Maduro: “ABD’nin 1200 füzeli savaş gemileri Venezuela’yı hedef aldı”
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Karayipler’de konuşlanan sekiz ABD savaş gemisinin ülkesini hedef aldığını açıkladı. Maduro, bu askeri yığınağı “kanlı bir tehdit” ve “uluslararası suç” olarak nitelendirdi.
ABD’nin Karayipler’e gönderdiği nükleer denizaltı ve destroyerlerden oluşan savaş filosunun tehdidi altındaki Venezuela yönetimi, uluslararası topluma yönelik uyarılarını sürdürüyor. Son olarak Devlet Başkanı Nicolas Maduro dünyanın dört bir yanından gazetecilerin katılımıyla basın toplantısı düzenledi.
Dünya basınının karşısına nadiren çıkan Venezuela Devlet Başkanı, Washington'un Karayip sularında konuşlandırdığı savaş gemilerini “Güney Amerika’da son bir asırda görülen en büyük tehdit” olarak değerlendirdi ve “bu tehdide boyun eğmeyeceklerini” vurguladı.
Venezuela Devlet Başkanı Maduro, aralarında ANKA Haber Ajansı’nın da olduğu uluslararası basın kuruluşlarının temsilcileriyle internet üzerinden düzenlediği basın toplantısında, bin 200 güdümlü füze taşıyan sekiz ABD savaş gemisinin ülkesini hedef aldığını yineleyerek, bunu “abartılı, haksız, ahlaksız ve kesinlikle suç niteliğinde, kanlı bir tehdit” olarak nitelendirdi.
Maduro, geçen hafta dile getirdiği “Venezuela'nın işgal edilmesinin mümkün olmadığı” yolundaki görüşünü de yineledi ancak denizdeki askeri yığınakla hedefin “rejim değişikliğine yönelik” olduğunu ifade etti. Venezuela Devlet Başkanı, yaşanan gerilimden “savaş lordu” olarak nitelendirdiği ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'yu sorumlu tuttu ve “Rubio askeri tehdit yoluyla rejim değişikliği istiyor. Bunun için Trump soyadını kanla lekelemeye hazır” ifadelerini kullandı.
Chavezci lider, ABD’nin “uluslararası uyuşturucu karteli lideri” iddialarını da “Bu kendi ağırlığıyla çöken, çok saçma bir anlatı. Zira Venezuela uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadelede rekor başarı sahibi” sözleriyle reddetti.
Venezuela’ya askeri tehdidin arka planı
ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela Başkanı Nicolas Maduro ile ilk
başkanlık döneminde başlattığı ancak yarım kalan hesaplaşmasına
döndü ve yeniden kollarını sıvadı. O dönem Maduro’yo Cartel de los
Soles adlı uyuşturucu çetesinin lideri olarak suçlayan Trump, bu
kez işe söz konusu yapıyı yabancı terör örgütü listesine alarak
başladı.
ABD yönetimi geçen ay alınan bu kararın ardından hiç vakit kaybetmedi ve uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Venezuela kıyılarına 7 adet savaş gemisi ve 4.400 asker gönderdi. Filoda üç güdümlü füze destroyeri ve en az bir denizaltının yer aldığı kaydediliyordu. ABD’nin hamlesine Venezuela 4,5 milyon yedeği askere çağırarak karşılık verdi.
Maduro’nun yakalanması için ABD’nin koyduğu para ödülü iki
katına çıkarıldı
ABD yönetimi, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro “Cartel de
los Soles” adlı bir uyuşturucu örgütünü idare etmek ve Kolombiya’da
üretilen uyuşturucuları bu kartel vasıtasıyla Karayipler üzerinden
ABD’ye göndermekle suçluyor. Venezuela hükümeti ise bölgede
uyuşturucuyla mücadelede elde edilen başarıları, nakliye amaçla
yüzlerce küçük uçağın imha edildiğini ve suç çetelerinin
çökertildiğini anlatıyor. Buna karşın ülkenin efsanevi lideri Hugo
Chavez’den bugüne Venezuela’da iktidarı değiştirmek için ABD’nin
suç işlediğini savunan Karakas yönetimi, 2024 seçimlerinde
iktidarını koruyan Maduro’nun devrilmesi için “narko-terör”
suçlamasının yine ABD tarafından yaratıldığını savunuyor.
Washington, bu suçlama çerçevesinde Devlet Başkanı Maduro’nun
yakalanmasına yardımcı olacak ya da rol oynayacak bir bilgi
sağlayacak kişilere verilecek ödülü iki katına çıkararak 50 milyon
dolar olarak ilan etti. ABD, Venezuela İçişleri Bakanı için ise 25
milyon dolar ödül vadediyor.
“Sevk edilen güç uyuşturucuyla mücadelenin
ötesinde”
ABD’nin hamlesinin gerçekten uyuşturucu kaçaklığına odaklanan bir
operasyon mu, yoksa bir darbe hazırlığı mı olduğu tartışma konusu.
Axios haber sitesine konuşan ABD’li yetkililer, bölgeye sevk edilen
askeri gücün standart bir uyuşturucuyla mücadele operasyonunun
ötesinde olduğuna işaret etti. ABD ordusunun, uyuşturucu
trafiğindeki rolü iddiasıyla Panama Devlet Başkanı Manuel
Noriega'yı yakalamak için 1989 yılında düzenlediği operasyona
atıfta bulunanlar da var.
Öte yandan ‘Cartel de los Soles’ adlı bir örgütün var olup olmadığı da belli değil. Uluslararası narkotik trafiğini yakından izleyen uzmanlar, ülkedeki güvenlik güçlerinin bir uyuşturucu trafiğine göz yumma olasılığının çok da düşük olmadığı düşüncesinde. Ancak Maduro liderliğinde hiyerarşik bir örgüt iddiası çok da taraftar bulmuyor.
Gözler ABD’nin Küba sürgünü Dışişleri
Bakanı’nda
Trump'ın Venezuela politikasının arkasında, anti-sosyalist Küba
sürgün topluluğunun bir parçası olan Dışişleri Bakanı Marco Rubio
var. Rubio'ya göre, Maduro rejimi Küba istihbaratı tarafından
desteklenirken, Venezuela da ucuz petrol ile Küba ekonomisini
destekliyor.
Rubio’nun, Maduro’nun ya gönüllü olarak iktidardan çekileceğini ya da çevresindeki askeri yetkililerin ödül veya ABD ile ilişkileri normalleştirme beklentisiyle kendisini görevden alacağını öngördüğü düşünülüyor. Rubio’nun planına Venezuela muhalefeti de destek veriyor. Enflasyonun yüzde 172 olduğu Venezuela’da halkın ekonomik durum nedeniyle yaşadığı hoşnutsuzluğa da dikkat çekiliyor. Ancak Venezuela devlet televizyonu, ülkenin dört bir yanından Maduro’ya destek eylemlerini yayınlıyor.
Şimdi gözler, Rubio’nun yarın başlayacak ve 4 Eylül’e kadar sürecek Meksika ve Ekvador ziyaretine çevrilmiş durumda.