için kaldı

"Kimse öldürmezse kızın nenesi hamamda elektrik verirdi"

BBC Türkçe muhabiri Rengin Arslan, İstanbul'da Musul'dan gelen Türkmenlerle konuştu.

F5HABER F5HABER
"Kimse öldürmezse kızın nenesi hamamda elektrik verirdi"

IŞİD'e destek veren Türkmenlerden biri, ekonomik sıkıntı yüzünden Türkiye'ye geldiğini anlattı. Hava saldırıları olmasa IŞİD'in Kürtleri dağlardan çıkaracağını söyleyen Türkmen, IŞİD'in uyguladığı şeriatla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

İstanbul'da Fatih'teki bir parkta karşımda oturan kişi son üç ay içinde Irak'tan gelen Türkmenlerden biri. Ancak onun geliş nedeni kendine "İslam Devleti" olarak adlandıran IŞİD'den kaçmak değil. Tersine IŞİD'in, kendi kenti olan Musul'a gelmesinden memnun.

Konuşmamızın başında "Ben IŞİD'den korktuğum için kaçmadım buraya. İş için geldim. Para yok, alışveriş yok, ticaret durmuş" diyor. Ancak Musul'daki bu zor ekonomik durumdan IŞİD'i değil ABD'yi sorumlu tutuyor. ABD'nin elektrik ve su hatlarını bombaladığını söylüyor. Ailesi hâlâ orada.

İsminin yazılmasını istemiyor. Mesleğini yazıp yazamayacağımı sorduğumda, "Yaz, okumuş tahsilli birinin bunu söylediği bilinsin" diyor.

İnşaat mühendisi. Bugüne kadar pek çok projeyi yönetmiş. 55 yaşında. Aynı zamanda bir aşireti yönetiyor. Aşiretteki yerini, "En tepede birisi var, sonra onun altında benim gibi beş kişi" diyerek anlatıyor.

ABD'ye, Irak'ın Ağustos ayında istifa eden başbakanı Nuri el Maliki'ye öfkeli. IŞİD'i desteklemediğini söylese de, "Ben sana olanları olduğu gibi anlatıyorum." dese de örgütün yönetiminden şikayetçi değil.

Fakat yine de hemen arkasından ekliyor, "Bize IŞİD'in yerine Şaron geleydi, Yahudi geleydi, diyeydi ben Maliki'nin askerini buradan çıkaracağım, biz ona da teşekkür ederdik."

"Asıl büyük terörist Amerika"

Onun söylediklerini Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mehmet Tütüncü'ye soruyorum. Musullu Türkmenlerin genelini yansıtıyor mu bu görüşler? Tütüncü, "Maalesef yansıtıyor. Tabii biz kesinlikle katılmıyoruz buna." diyor.

Tütüncü Musul'un merkezinin neredeyse tamamının Sünni Türkmenlerden oluştuğunu belirtiyor. Önceden Türkmenler arasında Sünni ve Şii ayrımı olmasa da Maliki yönetiminin ayrılıkları körüklediğini belirtiyor.

Tütüncü ayrıca, "Özellikle Şii güvenlik güçleri Sünni bölgelerinde maalesef çok zulmetti. Bu da insanları patlama noktasına getirdi. Bir yerde IŞİD'e sempatiyle bakabiliyorlar. Ama bunun devam etmesi zor. IŞİD'in Musul'u Şiilerden daha beter bir yere getireceği kesindir." diye ekliyor.

Dernek başkanının bahsettiği patlama noktasının sonuçlarını ise Musullu Türkmen anlatmaya devam ediyor. Kendi aşiretinden IŞİD'e "gençleri yolladıklarını" söylüyor. "IŞİD 1000-2000 kişi geldi. Millet onlarla birlikte kalktı, onlara katıldı. Benim aşiretimde 200 kişi var. Biz kendimiz yolladık gençlerimizi IŞİD'e hizmet etmeye."

Kendilerine de çok defa "terörist" dendiğini söyleyerek bu ifade üzerinden görüşlerini söylüyor. "Bir Müslüman Fransa'dan gelip bana destek veriyor. Niye terörist oluyor? Asıl büyük terörist Amerika. Amerika geliyor beni uçakla vuruyor."

Hikayesini de Amerika'nın Irak'ı işgal ettiği 2003 yılından itibaren anlatmaya başlıyor. "Ben evde değildim. Bir geldim ki oğlumun yüzü şiş. Gözleri kaybolmuş. 2006'daydı. Saddam idam edilmemişti daha. Oğlumu damdan indirmişler. Bir odaya koymuşlar. Vurmaktan helak etmişler. Korkusundan altına yapıyor. Amerika buydu işte."

"IŞİD Kürt'ü dağdan da çıkarır"

Sonra Maliki'nin askerlerini, geçen yıl Sünnilerin Irak'ta yaptığı eylemleri, taleplerini ve Havici'de eylemler sırasında öldürülenleri anlatıyor.

Sohbetimize Irak'taki kendi 11 yıllık tarihini anlatırken IŞİD'e getiriyor sözü: "Bunu niye söylüyorum. IŞİD'in gelmesinin sebebi var. Biz IŞİD'e çok güvenmezdik. Biz istemezdik memleketimiz harap olsun, iş olmasın, evlerimizi uçak vursun. Ama öncesi buydu işte."

ABD'nin şimdiki hava saldırılarının ise "sadece Kürtleri kurtarmak için" olduğunu düşünüyor:

"IŞİD ulaştı Mahmur'a. Erbil'e 30 kilometre kalmıştı. Obama uçak çıkardı IŞİD'i vurdu. Niye? Erbil gitmesin diye. Amerika'nın çocuğu kimdi? İsrail. Şimdi ise Kürtler."

Hava saldırıları olmasa "IŞİD Kürt'ü dağdan da çıkarır" diye ekliyor.

Musul'da IŞİD'in kurduğu düzenle bir sorunu olmadığını söylüyor sohbetimiz sırasında. Bunun üzerine IŞİD'in uygulamalarını soruyorum. Ne kurallar getirdiler? Kontrolü altındaki yerlerde kadınların zina yaptıkları için recmedilmesi ile ilgili ne düşünüyor, ya da Ezidi kadınlarla ilgili?

"Zina yapan kadın recmedilir"

Ezidilerle ilgili sorumu İslam tarihinden uzun bir örnek anlatarak yanıtlıyor ve sonunda "Şeriatta, cihatta var bu. Müslüman olmazsa ceza verirsin. Eğer savaş varsa bu uygulanır. Müslüman olmayanları getirirler, evlendirirler."

Peki Ezidi kadınların satıldıklarıyla ilgili haberlerle ilgili soruyu: "İslam'da satmak yoktur" diye yanıtlıyor.

Recm ile ilgili yanıtı ise daha da detaylı. Saddam döneminde de, şimdi de zina yapanların cezalandırıldıklarını anlatıyor. Anlattığına göre evli olmayan kadınlar için zinanın cezası 80 kırbaç ve dahası...

"Saddam vaktinde bizde bir kız, bir avrat zina yapsa onu vurur öldürürdük. Ya babası, ya kardeşi. Eğer kimse öldürmezse kızın nenesi geçirirdi onu hamama, orada elektrik verirdi. Derdi kızım öldü benim."

Recmin ise evli olan kadınlar için geçerli olduğunu söylüyor: "Evliyse eğer kocası kendi şahitlik ederse o zaman recm olur. Adam şahit değilse, o zaman beş başka şahit lazım. Rakka'da recm videosu çıktı. E babası duruyordu onları recmederken" diyor.

Sizin ailenizden birisinin başına gelse ne yaparsınız diye soruyorum. "Biz öldürürüz. IŞİD şeriatı tatbik eder. Ben er kişiyim. Ben desem avradım böyle yaptı, recmedilir." diyor.

IŞİD'in İslam şeriatını dikkatle uyguladığını söylüyor. Örgütün kafa kesmesini ise Suudi Arabistan'daki şeriatla kıyaslayarak savunuyor ve yine bir soruyla bitiriyor yanıtını:

"Suudi Arabistan'da şeriatla hükmederler. Orada da adamın kellesi kesilir. Orada da gelirler adamın kellesini koyarlar tahtaya kılıç ile keserler. Eğer IŞİD terörist ise, mahkeme edip, kellesini kesiyorsa Suudi Arabistan da mı terörist?"

IŞİD'e mi güveneyim yoksa Türkiye'ye mi güveneyim?

Bütün bunlara rağmen Haziran'da geldiği İstanbul'da iş bulmak, mümkünse ailesini de getirmek istiyor.

Ancak hem iş bulmak için Türkiye'nin onlara yardım etmediğini hem de ailesi için buraya gelmenin zor olduğunu söylüyor. Peşmergenin kontrol noktalarından geçmek isteyen Türkmenleri ve Arapları geri çevirdiğini, ailesinin buraya gelmek için Erbil'den binecekleri uçağa yetişmek amacıyla beş gün öncesinden yola çıktığını anlatıyor. "Benim 10 yaşındaki oğlum, karım köpeğin kurdun içinde çölde yattı, Koymadılar öbür tarafa." diyor.

Musul'da gıda sıkıntısı yaşandığını, çocuklar için süt olmadığını söylüyor.

Ekonomik durumun kötüleşmesinden IŞİD'i sorumlu tutmadığı gibi bu sıkıntıları IŞİD'e bağlamıyor. ‘Türkiye nasıl Kürtleri, Ezidileri aldı, yemek gönderdi. Musul'a niye göndermiyor? Şimdi Türkiye Sincar Ezidlerini gördükleri gibi Türkmenleri de görsün. Ben Türkmenim geleyim, Türkiye'de olayım istiyorum. IŞİD'e mi güveneyim yoksa Türkiye'ye mi güveneyim? Benim çocuklarım çölde yatmış. Kime güveneyim?"

Tütüncü ise bu tablonun yavaş yavaş değişeceği görüşünde. Bunda konuştuğum Musullu Türkmen'in söylediği ekonomik koşulların etkisi olacağını düşünüyor.

"Ama şimdi feryat etmeye başlayanlar var. İlk başta IŞİD bizi Şii baskısından kurtardı diye bakılıyordu ama artık IŞİD kendi hakimiyetini kurdukça ve asıl yüzünü göstermeye başladıkça millet IŞİD'e karşı sempatisini kaybetmeye başlıyor." diyor.

IŞİD Musul'u Haziran ayının başında almış, Irak ordusunun paralı askerlerinin ve güvenlik güçlerinin kenti savunmadan kaçması tartışılmıştı. Irak'ın en büyük şehirlerinden birinin IŞİD'in eline geçmesi, örgütü dünya gündeminin üst sıralarına taşımıştı.

(Kaynak: BBC Türkçe)

SONRAKİ HABER