
yoğunlaştırılmış İngilizce dersi vereceği pilot uygulama ilgili de
şu bilgileri aktardı:
"Bizim evlatlarımıza mutlaka bir yabancı dilde bir beceri
kazandırmamız lazım. Yani bir yabancı dilde okuyup anlaması, kendi
düşüncesini ifade edebilmesini istiyoruz. Onun içerisinde de
programlarımızı güncelleştirdik. Bu güncelleştirmede de seçilmiş
derslerle birlikte yaklaşık 18 saate kadar ders alınabilir. Ancak
pilot illerden başlıyoruz. Eğer bu pilot illerde başarılı olursak,
bir netice alırsak yaygınlaştıracağız ama mutlaka yapacağız. O
programı bütün Türkiye'ye yaydığınızda bizim İngilizce öğretmenine
ihtiyacımız olacak. Şu anda atanmak üzere bekleyen İngilizce
öğretmen adaylarının hepsini alsak dahi bizim ihtiyacımızı
karşılamıyor. Mevcut İngilizce öğretmenlerimizin hizmet içi
eğitiminin arttırılması lazım. Hepsini alsak dahi yine ihtiyacımız
var. O halde Türkiye'de İngilizce eğitimi veren kurslar dahil,
üniversiteler dahil ve diğer okullar dahil bir işbirliği yapılması
lazım. Dolayısıyla da önümüzdeki dönemde pilot illerde başlayacak o
pilot illerden alacağımız sonuca göre de yabancı dil eğitimini
Türkiye'nin tamamında gerçekleştireceğiz. Pilot okullarda zorunlu
derslerin yanı sıra toplam 15 saat yabancı dil dersi verilecektir.
Uygulama sürecinde öğretmen eğitimleri, ölçme değerlendirme
sistemini yeniden yapılandırılması ve izleme değerlendirme
çalışmaları da bulunacaktır. Pilot okulların belirlenmesi amacıyla
81 ilden belli kriterlere göre uygulamayı yapacak okulların listesi
şu an için 681 olarak belirlendi. Yaklaşık öğrenci sayısı da 220
bine yakın. İnşallah bu uygulama başarılı olduğunda diğer okullara
da yansıtacağız."
"BUNDAN SONRA YAPILACAK İLK TEOG SINAVINDA 6 İLE 8 ARASINDA
BİR SORUNUN AÇIK UÇLU SORU OLMASINI ÖNGÖRÜYORUZ"
Milli Eğitim Bakanlığının 2017-2018 yılında TEOG sınavında açık
uçlu soru sorup sormayacağına ilişkin de Bakan Yılmaz,
"Önümüzdeki TEOG sınavından başlamak üzere 6 ile 8 arasında
bir açık uçlu soruyu öğrencilerimize sormayı istiyoruz. Bu
sorduğumuz soruların çok net şekilde ölçülebilir olmasına önem
veriyoruz. Herhangi bir tartışmaya ve ihtilafa gerek kalmaksızın,
kişisel yorum içermeyecek ancak verilen bilgileri yorumlayıp analiz
ederek soruları cevaplayabilecek açık uçlu soruların sorulmasına
ihtiyaç duyulmaktadır. Çünkü biz eğitimin kalitesinin
arttırılmasını istiyoruz. Eğitimde kalite bizim değişmez
hedefimizdir. Elbette bu sorular objektif puanlanabilen sorulardan
oluşacaktır. Sorular iki puanlayıcı tarafından puanlanacak ve
farklı puanlanan sorular bir üst değerlendirici tarafından tekrar
değerlendirilecektir. Örnek açık uçlu sorular bu yıl eylül ayından
itibaren kazanım kavrama testleriyle birlikte de yayınlanacaktır.
Bundan sonra yapılacak ilk TEOG sınavında 6 ile 8 arasında bir
sorunun açık uçlu soru olmasını öngörüyoruz" açıklamasını
yaptı.
"15 TEMMUZ GÜNCELLENEN ÖĞRETİM PROGRAMLARIMIZDA YER
ALACAK"
Yeni müfredatta ‘cihat' konusuna ve 15 Temmuz konusuna yer verilip
verilmeyeceğinin sorulması üzerine Bakan Yılmaz, "Cihat
bizim dinimizde bir unsur. Milli Eğitim Bakanlığının görevi; her
kavramı hakkıyla, olduğu gibi doğru olarak öğretmektir. Yanlış
olarak algılanan, öğretilmiş olan şeyleri düzeltmek de bizim
vazifemizdir. Bu kapsamdan yola çıkarak fıkıh dersinde ve temel
dini bilgilerde cihat var. Cihatın gerçek anlamı, ülkemizi
sevmektir, atanımızı sevmektir, milli birlik ve beraberliğe hizmet
etmek için her ne gerekiyorsa o konuda varlık göstermektir. Cihadın
ne olduğunun ve ne olmadığının öğretilmesinin bizim Bakanlığımızın
asli görevleri arasında olduğu için de var. Bundan rahatsız olmaya
gerek yok aksine biz bunu vermeseydik toplumdan talep gelmesi
lazımdı. Dolayısıyla biz cihat kavramının ne olduğunu ve ne
olmadığını din derslerinde, fıkıh dersinde evlatlarımıza vermek
istiyoruz. 15 Temmuz güncellenen öğretim programlarımızda yer
alacak. Sosyal bilgiler dersi öğretim programında demokrasinin
kazanımının işlenmesi sırasında 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik
Günü'nün ele alınmasını isteyeceğiz. Yine Türkçe derslerinde Milli
Mücadele ve Atatürk temasında konu örneklerinde 15 Temmuz da
işlenecek. Anadolu İmam Hatip Lisesi meslek dersleri öğretim
programlarında, kazanım işlenirken asker uğurlama merasimi
konusunda cihat, şehitlik konularında 15 Temmuz'a da atıf yapılması
istenilir. Yine orta öğretim çağdaş Türk ve dünya tarihi dersi
öğretim programında kazanım Türkiye'de meydana gelen siyasi,
ekonomik ve sosyokültürel gelişmelerin değerlendirildiğinde 27
Mayıs askeri darbesi, darbenin arka planındaki iç ve dış faktörler
ile 15 Temmuz darbe girişiminin benzer ve farklı yönlerinin ele
alınmasını istiyoruz. Yine çağdaş Türk ve dünya tarihinde FETÖ,
Paralel Devlet Yapılanmalarının yapısı amaç ve hedefleriyle 17-25
Aralık 2013 ve 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ele alınmasını
istiyoruz. Yine orta öğretimde Türk dili ve edebiyat dersi öğretim
programında destan ve efsane ünitemiz var. Burada ise 15 Temmuz
Demokrasi Zaferi ve Şehitleri konusunda öğrencilerin yazı yazması
istenecek. Terörün ve terör örgütlerinin PKK, DEAŞ, FETÖ'nün ortaya
çıkış nedenleri ile terörü önlemeye yönelik tedbirlere 15 Temmuz
2016 darbe kalkışması örneği üzerine değinilmesini
istiyoruz" diye konuştu.
(Goncagül Özcan - Ömer Çetin / İHA)