Davutoğlu: 2013 Mayıs'ında verilen söz tutulacak

Başbakan Ahmet Davutoğlu, katıldığı televizyon programında soruları yanıtladı, HDP'ye sert tepki gösterdi.

F5HABER F5HABER
Davutoğlu: 2013 Mayıs'ında verilen söz tutulacak

Başbakan Ahmet Davutoğlu IŞİD ve PKK'ya yönelik üç boyutlu bir mücadeleye girildiğini belirterek PKK'nın silahlı unsurları Türkiye'yi terk edene kadar operasyonların süreceğini söyledi.

Başbakan Davutoğlu ATV'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı.Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası katıldığı programda, güncel operasyonlarla ilgili bundan sonra nasıl adımlar atılacağı yönündeki soruya, "Şu ana kadar sürdürdüğümüz yaklaşımı bundan sonra da kararlı bir şekilde sürdüreceğiz." dedi. Kesin netice alana kadar operasyonların süreceğini belirten Davutoğlu, "2013 Mayıs'ında verilen söz tutulacak. Bütün silahlı unsurlar Türkiye'yi terk edecek. Çatışmasızlık budur. Nedir netice? Türkiye sınırlarında IŞİD'in olmaması. Terör tehdidinin bertaraf edilmesi. Üç boyutlu bşir mücadelenin içine girmiş bulunuyoruz." dedi.

'Niye yakılıyor bu tırlar?'

Operasyonlarda sivillerin vurulduğu iddiaları hatırlatıldığında ise "Biz Türkiye'yi hedef alanları hedef alıyoruz. PKK günde 6 terör eylemi gerçekleştirmiş. MİT raporlarını okumadan gece uyumam. Trendi görürsünüz. Tam da 7 Haziran'dan sonra tansiyon düşmüşken birileri bu dönemi terör ve kaosu yaymak için fırsat olarak kullanmaya kalkıştı. Yeni seçilen milletvekilleri koruculara hesap sormaya kalktı. Bazıları tırları yaktı. Niye yakılıyor bu tırlar?" diye sordu.

'ABD ile görüş ayrılıkları giderildi'

Başbakan İncirlik Üssü'nün koalisyon uçaklarına açılmasıyla Türkiye'nin halihazırda yürüttüğü operasyonların arasında bir bağ bulunmadığını söyledi. Davutoğlu, "Bugün DAEŞ'i yok etsek bile yarın ortaya başka örgütler çıkabilir. Türkiye'nin en önemli meselesi gelen mülteci akınının durması. DEAŞ gitse bile Suriye rejimi var olduğu sürece bu sorun çözülmeyecek" dedi.

Başbakan, "Görüş ayrılıklarının giderildiği işbirliği imkanlarının oluştuğuna kanaat getirdik. Askerlerimiz arasında yapılacak görüşmelerde hangi imkanlar sunulacak bunlar kararlaştırılacak." diye devam etti.

Güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge, güvenli alana asker girmesi konusunda ise "Şu anda söz konusu olan eğit-donat faaliyetiyle ılımlı unsurların takviye edilmesi. IŞİD'den kurtarılan bölgelere onların yerleştirilmesi ve o bölgye de bir hava güvenliği sağlanması. Bu sağlanırsa birçok hedefe ulaşılmış olur. Biz sınırlarımızda IŞİD'i istemiyoruz. Peki kimin olması gerekiyor? Türkiye'ye müzahir, ılımlı muhalefet yer almalı. Yani Suriyelilerin yer alması. Diğer gruplara da ılımlı yaklaşan grupların buralarda olması." değerlendirmesini yaptı.

IŞİD'in Türkiye ile ne alıp veremediği var sorusuna ise şu yanıtını verdi:

"Türkiye öyle bir örnek ki demokrasi ile İslam'ı birlikte yaşanabileceği tek ülke Türkiye. Bunu da en güçlü şekilde savunan AK Parti. İslam dünyasına bakarsanız çoğu ülkede dikatörlük ve kaos var. Pakistan'ın ne çileli günler yaşadığını görüyoruz. Türkiye'de son 13 yılda bir başarı hikayesi yaşanıyor. Aslında bu başarı hikayesi DEAŞ ideolojisinin antitezi. Türkiye bölgede istikrarın en önemli teminatı. Suriye içinde Türkiye hep ılımlı bir muhalefete dayalı dönüşüm istedi. DEAŞ ise Suriye toplumunun önce ayrışmasını sonra da çoğulculuğa izin vermeyen bir yap istiyor. Bu çerçevede Türkiye'yi tehdit olarak görmesi doğal bir sonuç"

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın 'Türkiye'yi sonu belirsiz bir savaşa ürüklemekle suçlamalarına' ise şu yanıtı verdi.

"Bu iddiayı çözümleyelim. Türkiye'de bir belirsizlik var diye düşündüler. 'Öyle bir terör estirelim ki, bir taraftan Ankara'da demokrasi oyunu oynayalım ama Diyarbakır'da kalaşnikoflarla kutlama yapalım' dediler. Biz bu oyunu gördük. Demokrasilerde hükümet boşluğu olmaz. Devlet işlerinde geçicilik olmaz. Devlet işlerinde bir şeyler yanlış gitti kimsen hesap sorulacak? Benden. O zaman kudret te bende olacak. Onlar yakacak yıkacaklardı, Ankara'daki hükümet de 'ben geçiciyim' 45 gün sonra bakarım' mı diyecekti. Çaşamba gününün psikolojisiyle bugünün psikoloji aynı değil. Haberler geliyor bize, İstanbul'da, Adana'da sakallı biri öldürüldü. Normal vatandaşlar. Onları cezalandırma hakkına PKK sahip değil. Ya silah ya demokrasi"

Bahçeli'nin HDP'nin kapatılması çağrısı...

"İşin bir siyasi bir yönü vr bir de hukuki yönü. Siyasi yönününü söyleyeyim. Ben partilerin kapatılmasına karşıyım. Hukuki yönüne bakıldığında ise, teröre destek gibi bir çerçeve var. Seçimlerden de yeni çıkmışız. Meşruiyet anlamında yüksek temsil oranı var Meclis'te. Prensip olarak parti kapatılmasının çözüm olduğu kanatinde değilim. 80 milletvekili gibi bir milletvekili sayısına sahip bir parti artık kitleselleşmeyi öğrenmeliler. Türkiyelileşmeliler. Silaha karşı tavırın açıkça ortaya konması beklenebilir. Biz partilerin ya da kurumların değil, kişilerin cezalandırılmasını isteriz. Herkesin ders alması gereken bir dönemdeyiz"

İmralı'ya ziyaret:

"Gittiklerinde tekrar kendilerini aktör haline getirme çabasındalar. 2013'teki sözlerini tutsunlar. Silahlı unsurlar çekilsin, o zaman tüm sürecin önü açılır. "

Koalisyon görüşmeleri

Biz bir koalison partisi kurmuyoruz. Bir koalisyon hükümeti kuruyoruz. Şunlarda şunlarda anlaşamadık diye hükümet kurulamaz diyemeyiz. Herkes kendi hareket alanını bilir. Her şey anlaşma eşyanın da siyasetin de doğasına aykırı.

SONRAKİ HABER