‘Kobani düşmediyse Türkiye'nin sayesinde'

Olağanüstü toplanan TBMM Genel Kurulu'nda konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, IŞİD'in dört ay boyunca kuşatma altında tuttuğu Suriye'nin kuzeyindeki Kürt kenti Kobani'nin Türkiye sayesinde ‘düşmediğini' savundu.

F5HABER F5HABER
‘Kobani düşmediyse Türkiye'nin sayesinde'

Kürsüye AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın HDP'li Osman Baydemir'in konuşmasını eleştirdi. Aydın şunları söyledi:

Siz ideolojileri hapsederseniz hayal görür ve konuşursunuz. Ben 13 yıllık iktidar sürecinde AK Parti'nin gerçeklerini aktarmaya çalışıyorum. Burada sayın cumhurbaşkanımıza, başbakanımıza, hükümetimize, AK Parti hükümetimize söylediklerinizin kaçta kaçını PKK'ya söyleyebiliyorsunuz Allah aşkına? Biz iktidar olmak için sınırları zorlamadık. Milli iradeye saygı göstereceğimizi ifade ettik. Ama siz barajı geçmek için, statükocularla, paralelle, çetelerle tüm çözüm süreci karşıtlarıyla bir araya geldiniz.

Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Kimin ne yaptığını, kimin nerede durduğunu millet çok iyi biliyor. Burada özellikle HDP, 10 bin IŞİD'liden bahsetti Türk vatandaşı. Sordum soruşturdum, 1000 ile 1300 arasında Türk vatandaşı var. Arzumuz hiçbir vatandaşımızın hiçbir terör örgütüne girmemesi.

Ben konuşmama şu soruyu sorarak başlamak istiyorum. Bunca kaynağa rağmen neden refah ve demokrasi oluşmuyor? Neden 9 ülke yönetilemez durumda. Bunun açıklaması, ortadoğunun çocuklarının az gelişmişliği midir? Yoksa 100 yıldır bölgeye yapılan müdahaleler midir? Kardeş topluluklar olarak bu kaotik düzenin bekçisi mi olacağız, yoksa bölge halklarının kendi düzenini inşa ettiği bir düzenin savunucusu mu olacağız? AK Parti'nin yaptığı ilk iş devlete yüklenen anlamı ve ret, inkar politik tutumu değiştirdi. Bunlar şu an için basit görünebilir. Çünkü bu alandaki değişim, meseledeki değişim için tüm yolları açar.

1925 – 61 yılları arasında 16 rapor hazırlanmış. 87 – 2000 yılları arasında 54'ü aşkın rapor hazırlanmış. 83'ten sonra AK Parti'ye kadar 14 ayrı hükümet geçmiş. AK Parti'nin aslında yaptığı şey tekçi mühendislik projelerinin dışına çıkmaktır. Özetlemek gerekirse, kürt sorunu ve diğer iç meselelerimizin çözümünün hepimize ait olanının, hepimize ait kılınmasından geçtiğinin farkındayız. Çözüm süreci ise silahın hak araması olmaktan çıkarılmasıdır. Silahı terk ederek, siyasete yönelmektir.

Devletin dönüşümünü konuşabilmemiz için silahın aradan çıkması lazım. Ancak PKK terör örgütü saldırılarını sürdürdü. Sadece 7 Haziran'dan bu yana 657 terör eylemi gerçekleştirilmiş. Hepimizin neyin ne olduğunun bilinmesinin farkındayım ben. Operasyonlar ile erken seçim arasında bağlantı kurmaya çalışıyorlar. AK Parti seçimin faturasını Kürtlere çıkararak, savaş üzerinden yeniden iktidara gelme hesapları yapıyor diye söylemlerle kamuoyu oluşturma gayreti içindeler. Evet tek başına iktidarı istedik. Çözüm sürecinin devamı için bunun gerek olduğunu söyledik. Yine cumhurbaşkanımızı neden hedefe koyuyorsunuz? Çözüm sürecini başlatan lider oldu da onun için.

Cumhurbaşkanımızın söylemini okuyorum "kardeşlerim bunu çok iyi bilmemiz lazım. Sadece havadan bombalamak suretiyle bu sorunu çözemezsiniz. Şu anda Kobani de düştü, düşüyor. Buradaki inceliği görmeniz gerekiyor. Koalisyon konusunda zihni hazırlığı dahi olmayanların, AK Parti'yle asla diyenlerin, blok siyasetinden bahsedenlerin bize söyleyecek tek sözü olmaz. HDP yöneticileri neler diyor? PKK terör örgütü saldırılar hakkında bu yöneticilerin lanetlediklerini kınadıklarını duydunuz mu? Biz şunu diyorum, DAEŞ olsun, PKK olsun, kaynağı kim olursa olsun, kime karşı işlenirse işlensin, bütün terör örgütlerini kınıyoruz, lanetliyoruz.

Örgütün ateşkesin ve çözüm sürecinin bittiği ilan eden onca açıklamalarını, eylemleri hiç gündeme getirmeden, hükümetin ateşkesi bitirdiği şeklindeki algı operasyonları birilerinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Kimi isimler, polislere yönelik katliamı doğru bulmadıkları yönünde açıklama yaptılar. Ama doğrudan PKK'ya laf söylemediler. Bir fail var, o da PKK terör örgütüdür. Defalarca söyledik, bugün bir kez daha haykırıyorum burada. Hükümetimiz ile DAEŞ arasında ilişki kuran yalancı müfterilerdir. Bunlar haksız mesnetsiz yalan itiraflardır.

Bölgedeki bütün devletler, halklar ve örgütler DEAŞ koduyla yeniden formatlanmaya zorlanmakta, herhangi birinin yenilmeyeceği bir denklem için en organize örnek sunulmaktadır. Türkiye 10 ekim 2013'ten bu yana 1600 kişiyi sınır dışı etmiş, 15 binden fazla kişiye giriş yasağı koymuş.

Bir köşe yazarı çıkıp sayın cumhurbaşkanımızı hedef gösterdi. Erdoğan karşıtlığı gözlerini kör ettiği gibi maalesef vicdanları da yok etmiş. Buna rağmen tek bir delili ortaya koymadan Türkiye'yi suçlamak küresel güçlerin figüranı olmaktır. Biz hem ülkemizde hem bölgemizde terör istemiyoruz, düzen istiyoruz, çözüm istiyoruz.

Biz çözüm sürecinde neler yapmışız? Bugüne kadar 160 maddede pozitif adım atarak önemli gelişmelere neden oldu.

PKK'nın Dağlıca saldırısıyla başladı 12 asker şehit oldu. Güngören'de 18 kişi hayatını kaybetti. Aktütün saldırısında 15 asker şehit oldu. Silvan Reşadiye Diyarbakır bölgelerinde PKK'nın saldırıları oldu. örgüt defalarca hükümeti tehdit etti. Siyasi iradeye düşmanca tavır takınıldı. PKK çekilmeyi durdurduğunu açıkladı. KCK, ateşkesi tek taraflı sona erdirdiğini açıkladı. HDP Kobani nedeniyle halkı sokağa çağırdı. 6-7 Eylül'de 52 vatandaşımız hayatını kaybetti. Yüksekova'da çarşıdaki askerlerimiz arkadan vuruldu. 7 Haziran'dan bu tarihe de olan terör eylemi sayısı 657.

Burada kim terörden yana, kim barıştan yana? Kim siyaset diyor, kim silah diyor? İşte devlet bütün bunlara izin vermez. Devlet teröre izin vermez. Devlet durduk yere operasyon yapmıyor. Barışa kimin suikast düzenlediğini HDP görsün diyorum.
Ya silah ve terör diyeceksiniz, ya demokrasi ve siyaset diyeceksiniz. Safınızı belli edeceksiniz. Silahla siyaset bir arada yürümez. HDP bir yol ayrımında, bir tercih yapmak durumundadır. Hani silahlar susun fikirler konuşsun diyorduk. Ne oldu? Silahların susması lazım eğer siyaset yapılacaksa. Bu ülkenin işadamlarını gazetecilerini yargıçlarını katleden DHKPC'nin terör faaliyetlerini neden buharlaştırıyorsunuz? DHKPC bize desteğini iletti diyen siyasi parti liderleri var. siyasi partiler var. Terör örgütlerini incelediğimizde tüm terör örgütlerinin içinde bir DEAŞ anlayışı olduğunu göreceksiniz. PKK'nın Baas rejimini ayakta tutmak için binlerce kişiyi katleden DEAŞ'tan farkı nedir?

Ulusal güvenliğimizi kim tehdit ederse, kim şiddet uygularsa onun karşısında da sonuna kadar mücadele edilecektir.
SONRAKİ HABER