Bu bir "alma verme" süreci değildir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çözüm süreciyle ilgili "Bu bir pazarlık, taviz, alma verme süreci asla değildir. Silahlar bir kenara konulacak, siyaset zemininde çözüme kavuşacak" dedi.

F5HABER F5HABER
Bu bir "alma verme" süreci değildir

ANKARA (AA) -  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, esnaf ve sanatkarın gerektiğinde asker, gerektiğinde vatanını savunan şehit, gazi ve kahraman olduğunu, gerektiğinde şefkatli bir ağabey, kardeş gibi davrandığını ifade ederek, "Esnafı çıkartıp aldığınızda Türkiye tarihinden geriye hiçbir şey kalmaz. Esnafı çıkartıp aldığınızda bizi biz yapan, bizi millet yapan, temelden, özden, ruhtan geriye hiçbir şey kalmaz" dedi. 

Erdoğan, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Esnaf ve Sanatkarlar Genel Müdürlüğünce, "Esnaf ve Sanatkarların 2023 Vizyonu, Güçlü Esnaf, Güçlü Ekonomi" başlığı altında, ATO Congresium'da düzenlenen "4. Esnaf ve Sanatkarlar Şurası"nda yaptığı konuşmaya, şuranın hayırlı olmasını dileyerek başladı. 

Esnaf ve Sanatkarlar Şurası'nın her iki yılda bir kasım ayında toplanması için 2012'de yönetmelik düzenlemesi yapıldığını anımsatan Erdoğan, iki yılda bir esnaf ve sanatkarlar ile temsilcilerinin bir araya geleceği, sorunları ortaya koyacağı, çözüm önerilerini değerlendireceği şurayı çok önemli gördüğünü dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, alınacak sonuçların, Türkiye genelinde esnaf ve sanatkarın karşı karşıya kaldığı sorunların çözümüne vesile olacağına inandığını söyledi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 yıllık başbakanlık döneminde her fırsatta esnaf ve sanatkarlarla bir araya geldiğini, gönülden gönüle sohbet ettiğini, esnaf ve sanatkarın sorunlarını gerek doğrudan doğruya esnafla gerekse temsilci örgütleriyle görüşerek her zaman gündemde tuttuğunu, çözüm mücadelesi verdiğini ifade ederek, "Esnaf ve sanatkarlar, hiç tartışmasız şekilde milletimizin, devletimizin ve vatanımızın inşasında en büyük sorumluluğu ifa etmiş kesimdir. Millet, devlet ve vatan ruhunu inşa eden mimarlardır" dedi. 

Dünyanın hiçbir ülkesinde, hiçbir medeniyetinde esnaf ve sanatkarın bu kadar köklü bir geleneğe, bu kadar önemli bir vazifeye sahip olduğunun görülemeyeceğini belirten Erdoğan, Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu'nun ahi teşkilatının esnaf ve sanatkar demek olduğunu, Beylikler döneminin de aynı şekilde değerlendirilebileceğini ifade etti. Erdoğan, Osmanlı Devleti'nin Osman Gazi'nin ahi usulüne göre kılıç kuşanmasıyla hayat bulduğuna, 6 asır boyunca da ahilik kültürü, geleneği ve ahilik ahlakının Osmanlı'yı ayakta tuttuğuna vurgu yaparak, neredeyse 10 asırlık bu gelenek ve ahlakın Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda ve bugünlere ulaşmasında hep öncü olduğunu belirtti. 

Önemli olan ahlak, dürüstlüktür

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bizde esnaf ve sanatkar demek ticaret yapan, alan satan, sırf ekonomik faaliyette bulunan insan demek değildir. Bizim medeniyetimizde, bizim millet ve medeniyet ruhumuzda esnaf ve sanatkar gerektiğinde askerdir, alperendir. Gerektiğinde cephede vatanını savunan şehittir, gazidir, kahramandır. Gerektiğinde asayişi tesis eden polistir, gerektiğinde adaleti sağlayan hakim, hakemdir. Gerektiğinde de şefkatli bir ağabeydir, kardeştir. Taksici, şoför deyip geçemezsiniz, o mahallenin eminidir, mahallenin ağabeyi, bekçisidir. Bakkal, kasap, manav, terzi deyip geçemezsiniz, o mahallenin adeta ruhudur, sokağımızın, semtimizin adeta vicdanıdır. Esnafı çıkartıp aldığınızda Türkiye tarihinden geriye hiçbir şey kalmaz. Esnafı çıkartıp aldığınızda bizi biz yapan, bizi millet yapan, temelden, özden, ruhtan geriye hiçbir şey kalmaz."

Bin yıllık ahi geleneğine bakıldığında, paranın esnaf ve sanatkarın hayatında önem ve değer bakımından en alt sırada olduğunun görüleceğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önemli olan ahlak, dürüstlüktür. Önemli olan şu içinde bulunduğunuz, birlik, beraberlik, kardeşliktir. Esnaf, 'Bismillah' der dükkanını açar, akşama kadar da müşterisini değil, modern kavramla tüketiciyi değil, nasibini bekler, kısmetini bekler. Bizim medeniyetimizde esnafın derdi, ne olursa olsun para kazanmak değil, helal para kazanmaktır" ifadelerini kullandı. 

-"Elini, kapını, sofranı açık tut"

Selçuklu ve Osmanlı döneminde, bakırcıların yaptıkları işe, vurdukları çekice bile derin bir anlam yüklediğini, çekiçlerini bakırın üzerine iki darbede indirip "tak tak" diye ses çıkarken, bakırcının dilinden, gönlünden, kalbinden "Allah Allah" diye zikir geçtiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, keçecilerin de, yünü vücutlarına vurdukça "Allah Allah" diye Hakk'ı zikrettiklerini söyledi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Böyle bir medeniyet, böyle bir medeniyet tasavvuru var. Öyle bir kesim, öyle bir teşkilat düşünün ki en az bin yıldır her gün, her an kendisine ve arkadaşlarına şunu tavsiye etmiş, 'elini açık tut, kapını açık tut, sofranı açık tut, elini bağlı tut, dilini bağlı tut, belini bağlı tut.' İşte böyle bir teşkilata, böyle bir geleneğe, zihniyete sahip olmak bizim için, milletimiz, devletimiz ve vatanımız için eşi bulunmaz bir talihtir. Böyle bir esnaf ve sanatkar camiasına sahip olmak geçmişimiz adına da geleceğimiz adına da iftihar vesilesidir. Rabbim, bu milleti ekmeksiz, susuz, havasız, vatansız bırakmasın. Ama onlar kadar böyle bir esnaf, sanatkar geleneğinden, böyle güzel bir camiadan ve cemiyetten de inşallah mahrum bırakmasın."

SONRAKİ HABER