Sağlık sigortası sahiplerinin koronavirüs tedavi giderleri karşılanacak

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, birçok sigorta şirketinin, lütuf ödemesi olarak özel sağlık sigortası ve tamamlayıcı sağlık sigortası poliçelerinde Kovid-19 tedavisini teminat kapsamına aldığını belirterek, "Böylelikle de 4 milyon sağlık sigortası sahibinin poliçeleri gereğince ancak yüzde 15’inin Kovid-19 tedavi giderleri ödenebilecek iken gelinen noktada yüzde 99 sağlık sigortalısının tedavi giderleri sektörümüz tarafından jest uygulaması kapsamında karşılanacaktır." dedi.

VATAN VATAN
Sağlık sigortası sahiplerinin koronavirüs tedavi giderleri  karşılanacak

Benli, sigorta sektörüne ilişkin yaptığı açıklamada,  devam eden koronavirüs (Kovid-19) pandemisinin dünya ve Türkiye sigortacılık  sektörü üzerindeki etkisine yönelik konuşmak için henüz erken olduğunu söyledi.   Ekonomi yönetimlerinin pandeminin ekonomik etkilerini azaltmak üzere  özellikle likidite tedbirleri ile ekonomik faaliyetlerin aksamasına dayalı  tedbirler aldıklarını ifade eden Benli, şunları kaydetti:   “Türkiye olarak gerek sağlık boyutu gerekse ekonomik boyutu anlamında  başarılı ve dinamik bir süreç yürütülüyor. Ülkemizin sağlık reformu ve dönüşümü  anlamında yaptığı çalışmaların önemini bugün yaşadığımız süreçte daha iyi  anlıyoruz. Ülkemiz, sağlam finans sektörüyle, kapsayıcı sosyal güvenlik  sistemiyle ve güçlü sağlık altyapısı ile dünyadaki pek çok ülkeden daha iyi  durumda.”   Benli, sektör olarak sürecin başından bu yana iş sürekliliği ve  sigortalıların hak mahrumiyeti yaşamaması için Hazine ve Maliye Bakanlığı ile  yakın temas halinde çalıştıklarını anlatarak, “Bu kapsamda, ekspertiz  işlemlerinin uzaktan yapılabilmesi, sigorta primlerinin ödenmesinde kolaylık  sağlanması, şikayet ve tazminat süreçlerinin rahatlatılmasına yönelik  düzenlemeler sigortacılık hizmetlerinin aksamadan devam ettirilmesi açısından çok  faydalı adımlar oldu.” diye konuştu.   Yaygın acente ağına sahip olan sigorta sektörünün, dağıtım  kanallarının hizmetlerini sürdürebilmeleri için de gerekli düzenlemeleri devreye  aldığını aktaran Benli, acenteler de dahil olmak üzere üretimin kesintisiz devam  ettiğini dile getirdi.   “Reel sektörün dinamiklerinden etkilenen sigortacılık sektörü için  destek paketleri önemli”   Benli, sektörün ocak ve şubat istatistiklerinin belli olduğuna işaret  ederek, ocak ayında prim üretiminin yüzde 33,4, şubat ayında ise yüzde 29,7 artış  gösterdiğini, sektörün yüksek büyüme rakamları ile 2020 yılına çok iyi bir giriş  yaptığını bildirdi.   Henüz mart ayı istatistiklerinin açıklanmadığını ifade eden Benli,   Kovid-19 pandemisinin sektör üzerindeki etkilerinin daha sağlıklı analiz etmek  için mart istatistiklerini, hatta birkaç aylık veriyi beklemenin daha doğru  olacağını söyledi.   Genel olarak hayat dışı branşlarında hasar taleplerinde düşüşler,  yenileme ve yeni işlerin artış trendinde bir miktar azalmalar yaşansa da şu an  için sektöre yönelik olumsuz bir tablo bulunmadığını vurgulayan Benli, sözlerini  şöyle sürdürdü:   “Hükümetimizce açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı ile öncelikli  etkilenecek sektörler olmak üzere, ticaretin farklı alanlarında oluşabilecek  nakit akışı sıkışıklığı özelinde rahatlama getirecek 3 aylık bir paket açıklandı.  Reel sektörün dinamiklerinden direkt etkilenen bir sektör olan sigortacılık  sektörü açısından da açıklanan bu paket oldukça önemli. Kovid-19’un Türkiye’de  hayat sigortacılığı üzerindeki etkisini ortaya koyabilmek için öncelikle, kredi  hacminin seyri incelenmelidir.”   Benli, kredi hacminin büyük kısmını oluşturan ticari kredilerde, mart  ayı verilerine bakıldığında da henüz bir gerileme veya yavaşlama görülmediğine  işaret ederek, “Ancak, hayat sigortacılığı açısından kritik önemi olan tüketici  kredilerinde ise, ilk vaka tarihi olan 11 Mart’tan sonra, kredi hacmindeki artış  hızının yavaşladığı görülmekle birlikte, Ekonomi Yönetimimizce açıklanan gerek  bireylerin gerek esnafın gerekse firmaların likidite ihtiyaçlarına yönelik kredi  destek paketleri sayesinde burada da önemli bir daralma yaşanması öngörülmüyor.”  diye konuştu.   Dünyada, iptal olan organizasyonlardan kaynaklı hasar ödemelerinde  artış bekleniyor   Benli, Kovid-19 pandemisinin dünya sigortacılığına etkisine gelince  2003’teki SARS salgını sonrası dünyadaki sigortacılık uygulamalarında bulaşıcı  hastalıklar ile epidemi ve pandemiler için iş durması ve seyahat sigortaları gibi  birçok hayat dışı sigorta türünde istisna maddeleri eklendiğini anımsattı.   Dünya çapında genel olarak, organizasyon iptallerine yönelik  poliçelerde, salgın hastalıklardan kaynaklı iptallere de teminat sunulmaya devam  edildiğini belirten Benli, şunları kaydetti:   “Dolayısıyla, iptal olan organizasyonlardan kaynaklı hasar  ödemelerinde artış beklemek yanlış olmaz. Örneğin, sigortacıların 2 milyar dolar  civarında teminat sunduğu ve bu yılın en büyük organizasyonu olan Tokyo  Olimpiyatlarının iptal edilmesinin, dünya sigortacılığı üzerinde muhakkak etkisi  olacaktır.  Bu tip yüksek düzeyli hasar ödemelerini yapan sigortacılar da  kendilerine teminat sunan reasürörlere yönelecekleri için reasürans sektörü de bu  tip gelişmelerden etkilenecektir. Örneğin, dünya çapında büyük bir reasürörün 500  milyon avro, pandemiden kaynaklı iptallere yönelik teminat sunduğu  bilinmektedir.”     "Alacak sigortasında hem talep hem de arz tarafında hareketlilik  öngörüyorum"   Benli, salgın sonrası karantina uygulamalarının, sosyal ve ekonomik  aktivitedeki yavaşlamaların devam etmesinin, hasar taleplerinin azalmasını  sağlasa da yeni işlerin yazılmasında ve yenileme poliçelerinde bazı kayıplara yol  açması doğal olduğunu dile getirdi.   Bu çerçevede, dünya geneline bakıldığında seyahat sağlık, yabancılara  yönelik sağlık, nakliyat gibi, kişilerin ve malların mobilitesine duyarlı  sigortalarda üretim düşüşü yaşanabileceğini anlatan Benli, ayrıca, işletmelere  tahsil edemedikleri alacaklarına karşı güvence sağlayan ve 11 milyar dolarlık  küresel hacmi olan alacak sigortasında ciddi talep artışı olacağını  öngördüklerini söyledi.   Benli, Türkiye’de uygulanan devlet destekli alacak sigortasına  değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:   “Ekonomik İstikrar Kalkanı adımları kapsamında alacak sigortasından  yararlanma kapsamı da genişletildi, ciro şartı yıllık 25 milyon TL'den 125 milyon  TL'ye çıkarıldı. Ayrıca reasürans desteğine yönelik Cumhurbaşkanlığı kararnamesi  de yayınlandı. KOBİ’lerimizin adeta hayat sigortası olarak tanımlayabileceğimiz  bu sigortaya yönelik atılan adımlar oldukça önemli. Gerek kapsamın genişletilmesi  gerekse reasürans desteği verilmesi sayesinde bu sigortaya yönelik hem talep hem  de arz tarafında önümüzdeki günlerde hareketlilik yaşanacağını öngörüyorum.”   Benli, salgın öncesinde, dünyada özel olarak salgın hastalıklara  yönelik teminat sunan poliçelerin var ancak sınırlı olduğunu, bunun temel  nedeninin, tüketiciler ve firmalar açısından bu ürünlerin çok rağbet görmemesi ve  sigortacılar açısından fiyatlama sorunu olduğunu aktararak, "Dünyada basın yayın  organları tarafından epidemi ve pandemilerin yol açtığı hasarların karşılanması  açısından sigorta ürünlerine yönelik talebin daha yüksek sesle dile getirildiğini  görüyorum. Dünyada salgın hastalıkların yol açtığı risklere yönelik talep  tarafında ciddi bir hareketlenme var. Arz tarafının da buna duyarsız kalması  mümkün değil. Belirli istisnaları da dikkate alarak, bu tarz ürünlere yönelik  adımları, Türkiye ve Dünya sigortacılık piyasasında beklemek yanlış olmaz."  şeklinde konuştu.    Sağlık sigortası sahiplerinin yüzde 99’una jest uygulaması   Atilla Benli, Kovid-19 virüsü kapsamında yapılan sağlık harcamalarının  Türkiye’deki sigorta şirketleri tarafından karşılanıp karşılanmadığına değinerek,  şunları kaydetti:   "Sigorta şirketleri, sağlık kurumlarına başvuran tüm sigortalılarının  Kovid-19 tanısı konulana kadar yapılmış tüm tetkik giderlerini ve test sonucu  belirlenene kadar süren tedavi giderlerini üstlenmektedir. Kovid-19 teşhisi  pozitif olarak konduktan sonra oluşan tedavi giderleri ise poliçe teminat  kapsamına bağlı olarak ödenebilmektedir. Türkiye’de sağlık poliçelerinin çoğunda  söz konusu tedavi giderlerinin kapsam dışında olduğunu biliyoruz. Ancak,  sektörümüz ile yaptığımız istişarelerde, sektörümüzün, teminat kapsamında  olmamasına karşın söz konusu tedavi giderlerinin de sağlık poliçeleri kapsamında  karşılanmasına yönelik hızlı aksiyonu oldu."   Şirketlerin çoğunun bu yönde duyurularını yaptığını ifade eden Benli,  "Birçok şirketimiz, teminata dahil olmadığı ve bu risk için bir prim alınmamış  olduğu halde, lütuf ödemesi olarak özel sağlık sigortası ve tamamlayıcı sağlık  sigortası poliçelerinde Kovid-19 tedavisini teminat kapsamına aldı. Böylelikle de  4 milyon sağlık sigortası sahibinin poliçeleri gereğince ancak yüzde 15’inin  Kovid-19 tedavi giderleri ödenebilecek iken gelinen noktada yüzde 99 sağlık  sigortalısının tedavi giderleri sektörümüz tarafından jest uygulaması kapsamında  karşılanacaktır. Ülke olarak milli dayanışmaya ihtiyacımız olduğu bu günlerde,  sigorta sektörünün bu kadirşinas tavrından dolayı sektörüm adına gurur  duyuyorum." diye konuştu.   "Uzaktan çalışma modelleri siber güvenliğe yönelik talebi  artırabilir"   Benli, Kovid-19 sonrası sigortacılık sektörü dahil birçok sektörün  ürün gamında ve iş yapış şeklinde değişiklikler beklediklerini belirterek,  salgının pandemi haline dönüşmesi sonucu, bazı ülkelerde salgınla mücadelede  sağlık altyapısının yetersiz kaldığını, bu nedenle, sigortalılardan pandemilerin  de teminat kapsamına alınmasına veya bu tip durumlara yönelik özel poliçeler  üretilmesine yönelik taleplerin artacağını düşündüğünü söyledi.   Kovid-19 tecrübesi sonrası, sağlık hizmet sağlayıcılarının, hastaların  online platformlar üzerinden destek aldığı “telesağlık” uygulamalarına daha fazla  ağırlık vereceğini belirten Benli, " Ayrıca, epidemik veya pandemik durumlarda  kişilerin daha çok sağlık sigortalarına yöneldiğini görüyoruz. Örneğin, Asya’da,  SARS epidemisinden sonra “kritik hastalıklar” sigortasına yönelik çok ciddi talep  artışları görülmüştü. Benzer bir eğilimi, sağlık sigortası ve kritik hastalıklar  poliçelerinde talep artışı şeklinde, Kovid-19 salgını sonrasında da görebiliriz."  dedi.   Benli, tüm bunların yanında, uzaktan çalışma modellerinin gelişimi ile  birlikte bireysel ve ticari siber güvenlik sigortalarına yönelik talebin  artacağını öngördüğünü dile getirdi.   Tüm dünyada çalışanların işsizlik sigortasına, işverenlerin ise iş  durması ve kar kaybı gibi sigortalara yöneleceğini ifade eden Benli, sigorta  sektöründe dijitalleşme sürecinin ivmeleneceğini söyledi.   Benli, bu süreci sektör olarak birlik içerisinde yürütmeyi  sürdüreceklerini aktararak, "Hükümetimiz ve devletimiz ile birlikte koordineli  bir şekilde hareket ederek, gerek sağlık, güvenlik ve iş sürekliliği yönünde  sektörümüzün aldığı titiz ve kararlı aksiyonlar, gerek sorumlu sigortacılık  uygulamalarımızla, çalışanlarımızdan sigortalılarımıza, acentelerimizden  eksperlerimize kadar tüm paydaşlarımızla güç birliği içinde bu süreci aşacağımıza  ve ardından çok daha güçlü bir şekilde faaliyetlerimize devam edeceğimize  yürekten inanıyorum." diye konuştu.   Atilla Benli, Türkiye Sigorta Birliği ve üyeleri olarak Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan'ın "Biz Bize Yeteriz" sloganıyla başlattığı Milli Dayanışma  Kampanyası'na 7 milyon TL ile katıldıklarını bildirdi.       

Önemli Not: Bu haber içerik ortaklığı kapsamında VATAN internet sitesinden, F5Haber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi sikayet@f5haber.com adresimize gönderebilirsiniz.
SONRAKİ HABER