ABD’den Çin’e sert yanıt: Barış için savaş hazırlığı şart
Çin’in “her türlü savaşa hazırız” tehdidine ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth’ten çarpıcı cevap: “Barış isteyenler savaşa hazır olmalı, biz hazırlıklıyız.” Gümrük tarifesi gerilimi büyüyor.
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Çin’in gümrük tarifesi
kararlarına yönelik sert tepkisine yanıt verdi. Çin’in Washington
Büyükelçiliği’nin, ABD’nin fentanyl ile mücadelede başarısızlığını
gerekçe göstererek gümrük tarifesini yüzde 10’dan yüzde 20’ye
çıkaran Başkan Donald Trump’a karşı “her türlü savaşa hazırız”
açıklamasına, Hegseth Fox News’te konuştu. Hegseth, “Barış
isteyenler savaşa hazırlıklı olmalıdır. Biz hazırlıklıyız. Eğer Çin
veya başka bir ülkeye karşı caydırıcılık istiyorsak güçlü olmak
zorundayız” dedi. Bu ifade, iki ülke arasındaki gerilimin yeni bir
aşamaya geçtiğini gösteriyor.
Trump’ın Politikası ve Çin’in Tepkisi
Hegseth, Trump’ın barışın güçle mümkün olduğuna inandığını
vurgulayarak, “Bu yüzden ordumuzu yeniden inşa ediyoruz. Bu yüzden
savaşçı ilkelerinde caydırıcılığı yeniden kuruyoruz. Çok farklı
ideolojilere sahip güçlü, yükselen ülkelerin olduğu tehlikeli bir
dünyada yaşıyoruz” diye ekledi. Çin’in Washington Büyükelçiliği ise
X platformunda yaptığı açıklamada, “Eğer ABD gerçekten fentanyl
sorununu çözmek istiyorsa, en doğru yol Çin ile eşitlik temelinde
istişare etmektir. Eğer ABD’nin istediği şey savaşsa, ister gümrük
vergisi savaşı, ister ticaret savaşı, isterse başka bir savaş türü
olsun, sonuna kadar savaşmaya hazırız” ifadelerini kullanmıştı. Bu
çıkış, Trump’ın tarifesi sonrası Pekin’in sert duruşunu ortaya
koydu.
Diplomatik ve Ekonomik Yansımalar
ABD’nin gümrük tarifesi artırımı, Çin’in misilleme tehdidini
beraberinde getirdi. Hegseth’in açıklamaları, Washington’ın bu
gerilime askeri bir perspektiften yaklaştığını gösteriyor.
Analistler, Trump yönetiminin ekonomik baskıyı artırma
politikalarının, Çin ile ilişkilerde yeni bir dönemi
başlatabileceğini belirtiyor. Öte yandan, fentanyl meselesi gibi
hassas konuların bu çatışmayı körüklediği düşünülüyor. Diplomatik
çevreler, iki büyük güç arasındaki bu söz düellosunun küresel
piyasalara ve ticaret ilişkilerine nasıl yansıyacağını izliyor.