'Ömrümü sinemaya verdim'

Ünlü ve başarılı senarist, yönetmen Safa Önal, Türkiye'yi bir ağaca benzeterek, "Türkiye ağacının dalları, yaprakları ne tarafa gidiyorsa, ne haldeyse, sinema da onun dışında düşünülemez" dedi.

F5HABER F5HABER
'Ömrümü sinemaya verdim'

İSTANBUL (AA) - Ünlü ve başarılı senarist, yönetmen Safa Önal, Türkiye'yi bir ağaca benzeterek, "Türkiye ağacının dalları, yaprakları ne tarafa gidiyorsa, ne haldeyse, sinema da onun dışında düşünülemez" dedi.

İlk senaryosu "Kanlı Para"nın ardından, 1950'li yıllardan itibaren Türk sinemasına 400'ün üzerinde film kazandıran Önal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, senaryolarını "star" sistemine göre yazdığını belirtti.

Safa Önal, o yıllarda film anlaşmalarının 21 gün için olduğunu kaydederek, "Kadın veya erkek, birinden biri, beğenmedim, derse, tashihine filan oturursanız, 22. gün hiçbirini tutamazsınız. Başka anlaşmaları vardır. Tazminat ödememek için gitmek zorundadırlar. Türkan Şoray, Kadir İnanır, Tarık Akan, Selda Alkor, Fatma Girik, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit, Tamer Yiğit, Ediz Hun. Hep onlarla çalıştım ve hiçbirinden, bir tanesinden dahi, 'bir dakika duralım düşünelim' lafı çıkmamıştır" dedi.

Türk sinemasının kült eserlerine imza atan Önal, ekonomik anlamda yaşadıklarına ilişkin, "Benim bugün emekli maaşım bile yok. Çünkü 62 sene emek verdiğim ve çalıştığım 53 firmayı trilyoner eylediğim Yeşilçam'da hiçbir firma, benim için bir lira prim yatırmadı" ifadelerini kullandı.

Günümüz Türk sinemasını da değerlendiren Önal, Türkiye'nin bir ağaç olduğunu ifade ederek, "Birkaç dalı yukarılara doğru çıkıyor, tomurcuklar, yapraklar, çiçekler açıyor. Birkaç tanesi de aşağı düşüyor. Türkiye ağacının dalları, yaprakları ne tarafa gidiyorsa, ne haldeyse, sinema da onun dışında düşünülemez. Bugün seyretmekte zahmet çekeceğiniz bir Türk filmi, bir trilyondan aşağıya çıkamaz. Nerede o para. Bu çocukların canı çıkıyor" diye konuştu.

Senarist Önal, Cahit Sıtkı Tarancı'nın. 35 yaş şiirinden alıntı yaparak, şunları kaydetti:

"35 Yaş şiirinde, 'gittikçe artıyor yalnızlığımız' diyor. Sen benim yaşıma gel de bak gör, yalnızlık nasıl birşey. 35 yaş nerede? Bir kere herkes sağ. Anam, babam, bütün arkadaşlarım ve akrabalarım sağ. Cenazeler başlamamış. 'Cenaze Yaşı' diye bir öykü yazacağım. Bir yaştan sonra yavaş yavaş cenaze yaşı gelmeye başlıyor."

SONRAKİ HABER