'Yanlış olsaydı, hesabı ben verecektim'

Başbakan Ahmet Davutoğlu katıldığı bir televizyon programında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

VATAN VATAN
'Yanlış olsaydı, hesabı ben verecektim'

PKK, silahları ne zaman bırakacak, açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Sorusu üzerine Davutoğlu:

O gün yapılan açıklama metin olarak yapılan bir açıklamadır ve son derece açıktır. Silah bırakma iradesi bırakma çağrısı ve bunun tarihi bir adım olduğu vurgusu var daha sonra da 10 madde içinde tartışmalar yapılabileceği hususudur. Bu açıklamaların özünü teşkil eden hususa dikkat çekmek isterim. Bu silah bırakma çağrısıdır. Öyle olmamış olsa Çözüm Süreci'nde atılan bu adımların içeriği muhtevası boşaltılmış olur.

"BU 10 MADDENİN ÖN ŞART OLMASI SÖZ KONUSU DEĞİLDİR"

HDP bu açıklamayı yaptıktan sonra tahrik edici yorumlar getiriyor, MHP de bu açıklamanın içini boşaltmak için 10 maddeye dikkat çekiyor. Ne var bu maddelerde kamu düzeni var, özgürlüklerin korunması var, çözüm sürecinin kalkınma boyutu var. Tartışılması abes teşkil edecek hiç bir husus yok. Şuna dikkat çekmek istiyorum. Çözüm süreci şu anda bizim açımızdan sistematik bir süreçtir. Ta Cumhurbaşkanımızın 2005'te Diyarbakır'da yaptığı konuşmada başlayan bir süreçtir. O günden bu yana 15 günde aralıklı toplanıyoruz. Bu metin bizim önümüze geldiğinde üzerinde tek tek dikkatlice durduk. Bu 10 madde ön şart gibi gösterilen silah bırakma çağrısı esas olarak 10 maddeden önce zikredilmektedir. Bu maddelerin tartışılmasında bizi rahatsız eden bir husus var mı hayır.

"YENİ EYLEM PLANI AÇIKLAYACAĞIM"

Ben 8 Mart'ta Mardin'de yeni eylem planı açıklayacağım. Bütün bu kavramlar bizim de Türkiye'nin geleceği ile ilgili süreçleri benimseyen herkesin kararıdır. Kim neyi konuşmak istiyorsa özgürce konuşabilir tartışabilir. Yeter ki şiddet olmasın. Silahlar hemen bırakılmalı. 2013 Nevruz'una geri dönmemeliyiz. O süreç içinde 2 ay içinde çekilme takvimi açıklanmış Mayıs ayında daçekilmeye başlanmıştı. Gezi olayları ile geri vitese attılar ve süreci durduracak adımlar attılar. Onlar attı ama biz atmadık.

"35 YILDA GELDİĞİMİZ EN ÖNEMLİ NOKTA"

Sonra 17-25 Aralık kumpasları yapıldı. Bu hep çözüm sürecinde atılması gereken adımları ve silahları bırakma çağrısını veya uygulamasını geciktirdi. 30-35 yıllık bu terörle mücadele ister bu konuda problemleri çözme noktasında geldiğimiz en önemli aşamadır. Artık nehrin ortasına gelmiş vaziyetteyiz ve su daha hızlı akıyor. Artık karşıya geçmek durumundayız. Bunu da özgürce herşeyi tartışarak yapabiliriz zinhar silah kullanılmamalıdır. Bu açıdan o önemli bir açıklamadır ve silahlı mücaadeleyi reddeden bir açıklama. Bunun gereği yapılırsa Türkiye her şeyi tartışır.

"TEKRAR İSTİŞARE EDECEĞİZ"

Dönünce tekrar Çözüm Süreci'yle ilgili arkadaşlarla bir araya gelip atılması gereken adımları atacağız. 3. göz gibi değil akil insanlar heyetinden belki daha küçük bir grubun silahsızlanma ile ilgili konuyu izleyebilecekleri veya takip edebilecekleri bir mekanizma üzerinde düşünülebilir. Ama esas itibari ile bu akil insanlar heyetinin zaten önemli bir misyonu vardı ve etkin şekilde çalıştılar. Ben hepsini dinledim çok da istifade ettim. Bu çerçevede atılacak adımları hep birlikte onlarla da istişare ederek konuşacağız.

NEVRUZ'DA GÖRÜNTÜLÜ MESAJ OLACAK MI?

Bunlar hep afaki açıklamalar böyle bir durum söz konusu değil.

GAZETECİLER İMRALI'YA GİDECEK Mİ?

Bunlar hep zihni egzersiz içinde birilerinin kendi dünyasında yaptığı açıklamalar. Bizim gündemimizde böyle şeyler yok. Silahsızlanma çağrısı yapılmış doğru bir adımdır. Silahları terketme dışında demokratik siyasete de davet var. İnsan haklarına aykırı bir teklif getirilemez ve çatışmacı bir dil ile taraflar tekrar Türkiye'nin birliğini bozacak şekilde bir duruma sokulamaz.

YENİ TÜRKİYE'Yİ BİRLİKTE İNŞAA EDELİM

Artık Türkiye'nin önünü açmak lazım. Güzel bir gelişme yaşandı ama bakan göz de önemli güzelliği görebilmek önemli. O gözler birbirlerine güzelce bakarsa yeni Türkiye'nin inşaasına fayda olur. Onlar tabi ilgili tarafların bileceği şeyler. Önemli olan bizimde kabul ettiğimiz bir mutabakatla silahların bırakılmasıdır. Bunun adımları atıldığında insani konuda her konuyu görüşürüz, hukuki konuları görüşürüz. Gelin 7 Haziran'da nasıl bir parlamento çıkarsa çıksın hep birlikte birbirimize söz verelim. Nasıl bir anayasa istiyorsak birlikte karar verelim. Herkesin hakları olsun burada. Herkesin kendisini güvende ve özgür hissedeceği bir Türkiye'yi gelin birlikte inşaa edelim.

"YANLIŞ OLSAYDI HESABI BEN VERECEKTİM"

28 Şubat'ın getirdiği zihniyetle anayasa yazılmasın. Şah Fırat operasyonu yaparsınız eskiden komutanlar vardı der ve TSK'ya Genelkurmay Başkanımıza hakaret eder. Yarın siz iktidar olun Genelkurmay Başkanı sizi dinlesin. Nihayet ülkenin hesap veren makamı halkın önüne çıkan makamı siyasettir. O direktifi Şah Fırat operasyonunun direktifini ben verdim. Hesap verecek kişi benim. Yanlış olsaydı da hesabı ben verecektim. Onun için de o hesabın gereğini yüreğimde hissettiğim için 9 saat boyunca orada gözümüzü kırpmadan operasyonu yönettik.

"BİR GENEL BAŞKAN İLKELİ DURMALI"

Bu bizi doğrudan ilgilendiren bir husus değil. Biz üzerimize düşenleri yaparız ve sürecin nereye gittiğine bakarız. Son açıklamaya kolay gelinmedi. Bu açıklama ile yeni dönem yeni bir dönem başladı. Bunn gereğini herkesin yapacağına inanıyorum. HDP için de dikkat ederseniz açıklamayı yapan HDP milletvekilleri ile Demirtaş'ın yorumu arasında bir açı var. İç meselelerine girmek istemem ama bunu çözmeleri lazım. Silahları bırakırız ama dememeleri lazım. Bunun aması olmaz. Selahattin Demirtaş her yerde barış deyip buna karşı çıkarsan kimse sana inanmaz. İşte Demirtaş'ın bütün bunlardan alması gereken tecrübe bu. Bir partinin eşbaşkanı başkanı olduğunuzda ilkeli duracaksınız. 6-7 Ekim olayları olmasaydı biz Kasım ayında bu noktaya gelirdik. O tecrübeden sonra 1 Ekim'de bizimle görüştükten sonra attığı twiit ile 6-7 Ekim olayları yaşandı. Bu açıklamaları Demirtaş sabote etmemeli. Bu açıklamanın içini boşaltacak birşey söylerse her şeyden önce kendisine yazık olur.

Kobani ile ilgili fırtınalar koparıldı. Ben de defalarca mesaj verdim ve oradaki kardeşlerimize sahip çıkacağımızı söyledim Türkiye onları kucağına bastı. Peki Türkiye olmasaydı bu mümkün olabilir miydi? 197 bin kişi 3 günde geldi ya onlar DEAŞ'ın vicdanına teslim edilmiş olurdu. Bu pozitif gündem üzerine söylem inşaa etmek lazım.

SİLAHLAR NASIL BIRAKILMALI?

Bu teknik detaylar çözüm sürecinin ilgili kurumlarınca konuşulur. Önemli olan bu iradeyle birlikte Türkiye'nin dağında sokağında hiç bir yerde silahlı bir yöntemin bir daha kullanılmamasıdır. Bir gün kullanırım diye barındırılmamasıdır.

BABACAN VE BAŞÇI'NIN İSTİFA İDDİALARI

Söz konusu değil. Bu haberlerin ortaya atıldığı gün Sayın Babacan son derece farklı bir konu için Resmi Konut'a gelmişti. Ekonomi ile ilgili bir konu. Ben bu açıklamaları spekülatif görüyorum. Borsa da ya da kurda yükselme veya inmenin getireceğini görenler bunu haber yapmışlar. Erdem Başçı ile de görüştüm. Tamamiyle tıbbi bir husus. Sayın Başçı için de söz konusu değil istifa konusu. Bu arkadaşlar SAyın Babacan 12 yıldır Türkiye'de hem siyasetin hem ekonominin içinde. Böyle bir söylentinin nasıl bir sonuç çıkartacağını en iyi o bilir. Hep birlikte süreçler yaşanmış. Erdem Başçı'da MB Başkanı, öncesinde vekili olarak bu işleri yürütmüş bir arkadaş. Spekülasyon yapmak isteyenlerin çirkin bir oyunu veya söylentisi. Böyle bir durum söz konusu değil.

CUMHURBAŞKANI'NIN ELEŞTİRİLERİ

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra AK Parti Genel Başkanı Başbakan değişti bu kolay bir şey değil. Birileri diyor ki Mart ayında bu hükümet gidecek diye kumpas kuran bir paralel çete vardı. Herkes Mart ayında ne olacak diye bekliyordu. Onu aştık, 30 Mart seçimlerini aştık 10 Ağustos seçimlerini aştık, kongremizi yaptık. Ben AK Parti'nin bütün delegelerinin oyu ile büyük bir sorumluluğu omuzlarıma aldım. Cumhurbaşkanımız kendi görüşlerini ifade etti. Türkiye Merkez Bankası bağımsızlığını kaybetmiş gibi. Dünyada krizler yaşanırken Türkiye'nin ekonomik iktisadi yapısını sağlam tutabilmeliyiz. Türkiye'de enflasyonla mücadele ile büyümeyi birlikte teşvik edecek olan bir büyümeyi sağlamak. Türkiye bunca krize rağmen ekonomisini büyütmüşse bunun iki önemli kilidi var bunun biri güven diğeri istikrardır. Sayın Babacan ve Başçı da bu konuda büyük emekleri olmuş insanlardır. Son faiz indirimnde de dile getirdim. Önemli olan faizin düşme trendine girmiş olması ama bunun daha fazla olması yönündeki beklentimizi de ifade ettim. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadelerine saygı ile yaklaşırız. Sayın Cumhurbaşkanımızın 12 yıl boyunca kendileri ile birlikte çalıştığını da unutmamak gerekir. Hiç bir şekilde ne AK Parti'nin bütünlüğünden ne de Türkiye Cumhuriyeti'nin özellikle bu kritik ortamda ve küresel kritik ekonomik ortamda güven ve istikrardan taviz vermesini kimse beklemesin.

"HALEP-MUSUL BİZİM İÇİN KRİTİK ŞEHİRLERDİR"

Irak ve Suriye'deki her gelişme bizi ilgilendirir güvenliğimizi ilgilendirir. Herhangi bir ülkenin topraklarında gözümüz olmadığını herkes bilir. Ama bizim her an tetikte olmamızı gerektiren bir konjektür var. Suriye'de barbarca bir yönetim var ve sürekil Türkiye'ye kaçmaya çalışan bir mülteci grubu var. Halep Musul bizim için kritik şehirlerdir. Halep bir taraftan DEAŞ ile bir taraftan da Suriye Rejimi ile çatışıyor. Benzer şekilde Musul, Kerkük ve Erbil de bizim ulusal güvenliğimiz bağlamında önemli. Musul'da başkonsolosluğumuz işgal edildiğinde o günden bugüne bir taraftan Irak merkezi hükümeti ile bugünlerde savunma bakanımız Bağdat'ı ziyaret edecek. İkincisi Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile orada yapacağımız çalışmalar ki TSK'nın verdiği eğitimi de gördüm bir taraftan onlarla yürütüyoruz, başta Kerkük olmak üzere Türkmenlerin korunması için neler yapabiliriz bunları konuşuyoruz. Şimdi de Musulluların kendi şehirlerine sahip çıkacak şekilde eğitilip donatılması lazım.

"MUSUL DURUMU İLE İLGİLİ ŞARTLARIN NE OLACAĞI ZAMANA BAĞLI"

Irak bağlamında şartlar farklıdır, Suriye konusunda şartlar farklıdır. Ama Eğit-Donat farklı. Eğer biz Eğit-Donat için 4 yıl beklemeyip 2-3 yıl önce yapsaydık DEAŞ diye bir örgüt de olmazdı, Suriye rejimi de bu noktaya gelmezdi. Irak'taki durum muhatap olmak bakımından farklı. Erbil yönetimi bizim için muhatapdır. Musul Valisi bizim için seçilmiş bir validir. Onun abisi Cumhurbaşkanı Yardımcısı.

Önemli Not: Bu haber içerik ortaklığı kapsamında VATAN internet sitesinden, F5Haber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi sikayet@f5haber.com adresimize gönderebilirsiniz.
SONRAKİ HABER