Dağlık Karabağ'da son durum: Paşinyan, bölgede hiçbir Ermeni'nin kalmayacağını açıkladı
Rusya'nın Interfax haber ajansının bildirdiğine göre, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, önümüzdeki günlerde Dağlık Karabağ'da hiçbir Ermeni'nin kalmayacağını açıkladı. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, Karabağ'da yaşayan Ermeni sakinlerin Ermenistan'a veya başka bir ülkeye taşınma kararının Azerbaycan ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını belirtti.
Karabağ’daki Ermeni yetkililer, kendi kendine ilan edilen sözde
Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Samvel Shahramanyan'ın
1 Ocak 2024 tarihinden itibaren tüm devlet kurumlarını fesheden bir
kararname imzaladığını duyurdu.
Kararnamede, sözde yönetimin o günden itibaren varlığının sona
ereceği belirtildi.
KARABAĞ'DAKİ ERMENİLERİN YARISINDAN FAZLASI BÖLGEYİ TERK
ETTİ
Bununla birlikte Dağlık Karabağ'daki 120 bin Ermeni'nin
yarısından fazlası, dört günden kısa bir süre içinde bölgeyi terk
etti.
Erivan, bu sabah itibariyle 65 bin 36 kişinin komşu Ermenistan'a
geçtiğini, çoğunun eşyalarıyla birlikte 24 saatten fazla bir süre
boyunca Azerbaycan'dan geçen tıkanmış bir dağ koridorundan
geçtiğini söyledi.
PAŞİNYAN: BÖLGEDE HİÇBİR ERMENİ KALMAYACAK
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ise gelecek günlerde Dağlık
Karabağ bölgesinde hiç Ermeni kalmayacağını açıkladı.
DAĞLIK KARABAĞ SORUNU NASIL VE NE ZAMAN
BAŞLADI?
Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının kökeni 20. yüzyılın başlarına
dayanıyor. Sovyetler Birliği döneminde, Josef Stalin Azerbaycan
sınırları içinde bulunan Dağlık Karabağ’da bir Ermeni özerk bölgesi
oluşturma kararı verdi. Bunun için farklı bölgelerden çok sayıda
Ermeni'yi buraya yerleştirdi. Rusların bu politikası kanlı
meyvelerini 90'lı yılların sonunda vermeye başladı.
Sovyetler Birliği zayıflamaya başlayınca, Ermeniler Karabağ'ın
Sovyet Azerbaycan'dan Sovyet Ermenistan'a devredilmesine ilişkin
taleplerini dillendirdiler. İki toplum arasındaki anlaşmazlık
çatışmaya, 1990'lı yılların başlarında da geniş çaplı savaşa
dönüştü.
Rusların desteğini de alan Ermeniler, 1991’de Hankendi’ni,
1992’de Şuşa ve Hocalı’yı işgal etti. Daha sonra Laçın, Hocavend,
Kelbecer ve Ağdere'yi de ele geçiren Ermeniler, 1993'te Ağdam'a
girdi. Ağdam'ı, Cebrayıl, Fuzuli, Gubadlı ve Zengilan illerinin
işgali izledi. Ermeniler bu süreçte Azerbaycan Türklerine karşı
katliamlar yaptı. Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si işgal
edildi, 1 milyona yakın Azerbaycanlı da yaşadıkları bölgeleri terk
etmek zorunda kaldı.
BİŞKEK PROTOKOLÜ NEDİR?
Ermeni katliamlarının artması üzerine taraflar 4-5 Mayıs 1994'te Bişkek'te, Bağımsız Devletler Topluluğu Parlamentolar Arası Meclisi, Kırgızistan Cumhuriyeti'nin Parlamentosu, Rusya'nın Federal Meclisi ve Dışişleri Bakanlığının inisiyatifiyle gerçekleştirilen görüşme sonrasında Bişkek Protokolü diye bilinen ateşkes mutabakatını imzaladı.
Parlamento temsilcileri düzeyinde imzalanan protokolle, 12 Mayıs
1994 itibarıyla tarafların ateşkes ilan etmesi ve karşılıklı
saldırı düzenlememesi, "alıkonulmuş bölgeler"den kuvvetlerin
çekilmesini ve altyapının yeniden hizmete sunulmasını, mültecilerin
dönmesini sağlayacak mekanizmayı öngören güvenli, hukuksal
olanaklarla donatılmış bağlayıcı bir anlaşmanın imzalanmasının
sağlanması yönünde mutabakata varıldı.
Belgenin Bakü'ye getirilen kopyası, 8 Mayıs'ta dönemin meclis
başkanınca bazı değişiklikler yapıldıktan sonra imzalandı.
Azerbaycan tarafının ısrarı üzerine, metinde geçen "alıkonulmuş"
kelimesi "işgal edilmiş" kelimesiyle değiştirildi.
Protokole göre, ileride kapsamlı bir anlaşma yapılması öngörülüyordu ancak protokolde bahsi geçen barış anlaşması, aradan yıllar geçmesine rağmen tarafların anlaşamaması nedeniyle yapılamadı.
Protokolle geniş çaplı saldırı ve operasyonlara son verilse de günümüze kadar geçen 26 yılda ateşkes kağıt üzerinde kaldı ve çatışmalarda her iki taraf da kesin rakam verilmeyen fakat sayıları binlerle ifade edilen askerini kaybetti.