Batı Şeria’yı ikiye bölecek 'E1 Projesi'ne nihai onay: Filistin topraklarındaki işgali genişletecek
İsrail, işgal altındaki Batı Şeria’yı ikiye bölecek ve Doğu Kudüs’ü Batı Şeria’nın geri kalanından izole edecek yerleşim projesine nihai onayı verdi. Proje Batı Şeria’yı ikiye bölerek Oslo Anlaşmaları'nda hedeflenen 'iki devletli çözüm' perspektifini neredeyse imkânsız hale getiriyor
İsrail, işgal altındaki Doğu Kudüs'te Filistinlilerden gasp edilen yerleşimleri genişletecek ve Batı Şeria'nın kuzeyini güneyinden ayıracak "E1 Projesi'ne" nihai onayı verdi. Yedioth Ahronot gazetesinin haberine göre, İsrail Savunma Bakanlığına bağlı Sivil İdare Birimi Yüksek Planlama Kurulu, aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in "Filistin devleti fikrini ortadan kaldıracak" ifadeleriyle duyurduğu projenin ilerletilmesini onayladı. İsrail planlama kurulunun onayladığı plan kapsamında işgal altındaki Doğu Kudüs ile Batı Şeria'daki yasa dışı yerleşim birimi Ma'ale Adumim arasına 3 bin 401 yeni yasa dışı konut inşa edilecek.
"Uluslararası toplum hemen harekete
geçmeli"
İsrailli sivil toplum kuruluşu Ir Amim yetkilisi Aviv Tatarsky,
"Bugün çıkan onay kararı, İsrail yönetiminin, Bakan
Smotrich'in Filistin devleti olasılığını ortadan kaldırmayı ve Batı
Şeria'yı fiilen ilhak etmeyi amaçlayan 'stratejik planını' ne kadar
kararlı bir şekilde sürdürdüğünü gösteriyor. Bu, apartheid
rejiminin kasıtlı bir seçimidir" dedi.
Tatarsky, "Uluslararası toplum, barış ve Filistin devleti konusunda ciddiyse, E1 bölgesinde Filistinlilerin yerinden edilmesini ve Batı Şeria'nın kalbinde yeni bir yerleşim yerinin kurulmasını önlemek için hızlı bir şekilde harekete geçmelidir" çağrısında bulundu. İşgal altındaki Batı Şeria'nın tamamının ilhak edilmesini savunan aşırı sağcı Maliye Bakanı Smotrich, geçen hafta, Ma'ale Adumim yerleşimini 20 Ağustos Çarşamba gününden itibaren genişleterek iki katına çıkarmayı planladıklarını söylemişti. Smotrich, "E1projesiyle Ma'ale Adumim yerleşimini Kudüs kentine bağlamayı ve Filistinlilerin Ramalllah ile Beytüllahim kentleri arasındaki ulaşımını kesmeyi planlıyoruz" ifadelerini kullanmıştı. Başbakan Binyamin Netanyahu'dan "Batı Şeria ilhakını" resmi olarak duyurmasını talep eden Smotrich, "Batı Şeria'daki egemenliğimiz konusunda tarihi bir ilana yakın olduğumuza inanıyorum" demişti.
Filistin'deki işgali genişletecek 'E1
Projesi'
Tarihsel olarak Doğu Kudüs'ün bir parçası olan ancak Ayrım
Duvarı'nın (Utanç Duvarı) Batı Şeria kısmında kalan Filistin
mahallesi Azeriye'nin yakınına inşa edilmiş "Ma'ale Adumim"
yerleşimini, Batı Kudüs'e giden yola bağlamak için "E1 Projesi"
başlatılmıştı. Bu kapsamda, bölgeye 4 binden fazla yasa dışı konut
ve oteller inşa etmek için 12 bin dönüm Filistin toprağı gasp
edilmişti. "E1 Projesi" ile Doğu Kudüs'ün Batı Şeria'daki Filistin
topraklarının bağlantısının kesilmesi ve izole edilmesi
amaçlanıyor.
’’İki devletli çözüme nakavt darbesi’’
İsrailli hak örgütü Peace Now, E1 yerleşim projesini “iki devletli
çözüme indirilen nakavt darbesi” olarak tanımladı ve planın Batı
Şeria’yı böleceği ve Doğu Kudüs’ü daha da izole edeceği uyarısında
bulundu. İsrail ve Filistin Yönetimi arasında 1993 yılında
imzalanan Oslo Anlaşmaları, tarafların nihai statü görüşmeleri
tamamlanmadan Kudüs ve Batı Şeria’nın statüsünü değiştirecek tek
taraflı adımlardan kaçınmasını öngörüyor. Ancak E1 projesi, Doğu
Kudüs’ün Filistin devletinin başkenti olma ihtimalini fiilen
ortadan kaldırıyor, dolayısıyla, Oslo sürecinde hedeflenen 'iki
devletli çözüm' perspektifini neredeyse imkânsız hale
getiriyor.
Birleşmiş Milletler (BM) dahil uluslararası toplum, İsrail yerleşimlerini uluslararası hukuka göre yasa dışı kabul ediyor. BM, yerleşimlerin genişlemeye devam etmesinin, Filistin-İsrail çatışmasında iki devletli çözümü tehdit ettiğini defalarca vurguladı. Filistin Kolonizasyon ve Duvar Direnişi Komisyonu’na göre İsrail, 1967’den bu yana işgal altındaki Batı Şeria’da en az 710 yerleşim ve askeri karakol inşa etti; bu da her 8 kilometrekarede bir yerleşime denk geliyor. Filistinliler, uluslararası kararların İsrail’in 1967’deki işgalini ve 1980’deki ilhakını reddettiğini hatırlatarak, Doğu Kudüs’ün gelecekteki devletlerinin başkenti olduğunu vurguluyor.