Yitirilen Cennet: Son büyük destan

‘Şeytan’ın Avukatı’ ve ‘Seven’ gibi filmler başta olmak üzere birçok popüler kültür ürününün ilham kaynağı John Milton’ın ‘Yitirilen Cennet’i klasik dönemleri son büyük destanı olarak kabul ediliyor. // Meryem GÜLTABAK/ puremor@gmail.com

POSTA POSTA
Yitirilen Cennet: Son büyük destan

“Şeytan’ın Avukatı” ve “Seven” filmleri ile “Chilling Adventures of Sabrina” dizisinin ortak bir noktası var. Bu hikayelerin esin kaynağı aynı: “John Milton’ın Yitirilen Cennet”i. Sadece bu kadar da değil… 17. Yüzyılda yazılan, kimi kaynaklara göre İngiliz Edebiyatı’nın klasik anlamda son destanı olan “Yitirilen Cennet”, edebiyat, sanat ve popüler kültür üzerinde dev bir etkiye sahip. Resimler, romanlar, opera eserleri hatta günümüzdeki tüm anti-kahraman filmleri belki de, Yitirilen Cennet’in etkilerini taşıyor. “Şeytan’ın Avukatı” bir adım daha ileri gidip filmde Al Pacino’nun oynadığı karaktere John Milton ismini veriyor. 

Nedir peki bu destanın özelliği? “Yitirilen Cennet”, büyüleyici bir metin, bir uzun şiir aslında. John Milton pek çok otorite tarafından Shakespeare ile birlikte İngiliz Edebiyatı’nın en önemli iki isminden biri kabul ediliyor. 

Başrolde şeytan var

Teoloji ile de ilgilenen ve dindar bir insan olarak bilinen John Milton, Adem ve Havva’nın cennetten kovuluş hikayesini anlatıyor kitabında. Bunu yapan metin çok ama Milton’ın farkı baş kahramanında gizli. “Yitirilen Cennet”in ana kahramanı şeytan. Üstelik “şeytan da ne kadar kötü” basitliğine indirgenmiş bir anlatı değil sözünü ettiğimiz. Şeytan’a isyanı için haklı gerekçeler veren, onu derinlikli bir karakter yapan bir metinden bahsediyoruz. Bugün anti-kahramanlara alışığız ama Milton’ın yaşadığı dönemde bunu yapabilmek cesaret, büyük yetenek ve zamanın ötesinde bir zihin gerektiriyordu muhtemelen hele ki dini bir metin söz konusuyken… 

Milton her ne kadar destanı, Tanrı’nın ihsanını insanlara açıklamak maksadı ile yazdığını söylese de, “Yitirilen Cennet”in belki de en ünlü hayranı, edebiyat dünyası için tabu yıkan, dahi şair William Blake. Ki eşi ile bahçede çırılçıplak Yitirilen Cennet’ten parçalar okuduklarına dair bir efsane bile var. Blake “Cennet ve Cehennem’in Evliliği” kitabında “Yitirilen Cennet” için şöyle diyor: “Melekleri ve Tanrı’yı yazarken Milton’ın elinin kolunun bağlanması, İblisleri ve Cehennem’i yazarken ise özgür kalmasının nedeni onun gerçek bir Şair olması ve farkında olmadan İblis’in yanında yer almasıdır.”  

Kadına bakış sorunlu

Hayatı boyunca monarşiye karşı savaşmış olan Milton, belki de kendisini bilinen en büyük otoritenin karşısına dikilen şeytanla özdeşleştirmiş olabilir. Sebebi ne olursa olsun Milton’ın başyapıtı, “Yitirilen Cennet”. Yazarın kadına bakış açısı kendi zamanının ve dini öğretilerin tüm olumsuzluklarını taşısa da popüler kültürün en önemli yapı taşlarından biri olarak kültürle ilgilenen hemen herkesin göz atması gereken metinlerden biri.

Son olarak hakkını verelim. Yiğit Yavuz’un ortaya çıkardığı temiz ve aslına sadık çeviri metni kolay okunur kılıyor.  

Bir cümle: “Zihin kendi başına bir mekândır; Kendi içinde cenneti cehennem kılar, Cehennemi cennet.”

Önemli Not: Bu haber içerik ortaklığı kapsamında POSTA internet sitesinden, F5Haber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi sikayet@f5haber.com adresimize gönderebilirsiniz.
SONRAKİ HABER