için kaldı

Adnan Menderes öncülüğünde makineleşmeyle birlikte tarım devrimi yaşandı

Merhum Adnan Menderes'in başbakanlığı döneminde atılan adımlarla tarım sektöründe büyük bir devrim yaşandı. Traktör sayısından ekilen arazi ve verim artışına kadar Türk çiftçisi ve köylüsü kapsamlı dönüşüm geçirdi.

VATAN VATAN
Adnan Menderes öncülüğünde makineleşmeyle birlikte tarım devrimi  yaşandı

AA muhabirinin, Demokrat Parti (DP) dönemine ilişkin yayımlardan  derlediği bilgiye göre, merhum Adnan Menderes'in başbakanlığında tarıma yönelik  çok önemli atılımlar art arda geldi.   Aydın'da bir çiftçinin oğlu olarak Çakırbeyli Çiftliği'nde doğan  Menderes, tarıma ve toprağa çok yakın bir insandı. 23 yaşında çiftliğin  yönetimini eline alan Menderes, tarımdan anlıyor, sorunları iyi biliyordu.   Menderes, iktidara geldiğinde ise izlenecek tarım politikalarının  mesajını, "Türkiye'nin yüzde 80'i köylerde yaşıyor. Toprak, iyi tohum, gübre,  makine ve sulama ister. Köylümüz bunları bir başına yapamaz, devlet olarak  elimizi uzatmamız gerekli." sözleriyle vermişti.   DP yönetiminin 10 yıllık iktidarı döneminde Tarım Bakanlığına bütçeden  ayrılan payı artırması, tarım kesimini vergi kapsamı dışında bırakması, Çiftçiyi  Topraklandırma Kanunu çerçevesinde köylü halka milyonlarca dönüm arazi dağıtması  ve ziraat fakülteleri açarak tarım eğitimi faaliyetlerine önem vermesi, DP  yönetimini diğer hükümetlerden belirgin şekilde ayıran belli başlı özellikler  arasında yer aldı.     Traktör sayısında artış Tarıma dayalı büyümenin ön plana çıktığı bu dönemde traktör, traktör  pulluğu ve diğer alet ve makinelerin sayısında ciddi artış görüldü, kara sapandan  makineli tarıma geçiş bu dönemde gerçekleşti. Marshall Planı'ndan sağlanan fonlar  bu alana yönlendirildi. Marshall yardımları, özellikle tarımda makineleşmeyi  hızlandırdı. Traktör sayısı 1949-1958 döneminde 6 bin 281'den 48 bin 873'e (7,8  kat), traktör pulluğu sayısı 6 bin 50'den 48 bin 214'e (yaklaşık 8 kat), diğer  alet ve makinelerin sayısı da 9 bin 239'dan 67 bin 261'e (7,3 kat) yükseldi.  Makineleşme, tarımın temel yapısını değiştirdi. Biçerdöver sayısı da 1948 ile  1962 arasında 1994'ten 6 bin 72'ye ulaştı.   Bu dönemde traktör alımları için köylülere uygun imkanlarla kredi de  sağlandı. Köylüler, tarımsal kredilerden önceki dönemlere göre daha fazla  yararlanmaya başladı. 1950 yılında tarımsal kredi miktarı 810 milyon lira iken,  1960'ta 4 milyar 755 milyon liraya ulaştı. Tarım, krediler yanında, taban fiyat  ve destekleme alımlarıyla da teşvik edildi.     Ekili alanlar arttı Traktörün tarıma girmesi bu sektördeki verimliliği artırmasının  yanında ekilebilir alanların da genişlemesi sonucunu doğurdu. Ekili alan sayısı  1948'de 13 milyon 900 bin hektar iken 1959 itibarıyla 22 milyon 940 bin hektara  yükseldi. Böylece, Türkiye'nin bir tahıl ihracatçısı haline gelmesini sağlayan  tarımsal üretim artışı gerçekleşti. Bu dönemde, hububat, bakliyat, pamuk ve sınai  bitkilerin ekiliş sahaları ve üretimleri arttı.   DP hükümetleri döneminde 4 bin 85 köyde, 322 bin 61 aileye 16 bini  aşkın dönüm arazi dağıtıldı. Ayrıca, bu ailelere yaklaşık 12 milyon dönüm mera  arazisi tahsis edildi.   Makineleşme ve kredi politikası, tarım kesiminde feodal mülkiyetin  büyük ölçüde tasfiyesini sağladı. Sahiplerince işletilen işletme sayısı 1950'de  2,1 milyon iken 1963'te 3,1 milyona ulaştı.   Tarım kesiminin milli gelir içindeki payı 1947-48 döneminde yüzde 42  iken, 1952-53 döneminde yüzde 45,2'ye çıktı.   Ayrıca 1950-1960 döneminde en küçük köylere ulaşacak şekilde yollar  yapılırken, binlerce köy de içme suyuna kavuştu. Tarımda makineleşmeyle beraber  40 bin kilometre kara yolu, 30 bin kilometre köy yolu yapılması, kırsal kesimin  şehre bağlantısını artırma yanında, tarım kesiminin pazar ekonomisiyle  bütünleşmesini de sağladı.     İlk gübre üretimi GÜBRETAŞ ile başladı Bu dönemde gübrelerin ithal edilmesi ve ihtiyaca cevap verecek düzeyde  üretiminin olmaması, gübre kullanımının yaygınlaşmasının önünde engel teşkil  ediyordu. Bu kapsamda, hem gübre araştırma merkezleri hem de gübre fabrikaları  kurulması gündeme geldi.     Menderes'in başbakanlığı döneminde 6 Kasım 1952'de dönemin Bakanlar  Kurulu, ülke tarımında kimyevi gübre kullanımı yoluyla verimliliğin artırılması  amacıyla  Gübre Fabrikaları Türk AŞ'nin (GÜBRETAŞ) kurulması kararını aldı ve  şirket resmi olarak 1953'te faaliyete geçti. Türkiye'nin ilk gübre şirketi olarak  kurulan işletme, İskenderun tesislerinde ilk gübre üretimine başladı. GÜBRETAŞ  100 bin ton kapasiteli bu ilk fabrikasında NSP (Normal Süper Fosfat) gübresi  üretimini başlatarak, o yıldan itibaren Anadolu çiftçisinin kullanımına sundu.  Eski gübresiz yıllarda büyük sıkıntılar ve mağduriyetler yaşayan Anadolu  çiftçisi, Menderes döneminde tarımsal ekipmanlara ve kimyasal gübreye  kavuştuğunda tarlalarından kaldırdığı mahsul de katlanarak arttı.   GÜBRETAŞ'ın milli ve yerli üretim yolculuğu, 1961 yılındaki  Kocaeli-Yarımca'da kurulan ikinci fabrika ve yıllar içinde yapılan diğer tesis  yatırımlarıyla bugünlere ulaştı.   GÜBRETAŞ, bugün itibarıyla yüzde 25'i borsada ve yüzde 75'i de  Türkiye'nin en büyük çiftçi ailesi olan Tarım Kredi Kooperatiflerine ait olarak,  "yüzde 100 halkın şirketi" olma özelliğini sürdürüyor.  

Önemli Not: Bu haber içerik ortaklığı kapsamında VATAN internet sitesinden, F5Haber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi sikayet@f5haber.com adresimize gönderebilirsiniz.
SONRAKİ HABER