ABD Dışişleri Bakanlığı’nın eski baş ekonomisti Ludema: Brunson krizi Trump’a hediye oldu
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın eski baş ekonomisti Rodney Ludema, Türkiye ile ABD arasında yaptırıma varan krize ilişkin olarak açıklamalarda bulundu. Ludema, "Brunson krizi Trump’a hediye oldu" dedi.
Hürriyet'ten Cansu Çamlıbel'e konuşan Rodney Ludema, ABD Başkanı
Donald Trump'ın Amerikan ticari yasasındaki 'ulusal güvenlik'
maddesini keyfi bir biçimde ve kötüye kullandığı görüşünü dile
getirdi.
Ludema, "Ankara ve Washington arasında yaşananlar bir ekonomik
savaşın başlangıcına mı benziyor?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Bana kalırsa şu anda bu yaşanan geniş çaplı bir ekonomik savaş
gibi gözükmüyor ama daha şiddetlenme potansiyeli taşıyor. Ben de
pek çok ekonomist gibi Türkiye'deki ekonomik sorunların uzun
zamandır gelmekte olduğunu düşünüyorum. Ama Başkan Trump'ın
uyguladığı yaptırımların Türk ekonomisini sakatladığı yönündeki
iddiası fazla abartılı."
Çamlıbel'in Ludema'ya yönelttiği sorular ve aldığı
yanıtlardan bazıları şöyle:
- ABD daha önce çelik tarifelerini ticarette bir ulusal güvenlik
meselesi olarak kullandı mı?
ABD bu maddeyi ülkeye ithal edilen çelik için en son 2001 yılında
kullandı. Ancak Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) buna itiraz etti.
2001'de yönetimin aldığı karar, yönetim iç piyasayı korumak için
çıkartılan tedbir kanunu üzerindendi. Ancak bugün Trump yönetimi
DTÖ'ye takılabileceğini bildiğinden ‘ulusal güvenlik' maddesini
işletiyor. Genelde ‘ulusal güvenlik' maddesi işletildiğinde DTÖ
geriye çekilir.
Bunu bildikleri için Trump yönetimi kanunun 232 sayılı maddesine
başvuruyor ama bunu keyfi olarak kullanıyor aslında. Türkiye'den
gelen çeliğe karşı koruma kararı almak ABD'nin ulusal güvenliğini
koruyacak ya da arttıracak bir şey değil. Ama Trump yönetimi belli
ki bu maddeyi kısa vadeli hedefi ne ise onun için kullanmaya devam
edecek. Türkiye örneğinde yönetimin amacı bunu kullanarak bir
Hıristiyan papazı kurtarmak.
Neden bu kadar önemli Brunson?
Bu mesele çok kritik bir döneme denk geldi. Aslında bu yaşananlar
adeta ara seçimler öncesinde Cumhuriyetçilere bir hediye oldu.
Amerikan iç siyaseti açısından bu zamanlama o nedenle önemli. Öte
yandan Trump muhtemelen süregiden bir ekonomik ihtilafın Türkiye
ile gelecekte yapılacak müzakereler açısından önemli bir altyapı
sağladığına inanıyor.
Bugün hala Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nın ‘baş
ekonomisti' olarak görevde olsaydınız yönetime Türkiye konusundaki
öneriniz ne olurdu?
Ben bugün görevde olsaydım ulusal güvenlik için çıkartılmış ticari
yasaların bir ülkeye baskı yapma amacıyla araçsallaştırılmasına
şiddetle karşı çıkardım. Bu hem fazlasıyla kamuoyunun gözüne
sokarak yapılıyor hem de dünya ticari sistemine çok zarar verecek
bir yaklaşım. İhtiyacımız olan eski usul diplomasi, iyi diplomasi.
ABD ve Türkiye karmaşık toplumları olan iki büyük ülke. Uzun bir
müttefiklik tarihimiz var. Bazı alanlarda işbirliği içinde olup
diğerlerinde çatışmamız pekala mümkün.
'ERDOĞAN IMF'YE DÖNMEZ'
Bir ekonomist olarak bu dönemin IMF'siz atlatılacağına katılır
mısınız?
Zor bir soru. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve damadı takip ettiğim
kadarıyla faiz oranlarını arttırarak lirayı güçlendirmenin felaket
olduğuna inanmış durumda ki bu IMF'nin herhangi bir programda
önereceği şeylerle bağdaşmıyor. Erdoğan'ın IMF'den borç alacağını
düşünmüyorum.