Korsika'da seçimler ve bağımsızlık hevesi
Korsika halkı bu Pazar teritoryal seçimlerin ilk turu için sandığa gidiyor.
İSTANBUL (AA) - Korsika halkı bu Pazar (3 Aralık) teritoryal
seçimlerin ilk turu için sandığa gidiyor. İkinci turu bir sonraki
Pazar günü (10 Aralık) yapılacak olan bu seçimler, Ada’nın 1 Ocak
2018 itibariyle “tek teritoryal topluluk” (Collectivité
territoriale unique) statüsüne geçecek olması nedeniyle büyük bir
önem taşıyor. Fransa’nın son dönemde Mayotte (2011), Martinique ve
Guyana (2015) gibi denizaşırı bölgelerine tanıdığı bu statü,
kültür, bölgesel kalkınma, çevre ve ulaşım alanlarıyla sınırlı olsa
da, bir tür özerkliğe cevaz vermesi nedeniyle, merkeziyetçi bir
ülke için yerelleşme bağlamında ileri bir adım olarak kabul
edilmeli.
İdaresi 1768 Versailles Antlaşması ile Ceneviz’den Fransa’ya geçen
Korsika’nın Napoléon Bonaparte’ın doğum yeri (Ajaccio) olması
itibariyle Fransız tarihinde özel bir yeri var. Ama bir ada olması
ve Toscana İtalyancasına yakın, Fransızca’dan farklı bir yerel dili
bulunması bir tarafa, 1735’de Ceneviz’den bağımsızlığını ilan
etmiş, 1755’de de modern tarihin ilk demokratik anayasasını yapmış
olması nedeniyle özerklikçi, hatta bağımsızlıkçı fikirlerin
yeşerdiği ve giderek geliştiği bir bölge olduğunun da altını çizmek
gerekiyor.
Korsika Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLNC)
Ada’nın bağımsızlığı yolunda kayda değer ilk hareket, 1976’da üç
yerel partinin birleşmesiyle kurulan Korsika Ulusal Kurtuluş
Cephesi FLNC (Fronte di Liberazione Naziunale Corsu) idi. Ama FLNC
Ada’nın bağımsızlığına silahlı mücadeleyle ulaşmayı hedeflediği
için, bir dönem (1973-2011) İspanya’ya savaş açmış olan ETA gibi
ayrılıkçı bir terör örgütü niteliği taşıyordu.
Terör eylemlerinde ETA gibi ağırlıklı olarak polis ve jandarmayı
hedef alan FLNC, ayrıca ETA’ya karşı İspanya’da bir dönem (1983-86)
faaliyet gösteren Antiterör Kurtuluş Grupları (Grupos
Antiterroristas de Liberación-GAL) benzeri bağımsızlık ve özerklik
karşıtı gruplarla da (Front d'Action Nouvelle Contre l'Indépendance
et l'Autonomie-FRANCIA) çatıştı. Bu arada, FLNC’nin 1979’dan
itibaren sadece Ada’da değil metropolde de tırmandırdığı terör
eylemlerinin, örgütün ikiye bölündüğü 1990 yılına kadar yoğun
biçimde devam ettiğini ve etkinliği azalmış olmakla birlikte henüz
ETA gibi silah bırakmadığını da akılda tutmakta yarar var.
Çevresel milliyetçilik yükselişte
Korsika meclisinin 51 üyesini belirleyecek olan teritoryal
seçimlere “Per a Corsica” adıyla ittifak halinde katılacak olan iki
çevresel parti, özerklik yanlısı “Femu a Corsica” ile bağımsızlık
yanlısı “Corsica Libera” favori görülüyor. 2015’te yapılan bir
önceki seçimlerin ilk turunda, bu partiler sırasıyla yüzde 17,62 ve
7,73 oy almıştı. Bir hafta sonraki ikinci tura bu kez Per a Corsica
ittifakı olarak katılmışlar ve toplamda oylarını 10 puan arttırarak
(35.34) mecliste 24 sandalye ile salt çoğunluğun biraz altında
kalmışlardı. Bu ittifak sayesinde Femu a Corsica lideri Gilles
Simeoni yerel hükümetin, Corsica Libera lideri Jean Guy Talamoni de
meclisin başkanı olmuştu.
Çevresel milliyetçilerin başarısı teritoryal seçimlerdeki bu
zaferle sınırlı değil. 11-18 Haziran’da yapılan genel seçimlerde,
Korsika’daki dört seçim bölgesinden üçünde, ipi çevresel milliyetçi
adaylar (Colombani, Castellani, Acquaviva) göğüslemişti. Daha önce
bu adaylardan sadece birine (Colombani) seçilme şansı tanınmış
olduğu için, medyada “sürpriz”, ve “siyasi deprem” olarak nitelenen
bu sonuçlar, ayrıca “teritoryal seçimlerin Fransa’ya yansıması”
olarak değerlendirilmişti.
Fransız Kamuoyu Enstitüsü IFOB (Institut Français d'Opinion
Publique) direktörü Jérôme Fourquet, Ada seçmeninin bu tercihini,
Fransa genelinde Emmanuel Macron gibi siyasette nispeten yeni bir
ismin cumhurbaşkanı seçilmesini sağlayan “eskinin tasfiyesi”
(dégagisme) eğiliminin yerele yansıması olarak yorumluyor.
Uzmanların genelde paylaştığı bu yaklaşıma göre, Korsika’da yeni
olan Makronizm değil çevresel milliyetçilik.
Özerklikten bağımsızlığa
Per a Corsica ittifakı, son dönemde Korsika’nın Puigdemont’u olarak
anılan Talamoni’nin dediği gibi, “Üçte iki oranında özerklik, üçte
bir oranında bağımsızlık yanlısı” ve “daha çok özerklik” öngören
bir programa dayanıyor. Gerek Simeoni gerek Talamoni “Bağımsızlık
söz konusu değil” açıklaması yapıyor. Ama Corsica Libera lideri,
açıklamasının satır arasına “on yıl içinde” sözcüğünü eklemeyi
ihmal etmiyor. Çıktığı bir radyo programında Fransa’yı “dost bir
ülke” olarak tanımlayacak kadar lafını esirgemeyen Jean Guy
Talamoni, açık sözlülüğünü “Herkesin bağımsızlık yanlısı olduğunu
bilmesine” bağlıyor.
Korsika Meclis Başkanı gerçekten de Ada’da tanınmış bir şahsiyet.
Baba tarafından siyasetçi bir aileye mensup olan Talamoni, Korsika
dili, edebiyatı ve tarihine merakını ve bağımsızlıkçı fikirlerini,
yayımladığı kitaplarla ortaya koyuyor. Ayrıca bir dönem silahlı
eylemlere katılmış olanlar dâhil FLNC mensuplarını savunan bir
avukat olarak da tanınıyor. O bakımdan sağ muhalefetin (Nouvelle
Corse) lideri Jean-Martin Mondoloni’nin de altını çizdiği gibi,
Jean Guy Talamoni bugün çevresel milliyetçi kamuoyunda “Korsika’nın
gerçek patronu” kabul ediliyor.
Bu itibarla, Per a Corsica ittifakının içinde Talamoni’nin olduğunu
bilenler, ister istemez “özerklik mi, bağımsızlık mı” sorusunu
yöneltiyor. Bu tür sorulardan rahatsız olan Gilles Simeoni ise
siyasi rakiplerinin ittifakın programında “bağımsızlık hedefi ve
Cumhuriyet ile ilişkilerin sorgulanması” varmış gibi kampanya
yürütmelerinden yakınıyor. Ada’nın bağımsızlığından yana olmadığını
vurgulayan Simeoni, Per a Corsica’nın amacının “Üç yıl içinde bir
özerklik statüsü elde etmek ve on yıl içinde uygulamaya koymak”
olduğunun altını kalın çizgilerle çiziyor.
Fransa gibi merkeziyetçi bir ülkede bu hedefe varmak bile kolay
değil, ama ortağı Talamoni bu konuda aynı çizgide durmadıklarını
saklamıyor. Ortak stratejilerinin daha fazla özerklik ile sınırlı
olduğunu kabul ediyor ama bu özerkliğin yarım yamalak değil,
yasaması, yürütmesi ile mali yetkileri de içeren “tam bir özerklik”
olması gerektiğinin altını çiziyor. Çünkü Korsika meclisi olarak
tek yanlı bağımsızlık ilanını tanıdığı Katalunya’nın sahip olduğu
ileri kurumsal ve mali özerkliğin, bağımsızlığın kapısını
araladığını düşünüyor.
Korsika Katalunya mı?
Katalunya’nın tek yanlı bağımsızlığının ilan edilmesiyle baş
gösteren siyasi kriz Korsika’daki seçim kampanyasında da çok
konuşuluyor. Bunda, krizin halen devam ediyor olmasının yanı sıra,
Talamoni’nin Katalan bağımsızlıkçılarla “Korsikalı Puigdemont”
unvanını hak edecek kadar yakın ilişkilerinin de rolü var. Ama
Korsika ile Katalunya arasında çizilen paralellik Per a Corsica
ittifakının büyük ortağı Gilles Simeoni’nin hiç de hoşuna gitmiyor.
Le Monde’un “tribün” köşesinde geçen hafta yayımlanan yazısının
“Korsika Katalunya değil” (La Corse n’est pas la Catalogne)
başlığını taşıması bunun somut bir göstergesi kuşkusuz.
Korsikalı seçmenin çoğunluğu bugün Per a Corsica ittifakından yana
olsa da bağımsızlığa ve Fransa’dan kopmaya sıcak bakmıyor.
Çoğunluğun eğilimi bir gün bağımsızlıktan yana olsa bile bu
kolaylıkla ulaşılabilecek bir hedef değil. İspanya’dan farklı
olarak merkeziyetçi bir felsefeye ve anayasaya sahip Fransa gibi
bir ülkede, değil bağımsızlık, çevresel milliyetçi ittifakın
hedeflediği, Talamoni’nin ifadesiyle “tam özerklik” için de köklü
bir anayasa değişikliği gerekiyor. Nitelikli çoğunluk gerektiren bu
hedefe ulaşmak bugün için neredeyse imkânsız.
Ne var ki Katalunya ile başlayan, anayasaya aykırı olsa da
otodeterminasyon (kendi kaderini belirleme) referandumu yoluyla
kestirmeden bağımsızlığa ulaşma hevesi, bugün Korsika’yı bile
etkileyebiliyor. Nitekim Talamoni’nin partisi Corsica Libera’dan
2012’de ayrılmış ve 2015 teritoryal seçimlerinde yüzde 2,5 oranında
oy almış U Rinnovu, 2032 yılında Korsika’da bir otodeterminasyon
referandumu düzenlenmesini savunuyor.
["İspanya Siyasi Tarihinde Bask Milliyetçiliği" ve "Çoğul İspanya:
Anayasal Sistemi ve Terörle Mücadele Modeli" kitaplarının yazarı
olan Akın Özçer 1979-2006 yılları arasında, sonuncusu Lyon
Başkonsolosluğu olmak üzere, Dışişleri Bakanlığı'nda çeşitli
görevlerde bulunmuştur]