Kendi Kendini Sabote Edenlerden Misiniz?

Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te F5Haber'e abone olun

F5Haber'e Google News'te abone olun

Abone Ol

Durmadan kendi kendinizi sabote ediyor, bir işi ya da görevi yerine getirebilecek kapasitede olmanıza rağmen o işi yapıp yapamayacağınıza yönelik belirsizlik mi yaşıyorsunuz? 

‘’Neden kendimle mücadele ediyorum?’’ Bu her gün kendinize sorduğunuz bir soru değil mi? Kendimize rağmen hırslarımızı engellemek için elimizden gelenin en iyisini yaparak, hayat hikayelerimizde hem kahraman hem de düşman olarak hizmet etmeye sıkı sıkıya bağlıyız gibi görünüyor.  

Neyin doğru neyin bizim için yanlış olduğunu biliyoruz. Ancak bunlara karşı başarısızlıkla mücadele ediyoruz. İster o bir saatlik egzersiz için kalkmak, ister belirlenmiş bir hedef için gayretle çalışmak, kendimizi bir sonraki adımı atmakta zorlanırken buluyoruz.

Görünüşe göre irade, sınırlı bir kaynak. İstediğiniz kadar sürdürmek için mücadele edebilirsiniz ama sonunda yorulacak ve pes edeceksinizdir. Kendinizi sabote etme eğilimlerinizi bastırmak veya inkar etmek için daha akıllıca olan yol onları kabul etmek ve daha sağlıklı bakış açıları ve davranışlar geliştirmektir. İşte yıllar geçtikçe, zihniniz ve tepkileriniz üzerinde daha iyi olabilmenize yardımcı olacak üç strateji:

1. Geçmişten ilham alın

İnsanlık tarihi, kendi kendini sabote etmenin aptallığını herhangi bir kişisel gelişim kitabının yapabileceğinden daha iyi ve daha güzel ifade eden örneklerle dolu. 

Örneğin, Sophocles'in Ajax'ı, kusurların ve başarısızlıkların, aksi takdirde başarılı olan hayatını tamamen raydan çıkarmasına izin veren ve sonuçta intiharla sonuçlanan saygın bir Yunan savaşçısının hikayesini anlatıyor. 

Şimdi, bu dramatik görünebilir, ancak bir duruma ilişkin ister kaçırılmış bir terfi ister kaybedilmiş bir fırsat olsun, eylemlerimizi ve yanıtlarımızı kontrol etmek için algımıza ne sıklıkla izin verdik? Antik dünyanın felsefi ve dramatik çalışmaları, zorluklarınızı bir perspektife oturtmanıza yardımcı olabilir ve karşılaştığınız durumun bir şekilde benzersiz olduğunu düşünmekten sizi caydırabilir. Başkalarının hatalarından gerçek hayattan örnekler veya kurgu yoluyla öğrenmek, teorik sonuçlarla oynamanıza ve hayatınızda daha iyi kararlar almanıza yardımcı olur. Zihninizin en kötü kısımlarına karşı mücadele etmek istiyorsanız, kendinizi eski eserlere bırakın. Modern dünyada ne kadar alakalı olduklarına şaşıracaksınız. 

2. Kendinize üçüncü şahıs olarak konuşun

Kendi kendinize konuşmanın zihinsel dengesizliğin bir işareti olduğunu düşünebilirsiniz, ancak mücadelelerin üstesinden gelmek için değerli bir araç olabilir. 

Neden başkalarına tavsiye vermek, kendi eylemlerimizi kontrol etmekten çok daha kolay? Cevap perspektife iniyor. Başkalarının durumlarını daha net görebilir ve tepkinizi duygular yerine gerçeklere dayandırabilirsiniz. 

Kendinize "öteki" gibi davranmayı deneyin ve üçüncü kişi olarak kendinizle konuşun. Başka biri olsaydınız, dışarıdan birine öğüt verirken ne derdiniz? Cevabınızın çok daha kesin ve anlaşılır olacağına bahse girerim. 

Hepimiz tepkilerimizin seçimler olduğunu hatırlamalıyız. Marcus Aurelius'un Meditations'da dediği gibi, "Eğer dışarıdaki herhangi bir şeyden rahatsızsanız, acı o şeyin kendisinden değil, sizin tahmininizden kaynaklanır.’’

3. Her gün yeniden başlayın

Geçmişi geçmişte bırakın. Gözlerinizi ileriye doğru dikin. Daima geleceğe bakın. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, geçmiş değiştirilemez. Geçmişteki başarısızlıklar üzerinde durmak, belki de herkesin yapabileceği en kötü kendini sabote etme eylemidir. Her günün sonunda her şeyin belleğinizden gitmesine izin verin. 

Belki bugün dikkatinizin dağılmasına izin verdiniz ya da bir parça kötü haber odak noktanızı bozdu.  Üzerinde durup kendinizi üzmeli misiniz? Kesinlikle hayır. Hemen kendinize hayatı hatırlatın ve yaşamaya başlayın. Geçmişin başarısızlıklarına bağlı kalmak yerine, kendinize iyi olmak için izin vermelisiniz. Deneyimlerinizden öğrenin, kendinizi toplayın ve ilerleyin. 

Yapabileceğimiz en kötü hata, hayatımızın, eylemlerimizin, kararlarımızın ve duygularımızın dış güçler tarafından belirlendiğine inanmaktır. Bu dünyada kontrol edebileceğiniz tek şey sizsiniz. Zihniniz size karşı mücadele edebilir, ancak kazanmasına izin vermek zorunda değilsiniz. Bunun yerine, kendinizi sabote eden eylemlere ve düşüncelere karşı sürekli uyanık bir duruş benimseyebilirsiniz. Hayal ettiğinizden çok daha fazlasını başarabileceğinizi göreceksiniz.