için kaldı

Anayasa Mahkemesi'nden tartışmalı karar

Anayasa Mahkemesi, "barış bildirisi" olarak adlandırılan metne imza atan akademisyenlerin yaptığı bireysel başvuruda hak ihlali kararı verdi. Türkiye Adalet Araştırmaları Merkezi Başkanı Av. Dr. Mehmet Sarı, Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla ilgili CNN TÜRK'te yaptığı açıklamada "Meselenin problemli yanları var. Bu bildiriye soruşturma açılması tabii. Karara katılmak mümkün değil." diye konuştu

POSTA POSTA
Anayasa Mahkemesi'nden tartışmalı karar

Anayasa Mahkemesi, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" adıyla hazırlanan metne imza atan 9 akademisyenin, terör örgütü propagandası yapma suçundan cezalandırıldıkları gerekçesiyle yaptıkları bireysel başvuruda hak ihlali kararı verdi.

Bir grup akademiysen tarafından yayımlanan bildiriye imza veren 9 akademisyen Füsun Üstel, İbrahim Garip, Yasemin Gülsüm Acar, Ayda Rona Aylin Altınay Cingöz, Melda Tunçay, İzzeddin Önder, Canan Özbey, Nazlı Ökten Gülsoy ve Zübeyde Gaye Çankaya Eksen, "terör örgütü propagandası yapma suçundan cezalandırılmaları" nedeniyle ifade özgürlüklerinin ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurdu. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 9 akademisyenin yaptığı başvuruyu birlikte ele aldı.

Alınan bilgiye göre, toplantıda 8 üyenin ihlal kararına karşı 8 üye ihlal bulunmadığı yönünde görüş bildirdi. Ancak, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ın "ihlal" yönünde oy kullanması nedeniyle "eşitlik halinde başkanın katıldığı tarafın oyunun iki oy sayılacağı"na ilişkin hüküm gereği bireysel başvuruda ihlal kararı verildi.

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, ihlalin ortadan kaldırılması ve yeniden yargılama yapılması için karar örneğinin yerel mahkemelere gönderilmesine, başvuruculara 9 bin lira tazminat ödenmesine de hükmetti.

TÜRKAD BAŞKANI SARI: KARARA KATILMAK MÜMKÜN DEĞİL

Türkiye Adalet Araştırmaları Merkezi Başkanı Av. Dr. Mehmet Sarı, AYM'nin kararını CNN TÜRK'te yorumladı. Av. Dr. Sarı şunları söyledi:

"Anayasa Mahkemesi, anayasamızın temel haklar başlığı altındaki düzenleme çerçevesinde, hak ihlali bağlamındaki bireysel başvuruları incelemek durumunda. Nitekim 2012 yılında Anayasa Mahkememize bireysel başvuru yolunu açmış bulunmakta. Bu çerçevede hakkı ihlal olduğu düşünülen kişilere hak getirildi.

Önümüzdeki meseleye baktığımızda 'barış bildirisi' olarak ifade edilen, akademisyenlerin imzacı olduğu meseleye baktığımızda meselenin problematik yanlarını barındırdığını belirtmem lazım. Her şeyden önce Anayasamızın beşinci ve altıncı maddesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin egemenlik haklarını, bu çerçevede devletin kendi meşru idare sıfatını tüm boyutlarıyla ifade ediyor ve tamamlıyor. Gördüğümüz mesele şu.

Güneydoğu'daki hendek operasyonları sürecinde devletin meşru savunma hakkı yani egemenlik hakkı bağlamında, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşların kamu alanlarının terör örgütü tarafından bertaraf edildiği gerçekliği vardır. Buna karşılık devlet, yaşama hakkı, seyahat özgürlüğü hakkı gibi tüm özgürlük alanlarının yok edildiği bir süreçle karşı karşıya kaldı.

Hiçbir devlet kendine karşı yönelen terörü, terör faaliyetlerine karşı mücadele etmeden durması mümkün değildir. Karşımıza bu barış bildirisi olarak ifade edilen metnin içerisine baktığımızda; yürütülen bu faaliyetlerin, devletin terörle mücadele alanını bir katliam olarak, tüm özgürlük ve yaşam haklarını kaldırdığı şekilde ifade eden, gerçekten hiçbir devletin, devlet otoritesinin kabul etmeyeceği beyanlar.

Ve bu anlamda devletin terörle yapmış olduğu mücadeleyi, gerçekten katliam süreci olarak değerlendiren bir bildiri olarak ifade edildi. Fakat bu bildiri her şart altında bu faaliyette bulunanlar, bildiriyi yayınlayanlar hakkında doğrudan doğruya soruşturma açılması da tüm demokratik, hukuk devletinin el verdiği şartlara baktığımızda tabii olan bir süreçtir.

Sayın AYM Başkanımızın da vurguladığı "Biz AİHM'in kararlarını ve yargılama safhasını ilke olarak benimsiyoruz' düşüncelerini bilen birisi olarak şunu ifade edebilirim. AYM'nin verdiği hak ihlali kararı, işin özü itibariyle, önemli sorunlar barındırıyor.

Bu karara şu şartlar altında katılmanın uygun olmadığını ifade edelim. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tüm egemen devletler gibi terör faaliyetlerini yasalar çerçevesinde mücadele etmek bu anlamdaki şiddeti kaynağında kurutmak, buna karşı hukuk içerisinde meşru süreci yürütmesi beklenen bir durumdur."

AA

Önemli Not: Bu haber içerik ortaklığı kapsamında POSTA internet sitesinden, F5Haber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi sikayet@f5haber.com adresimize gönderebilirsiniz.
SONRAKİ HABER