"Halep'in kontrolü Türkiye'ye geçecek" iddiası!
Türkiye ve Rusya'nın, Esed rejiminin Halep'ten çekileceği ve kontrolün Türkiye'ye geçeceği bir formül üzerinde görüştüğü iddia edildi. Anlaşma sağlanırsa Suriye'nin ikinci büyük kenti Halep, yeniden imar edilecek, Türkiye ve Avrupa'da yaşayan 3 milyondan fazla mülteci de eve dönecek.
Suriye'nin en büyük ikinci kenti Halep'in yakında Türkiye'nin
nüfuz alanına dahil edileceği iddia ediliyor. İç savaş öncesi 5,5
milyon insanın yaşadığı Halep, rejimin yoğun saldırıları ve 2013
yılında muhaliflerin tamamen çıkarılması sebebiyle yüzde 75
oranında boşaltıldı. Bir zamanlar Ortadoğu'nun en büyük sanayi olan
Halep, Türkiye'nin kontrolüne bırakıldıktan sonra yeniden imar
edilip ayağa kaldırılacak; sonrasında Türkiye ve Avrupa'da yaşayan
3 milyondan fazla mültecinin geri dönüşleri için TSK-ÖSO ittifakına
devredilecek.
ANKARA-MOSKOVA TEMAS HALİNDE
Yeni Şafak'ın haberine göre, Türk ve Rus heyetleri arasında
Halep'in devrine yönelik görüşmelerin sürdüğü bildiriliyor. Suriye
Muhalif Devrimci Güçler Koalisyonu (SMDK) üyesi Fuat Aliko, "Hama,
Halep ve İdlib'in Türkiye'nin nüfuz alanına bırakılması ile ilgili
siyasi ve askeri açıdan büyük mesafe katedildi. Avrupa'dan ve
Türkiye'den 3 milyondan fazla sivilin yeniden Halep'e dönüşü, rejim
ve Şii milislerin bölgeden çıkması ile başlayacak" dedi. İdlib'e
bağlı Fua ve Keferya kasabalarının boşaltılması sonrası Hama, Halep
ve İdlib'den oluşan ‘Sünni koridor' haritasının netleştiğini
söyleyen Fuat Aliko, 2018 yılı ikinci yarısından itibaren doğuda
ABD-PKK, orta bölgede Türkiye-ÖSO, güney ve batı bölgelerinde ise
Rus-Esed idari nüfuz alanlarının oluşacağını kaydetti. SMDK üyesi
Aliko şu bilgileri verdi:
MASADA 3 AYRI BÖLGE
"Lazkiye, Tartus, Humus, Şam ve Deyrizor Esed-Rusya-İran
ittifakının etki alanına girecek. Fırat'ın doğusunda Haseke, Rakka,
Deyrizor kırsalı ABD-PKK'ya devredilecek. Orta bölgede ise Sünni
kitlenin ağırlıkta bulunacağı Hama, İdlib ve Halep bölgeleri
Türkiye'nin nüfuz alanı olacak. Bu yönde devletler arası görüşmeler
devam ediyor. El-Iys, Raşidin, El-Bab, Han Asal yönlerinden Halep
zaten TSK-ÖSO ittifakının kuşatması altında. Önümüzdeki süreç
askeri olmaktan ziyade, diplomasi ve siyaset alanında adımların
atılacağı dönem olacak. Türkiye'nin de içerisinde yer aldığı süreç
çok boyutlu, bölgesel ve küresel aktörlerin de dahil olduğu bir
çerçevede ilerliyor."
YENİ DÖNEM BAŞLIYOR
"Esed-Rus ittifakının kontrol ettiği bölgelerde Şii milislerin
varlığı uluslararası bir sorun. İdlib'de Cund'ül Aksa ve Tahrir'üş
Şam oluşumları da yine benzer bir problem olarak varlığını
sürdürmekte. Fırat'ın doğusunda ise birçok ülkenin terör listesinde
olan PKK en temel problem. Halep'in Türkiye'ye devri ile yeni bir
süreç başlayabilir. Suriye'nin tek ve bütün olarak kalması ve
istikrar süreci açısından bu önemli bir adım niteliği taşır.
Terörden arındırılan ve meşru güçlerin sahada şekillenen haritaya
paralel olarak inisiyatif üstlendiği yeni dönemin başlangıcı,
siyasi, askeri, ekonomik çözüm umutlarını da artıracak. Şam, Humus,
Dera'daki operasyonlar nüfuz alanlarının netleşmesine dönük en
belirgin müdahaleler olarak görülmeli."
REJİMİN GÜCÜ YETMEZ
"Halep konusunda Türkiye'nin bölgede inisiyatif üstlenmesi, şehrin
yeniden imarı, sanayi ve ticaretin yeniden canlanması ve 3
milyondan fazla Suriyelinin ülkesine dönecek olması Avrupa ve Arap
ülkeleri başta olmak üzere pek çok devlet tarafından da
destekleniyor. Halep, Hama ve İdlib'de sanayi tesisleri, evler,
şehir altyapısı, elektrik, su gibi altyapı unsurları neredeyse
tamamen tahrip oldu. Şam yönetiminin bu enkazı ortadan kaldıracak
ve Halep başta olmak üzere İdlib ve Hama'yı ayağa kaldıracak imkanı
yok. Bu konuda uluslararası destek görme ihtimali de sıfır. Bu
sorun ancak Türkiye gibi güçlü bir ülkenin garantörlüğü ve
mesuliyeti ile aşılabilir. Rusya, Şam ve İran da bu durumun
farkında."