İranlı akademisyenlerden Hamaney'e 'şeffaflık' çağrısı

İran lideri Hamaney'e yüzü aşkın akademisyen "kendisine bağlı kurum ve kuruluşların şeffaf ve hesap verilebilirliği için yapısal değişiklikler yapılmasını" talep eden bir mektup gönderdi.

F5HABER F5HABER
İranlı akademisyenlerden Hamaney'e 'şeffaflık' çağrısı

İSTANBUL (AA) - İran lideri Ayetullah Ali Hamaney'e yüzü aşkın akademisyen "kendisine bağlı kurum ve kuruluşların şeffaf ve hesap verilebilirliği için yapısal değişiklikler yapılmasını" talep eden bir mektup gönderdi.

Reformistlere yakınlığıyla bilinen "Zeitoons" internet sitesinin haberine göre, 101 akademisyenin imzaladığı mektupta "Hamaney'e bağlı adalet, emniyet ve dışişlerinin yanı sıra İmam Rıza Vakfı ve Hatem Karargahı gibi büyük kurum ve kuruluşların şeffaf, hesap verebilir bir yapıya kavuşturulması" istendi.

Hameney'e hitaben yazılan mektupta gelişmiş ülkelerin en büyük gelirini vergilerin oluşturduğuna dikkat çekilerek, "Vergi ödeme ve rekabet kültürünün ticari ve ekonomik hüviyete sahip tüm kurumlarda yaygınlaşması için İmam Rıza Vakfı ve Hatem Karargahı gibi kurumların ticari faaliyetlerinde şeffaf ve hesap verebilirliği sağlayacak yapısal değişikliklerin yapılması tavsiyesinde bulunuyoruz." denildi.

İran halkının hukukunun korunması ve ülkedeki yatırımların güvenliği için yapısal değişime en çok ihtiyaç duyulan kurumların başında adalet ve emniyetin geldiğine işaret edilen mektupta, yasaların değersizleştirilmesi yatırımlar önündeki en büyük engel olarak gösterildi.

Dışişleri Bakanlığının da söz konusu değişime tabi tutulması tavsiyesinde bulunan İranlı akademisyenler, "ihtiyaç görüldüğü takdirde eleştiri ve görüşlerini Hamaney'e yüz yüze iletmeye hazır olduklarını" ifade etti.

İran devleti dini lider ve cumhurbaşkanlığı tarafından iç içe iki yapı tarafından yönetiliyor. Bu durum ülkenin siyasi ve ekonomik yapısını doğrudan etkiliyor. Cumhurbaşkanına bağlı kurumlar her türlü denetim ve eleştiriye tabi tutulurken, dini lidere bağlı askeri ve iktisadi kurumlar hakkında ise bir denetleme söz konusu olmuyor. Ülkenin en büyük gelir kaynağı olan petrol ve ürünleri alanında faaliyet gösteren bazı şirketler dini lidere bağlı kurumlar tarafından yönetiliyor. Bu da ülke ekonomisinin parçalanmasına, seçimle iş başına gelen cumhurbaşkanı ve onun kurduğu hükümetin ekonomiyi iyileştirme konusunda gerekenleri yapamamasına neden oluyor.

SONRAKİ HABER