ABD 'eğit donat'ı bitirdi
ABD 'nin Türkiye , Suudi Arabistan ve Katar ile birlikte planladığı Suriye'deki ‘ılımlı muhalifleri' eğitip donatma programı fiyaskoyla sonuçlandı. ABD resmen 'eğit donat'ı bitirdi
'Eğit-donat'ın başarısız olduğu ABD Başkanı Obama tarafından da
kabul edilince 500 milyon dolar bütçeli eğit-donat programı sona
erdirildi.
ABD Savunma Bakanlığı'nın, programın sona erdiğini bugün duyurması
bekleniyor.
Büyük umutlar bağlanan 500 milyon dolarlık programın çöküş öyküsü
şöyle:
EĞİT-DONAT BAŞLIYOR: KİM SEÇİLECEK?
ABD Başkanı Barack Obama, geçen yıl 26 Haziran'da, eğitilip
donatıldıktan sonra IŞİD'le savaşması planlanan militanlar için
Kongre'den 500 milyon dolarlık bütçe istedi. Obama, 10 Eylül'de ise
Kongre'den "Bu savaşçıları eğitip donatmamız için bize ek yetki ve
kaynak verin" isteğinde bulundu. Ancak program ‘ılımlıların' nasıl
seçileceği konusundaki belirsizlik nedeniyle eleştiriye uğradı.
Eğitilen militanların Suriye'ye döndükten sonra El Kaide veya diğer
cihatçı gruplarla işbirliği yapıp yapmayacağı da soru işareti
olarak kaldı. Türkiye ve Körfez ülkeleri ‘ılımlıların' Esad'la
savaşmasını istediği biliniyordu ancak ABD'den bu konuda hiç
açıklama gelmedi.
16 Ocak 2015'te, ABD Savunma Bakanlığı Pentagon Sözcüsü Elissa
Smith, 6-8 hafta sürecek program kapsamında 400 eğitmenin Türkiye,
Katar ve Suudi Arabistan'a yerleştirileceğini duyurdu. 19 Şubat'ta
Türkiye ve ABD eğit-donat için ‘prensipte' anlaştıklarını
açıkladı.
HEDEF: ÜÇ YILDA 15 BİN SAVAŞÇI
Eğit-donat programı kapsamında üç yılda 15 bin kişilik bir ‘ılımlı
ordu' oluşturulması hedefleniyordu. Bu yıl ise 2 bini Türkiye'de
olmak üzere 5 bin 400 militanın programdan mezun edilmesi
planlanmıştı. Eğit-donat'ın startının mayısta verilmesinden sonra
ise bu rakamlara erişmenin imkansız olduğu ortaya çıktı. Pentagon,
7 Mayıs'ta Ürdün'de 90 kişinin eğitimine başlandığını duyurdu.
Amerikan haber ajansı Associated Press, gönüllü olan 6000 kişiden
1500'ünün kabul edildiğini bildirdi. Seçilenlerin büyük bir bölümü
kriterlere uymaması nedeniyle' programdan çıkarıldı. Bu, ılımlılar
arasındaki ‘radikal eğilimliler'in çokluğunu göstermesi açısından
önem taşıyordu.
‘ESAD'LA SAVAŞMAYACAKSINIZ' KRİZİ
Programın içinde çatlakların bulunduğu yönünde haberler basında
sıklıkla yer almaya başladı. Bunlardan biri Haziran'da Daily
Beast'te yayınlandı. Michael Weiss'ın haberine göre, eğit-donat
programına katılanlara Esad'la ve müttefikleriyle
savaşmayacaklarına dair bir anlaşma imzalatılmak istendi. İddialara
göre, bu garantinin istenmesi nedeniyle 1000 militan, programı terk
etme kararı aldı. Programda kaç kişinin eğitildiği merak konusuyken
Associated Press, 30 Haziran'da ‘eğit-donat'ta bulunulanlarının
sayısının 100'ü bulmadığını duyurdu.
HAYAL 5000, GERÇEK 60!
ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, ‘eğit-donat'ta 3 Temmuz
itibariyle yalnızca 60 Suriyeli militanın eğitime alınabildiğini
açıklayınca, programa eleştiriler yoğunlaştı. Carter, militan
sayısındaki azlığa gerekçe olarak ABD'nin seçilecek kişileri
"titizlikle" incelemesini gösterdi. Bu açıklamanın Suriye'de daha
sonra cihatçıların cephesine geçmeyecek ‘ılımlı' bulmanın zorluğunu
kanıtladığını savunuldu. ABD Savunma Bakanı Carter bu eleştirilere
şu yanıtı verdi: "Program sürüyor. Daha fazla kişiyi eğitime
alabilmek için eğit-donat programımızın güvenlik incelemesi
sürecini kolaylaştırma yolları arıyoruz. Aynı zamanda müfredatımızı
düzeltiyoruz, ılımlı muhalefete erişimimizi genişletiyoruz ve ilk
eğitim sınıfından öğrendiğimiz dersleri programa dahil
ediyoruz."
HER MİLİTAN İÇİN DÖRT MİLYON DOLAR
Programa dahil edilen militan sayısının 60 olduğunun açıklanması,
Obama'nın Kongre'den istediği bütçenin nereye harcandığı sorularını
da beraberinde getirdi. Politico, ABD'nin eğit-donat programı için
ayırdığı 500 milyon dolarlık bütçenin neredeyse yarısını
harcadığını iddia etti. Bu iddiaya göre ABD, her bir militan için 4
milyon dolar harcadı. Politico'nun ulaştığı ismini vermek istemeyen
bir kaynak, "500 milyon doların neredeyse yarısı, çoğunlukla
Suriyeli militanları eğitmek için kullanılan ekipmana harcandı"
dedi.
SURİYE'YE GEÇTİLER AMA...
Eğit-donat'ta en büyük sorun ise ilk grup olan 30'uncu Bölük
Suriye'ye geçtikten sonra baş gösterdi. El Kaide'nin Suriye kolu
Nusra Cephesi, 12 Temmuz'da sınırı geçen grubun Türkmen komutanı
Albay Nedim Hasan ve yardımcısının da aralarında bulunduğu 18
militanı kaçırdı. Örgüt, 30'uncu Bölük'ün silah ve araçlarına da el
koydu. Nusra daha sonra gruba bir kez daha saldırdı ve bu kez beş
kişiyi öldürdü, 16 kişiyi yaraladı ve sekiz kişiyi daha kaçırdı.
Esad karşıtı örgütlere yakınlığıyla bilinen Londra merkezli Suriye
İnsan Hakları Gözlemevi, Nusra'nın daha sonra beş kişiyi daha
kaçırdığını açıklayınca, Suriye'ye geçen gruptan sağlam halde iki
kişi kaldığı ortaya çıktı. Ne var ki, Eylül'de yapılan resmi
açıklamada bu sayının dört-beş olduğu belirtildi ve "Program yavaş
bir başlangıç yaptı. Şu anda ilerlediğimiz hızla başlangıçta
belirlediğimiz hedefe erişemeyeceğiz" denildi.
ABD NUSRA'YLA ANLAŞMA YAPMIŞ
Olayın ardından New York Times'a konuşan ABD'li yetkililer
Nusra'nın saldırmasını beklemediklerini ve şaşırdıklarını söyledi.
ABD'nin şaşırmasının gerekçesinin ise 30'uncu Bölük'ün Nusra'yla
anlaşma yapması olduğu belirtildi. ABD'nin El Kaide'nin kolu olan
bir örgütle anlaşma yapması tepki çekerken, Al Jazeera'ye konuşan
30'uncu Bölük'ten Yüzbaşı Ammar Vavi, "Nusra, hem kendileri hem de
Ahrar'uş Şam ile koordinasyon olduğu halde saldırdı. Nusra, 15 gün
önce gruba ve komutanına güvenli geçiş verilmesinden sonra,
anlaşmamıza ihanet etti" dedi. Nusra ise asıl hedefin kendileri
olduğunu savundu ve grubun orduyla da savaşmak istemesi halinde
işbirliği yapabileceklerini açıkladı.
30'UNCU BÖLÜK NUSRA'YLA SAVAŞMAK İSTEMİYOR
Nusra'yla anlaşma yapıldığının açıklanmasının ardından Yüzbaşı
Vavi, ABD'nin kendilerini yüz üstü bıraktığını söyleyip "Herkesi
hazır etmek on yıllar sürecek" dedi. İngiliz Telegraph gazetesi,
‘ılımlı muhaliflerin' Nusra'yla savaşmak istemediğini yazdı.
Gazetenin iddiasına göre, 30'uncu Bölük'ten yapılan açıklamada,
"Bölük, Suriye'yi Esad'ın çeteleri ve IŞİD'den temizlemek için
kurulmuştur" denildi.
ELEŞTİRİLER DOĞRU ÇIKTI: KARDEŞ EL KAİDE
‘Eğit-donat'ı, ‘ılımlıların' radikalleşmeyeceğinden emin
olunamayacağı için eleştirenleri haklı çıkaracak gelişme ise
Nusra'nın kaçırdığı yedi kişiyi serbest bırakmasının ardından
yaşandı. Militanların serbest kalması sonrası 30'uncu Bölük'ten
yapılan açıklamada, Nusra Cephesi ‘kardeş' olarak nitelendirildi ve
"30.Bölük Suriye'deki tüm kutsal savaşçılarla aynı görüşte"
denildi.
EĞİT-DONAT YERİNE YPG Mİ?
Öte yandan, tüm bu gelişmeler yaşanırken ABD'nin
başarısızlıklarıyla gündemden düşmeyen eğit-donat programından
vazgeçtiği ve bunun yerine YPG'yle çalışmayı düşündüğü öne sürüldü.
Daily Beast'e konuşan Savunma Bakanlığı kaynakları, YPG'nin "hali
hazırda eğitimli, yetkin, organize" olduğuna dikkat çekerken
örgütün IŞİD'le savaşırken taraf değiştirme veya örgütten kaçma
riski olmadığını vurguladı.
ABD Başkanı Obama da bundan sonra eğit-donat programında başarılı
oldukları alanlara bakacaklarını söyledi. Obama, "Örneğin, doğuda
IŞİD'i püskürten bazı Kürt topluluklarıyla çalışarak bunu inşa
etmenin yollarına bakacağız" dedi.
SİLAHLAR NUSRA'YA TESLİM
Eğit-donat programında ikinci grup Suriye'ye girdikten sonra bir
şok daha yaşandı. ABD Merkez Komutanlığı, ikinci grubun,
silahlarının yüzde 25'ini Nusra'ya teslim ettiğini duyurdu ve
bunun, programın ihlali anlamına geldiğini açıkladı. Nusra
militanları ise ABD'nin gönderdiği silahlarla fotoğraflarını sosyal
medyada propaganda amaçlı kullanmaya çoktan başlamıştı.