Anı yüklü sokaklar

Bahçeli taş evleri, zamana direnen dükkânları, zanaatçıları ve sıcak yüzleriyle eski Muğla’nın kalbi Saburhane Mahallesi’nde hemen her şey çocukluğumuzun masumiyetini taşıyor. Kışın yumuşak havaları yaşanırken bu sokaklarda dolaşmak ayrı bir zevk verecek.

HÜRRİYET HÜRRİYET
Anı yüklü sokaklar

Muğla dendiğinde akla hemen Bodrum, Marmaris, Dalyan, Datça, Köyceğiz ve Fethiye gibi tatil cennetleri geliyor. Dağla denizi, tarihle yerel zenginlikleri birleştiren yörelerin doğal cazibesini taşıyan bu yerler, her yıl dünyanın dört bir yanından yüz binlerce hatta milyonlarca yerli ve yabancı turisti çekiyor. Ancak nedense küçük, sempatik ve kendi halindeki eski Muğla, çoğu zaman göz ardı ediliyor. Oysa Ege’ye özgü karakteriyle Anadolu şehirlerinin nostaljik bir örneğini temsil eden Muğla’nın kalbinde bir hazine saklı: Saburhane Mahallesi ya da bir diğer ifadeyle ‘eski Muğla’. Şehrin doğusunda, Asar Dağı’nın hafif eğimli eteklerine dağılmış küp şekerleri anımsatan beyaz badanalı evleriyle bu dünya güzeli mahalle, Muğla’nın belleğinde bir zaman yolculuğuna çıkmak için biçilmiş kaftan. Bu nedenle de fazlasıyla görülmeye, keşfedilmeye değer.

Anı yüklü sokaklar - Resim : 1

Çok kültürlü geçmiş

Muğla ve çevresindeki en eski yaşam izleri, MÖ 3000’lere dek uzanıyor. Geçmişte Karia uygarlığının önemli bir parçasını oluşturan yöre, Yunan anakarası ve Ege adaları ile Anadolu arasında sayısız göçe sahne olmuş. Tarih boyunca çok farklı halkları Karia adı altında aynı potada eriten bölge, Osmanlı döneminde de çokkültürlü kimliğini korumuş. Türk ve Rum mahalleleri asırlar boyu yan yana, iç içe barış içinde yaşamını sürdürmüş. Saburhane Mahallesi de Müslüman ve Hıristiyan ahalisiyle birlikte farklı kültürlerin zenginleştirdiği yerlerden olmuş. 1923’teki Mübadele sonrası gayrimüslim ahalisine veda etmek zorunda kalan mahalle, Yunanistan’dan gelen Türk göçmenlere kucak açmış. Saburhane’nin yeni sakinleri, eski zanaatlara sahip çıkmış. Değirmencilik, semercilik, kireççilik, fırıncılık, terzilik, yorgancılık ve ahşap ustalığı yeni ellerde, yeniden değer kazanmış. Günümüzde bu mesleklerin çoğu kaybolmuş ya da kaybolmaya yüz tutmuşsa da yaşatılanları da yok değil. Öte yandan Saburhane’nin hâlâ eski günlerdeki küçük bir Ege kasabası havasını koruyor olması mucize gibi...

Önemli Not: Bu haber içerik ortaklığı kapsamında HÜRRİYET internet sitesinden, F5Haber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi sikayet@f5haber.com adresimize gönderebilirsiniz.
SONRAKİ HABER