için kaldı

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten çok sert açıklama; Bunun adı siyasette iki yüzlülüktür

Adana'nın Kozan ilçesinde partisinin teşkilat toplantısına katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP'nin tezkereye 'Hayır' oyu verdikten sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Kandil denen yuvayı yerle yeksan etmezsem Kılıçdaroğlu demesinler" açıklamasının siyasette iki yüzlülük olduğunu söyledi.

F5HABER F5HABER
AK Parti Sözcüsü Çelik'ten çok sert açıklama; Bunun adı siyasette iki yüzlülüktür

Kozan ilçesindeki tarihi Hurmalı Konak'ta partisinin teşkilat toplasına katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP'nin sınır ötesi tezkeresine 'Hayır' oyu kullanmasını eleştiren Çelik, geçmiş yıllarda CHP ile pek çok anlaşmazlıklar yaşamalarına rağmen ülkenin güvenliği için zorunlu olan tezkerelere hayır oyu vermediğini hatırlattı. İlk kez bir CHP yönetiminin, ülkenin güvenliği için önemli olan tezkere için 'Hayır' oyu kullandığını aktaran Çelik, şöyle konuştu:

"Bu tezkereler olmasaydı ne olacaktı, Türkiye'nin Suriye sınırında bir terör devletçiği kurulacaktı. PKK'nın Suriye kolu olan YPG/PYD terör örgütü ve DEAŞ terör örgütü sınırımıza dayanmıştı ve orada fiili bir yönetim kurmak üzereydi. Cumhurbaşkanımızın dirayetli liderliğiyle Başkomutan olarak Türk Silahlı Kuvvetlerine emir vermesiyle Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı harekatlarıyla Türk ordusu o bölgelere girdi ve o terör devletçiği kurmak isteyenlerin bütün hesaplarını alt üst etti. O fiili oluşumları darmadağın etti. Sınırımızdan hem PKK/YPG terör örgütünü, hem de DEAŞ terör örgütünü söktü attı. TSK'ya bu yetkiyi veren bu teröre karşı mücadele iradesini gösteren şey işte bu tezkerelerdir. Tezkerelere 'Hayır' dediğiniz zaman sınırımızda terör devletçiği kurmak isteyenlere bir rüşvet vermiş oluyorsunuz. Onların istismar edeceği bir zemin oluşturmuş oluyorsunuz. Yüce Meclis bir kere daha tarihi sorumluluğunu yerine getirerek netice itibarıyla CHP'nin 'Hayır' demesine rağmen tezkereye 'Evet' demiştir. Kandil'in en çok yatırım yaptığı yere, fiili bir devletçik oluşturmak üzere yatırım yaptığı yere dönük TSK'ye verilecek yetkiye 'Hayır' diyorsunuz, ondan sonra da 'Kandil'i darmadağın edeceğiz.' diyorsunuz. Bu çelişkinin iki sebebi olabilir, biri çoğu kez yaptıkları gibi şuursuz bir şekilde karar aldılar. Bunun ne anlama geldiğini iş işten geçtikten sonra anladılar, tezkereye 'Hayır' demenin utancını Türk siyasi tarihine geçmiş bu cürmü kapatmak için 'Kandil'i darmadağın edeceğiz' gibisinden sahte bir iddiaya sığınmış oluyorlar. Bunun adı siyasette iki yüzlülüktür. Kandil'i darmadağın etmek isteyen bir irade varsa o zaman tezkereye 'Evet' derdi. Arkasından bu cümleyi söylediği zaman herhangi bir siyasi ikiyüzlülük ortaya çıkmaz ya da bir çelişki ortaya çıkmazdı. Ama Kandil'in doğrudan yönettiği, doğrudan elemanlarla beslediği ve kendisinin bir kolu olan YPG/PYD terör örgütüne geçmişte ne demişti bunlar, 'Onların Türkiye'ye karşı bir saldırganlığı olacağını düşünmüyorum.' demişlerdi. Peki, bu iddia doğru çıktı mı? Hayır. Aylar boyunca Türkiye'ye dönük her türlü mütecaviz eyleminin arkasında bunlar oldular. Eğer Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı harekatları olmasaydı o zaman bizzat sınırımızın dibinde bu oluşumu gerçekleştireceklerdi. Eğer Suriye'nin içine girerek 30 kilometre derinlikte ve daha uzağında TSK bu mücadeleyi vermeseydi, Türkiye'nin güvenlik derinliğini sağlamasaydı bir müddet sonra bu terör Adana'ya Mersin'e Gaziantep'e Osmaniye'ye Kahramanmaraş'a gelecekti."

'ŞEHİT AİLELERİMİZ BAŞIMIZIN TACIDIR'

Şehit yakınına küfreden İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Çelik, şöyle konuştu: 

"Eğer bir yanlış yaptıktan sonra pişmanlık alameti gösterirseniz, bu yine iyi kötü erdeme, doğruya, iyiliğe tutunmaya çalıştığınız anlamına gelir. Ama size yanlışınız gösterildikten sonra hem de sosyal medyada binlerce on binlerce vatandaşımızın tepkisiyle gösterildikten sonra hala özür dilemeyi bile beceremiyorsanız, pişmanlığın yerini pişkinlik alır. O da maalesef sizin tamamen erdem, doğruluk, iyilik karşıtı bir yerde durduğunuzu gösterir. Şehit ailelerimiz başımızın tacıdır. Onlara dönük her türlü incitici sözün hele hakaret hele küfür asla kabul edemeyeceğimiz, asla affedemeyeceğimiz davranışlar. Bunların sonuna kadar karşısında oluruz. Bu siyaset tarzıyla sonuna kadar mücadele ederiz. Özür dilemeyi bile beceremeyen bir yaklaşım söz konusu. Türkiye bu kadar mücadele verirken bu kadar soylu, onurlu bir mücadele verirken, kendi hayatlarını feda eden şehitlerimize biz borcumuzu asla ödeyemeyiz. Gazilerimize şükranımızı asla yeterince ifade edemeyiz. Şehit ailelerinin hepsi bize şehitlerimizin emanetidir. Dolayısıyla onlara yapılan bir hakaret, bütün milletimize, bütün değerlerimize yapılmış sayılır. Bunu böyle değerlendiriyoruz, bunu mahkum ediyoruz. Buna asla müsamaha göstermeyiz. Türkiye'nin her tarafındaki vatandaşlarımız gibi beraber yol yürüdüğümüz değerli arkadaşlarımız da buna gereken tepkiyi göstermiştir."

'AHLAK VE VİCDAN YOKSUNLARI'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sağlık durumuyla ilgili iddialara ilişkin de konuşan Çelik, yalanları üretenlerin hem akıl, hem de ahlak ve vicdan yoksunu olduğunu söyledi. Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe bir sürü provokasyonla, siyasi sabotajla karşı karşıya kaldığını aktaran Çelik, şöyle devam etti: 

"Geçtiğimiz günlerde bunların en alçakçasından, en iğrenç, en çirkin olanlarından bir tanesiyle karşılaştık. Cumhurbaşkanımızın sağlığıyla ilgili üretilen yalanlar. Allah'a şükürler olsun, Cumhurbaşkanımız dirayetle, basiretle ve çok yoğun bir emek vererek ülkemizin bütün meseleleriyle en detaylı şekilde ilgileniyor. İnşallah teşkilatlarımız bu emeğin, bu gayretin daha da bereketlenmesi için 2023-2024 seçimlerine en güçlü şekilde hazırlanıyorlar. Bakın sadece Adana'da bir gün içerisinde Cumhurbaşkanımızın yaptığı program, başka bazı genel başkanların bir aylık programına denktir. Cumhurbaşkanımızın sağlığıyla ilgili bu yalanları üretenler, akıl yoksunu olduğu gibi ahlak ve vicdan yoksunudur aynı zamanda. Tabii bunları sık sık yaptıkları için bunların yalanlarına herhangi bir şekilde vatandaşlarımızın ilgi göstermesi söz konusu olmuyor, olmayacak da. Tayyip Erdoğan düşmanlığını, Türkiye düşmanlığını, Tayyip Erdoğan karşıtlığını, Türkiye karşıtlığını, Avrupa'daki faşistlerin nereye kadar ulaştırdığını biz yakından biliyoruz. Bu son propagandaları yapanlar bu akıl, vicdan ve ahlak yoksunu kimseler Avrupa'daki faşistleri de geride bıraktılar. O yüzden teşkilatlarımız biliyor ki bu ahlaksızlıkla, akılsızlıkla, bu vicdansızlıkla da akılla, vicdanla, ahlakla ama kardeşlik ve gayretle de beraber mücadele etmeyi de sürdüreceğiz. Bunların hiçbir zaman Türkiye'nin gündemine yerleşmesine, hiçbir zaman bunların arkasındaki siyaset tarzının Türkiye'nin emeklerini heba etmesine, Türkiye'nin kazanımlarını yok etmesine asla fırsat vermeyeceğiz. Hep beraber yürüdüğümüz bu yolda bütün vatandaşlarımızla, kardeşlerimizle, arkadaşlarımızla beraber Cumhurbaşkanımızın bu dirayetli liderliği, partimizin ve Cumhur İttifakı'nın bu gücü ve her kesimden, her partiden vatandaşımıza ulaşma konusundaki gayretimiz, kardeşlik, birlik, beraberlik mesajımız her zaman olduğu gibi Türkiye'yi bir mücevher gibi işleyecek, yakınımızdaki coğrafyalara taşıyacak."

'ASIL ERDOĞAN'IN VE TÜRKİYE'NİN AFRİKA'DA İŞİ VAR'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Afrika ziyaretine ilişkin bazı ülkelerden "Erdoğan'ın Afrika'da ne işi var" şeklinde seslerin geldiğini aktaran Çelik, şunları söyledi: 

"Bu sesi verenlere bakıyoruz, onlar Afrika'da ne iş yapmışlar şimdiye kadar. Sömürmüşler, iliklerine kadar sömürmüşler, su kuyularına kadar, bütün yer altı ve yer üstü madenlerini sömürmüşler. Orayı mülkleri gibi gördükleri için 'Erdoğan'ın Afrika'da ne işi var' diyorlar. Asıl Erdoğan'ın ve Türkiye'nin Afrika'da işi var. Asıl sizin işiniz yok, çünkü siz oraya yıllar boyunca zulüm götürmüşsünüz. Cumhurbaşkanımız oraya kardeşlik, eşitlik, beraber iş yapma mesajı veriyor. Ondan sonra gördünüz G20 toplantısında ortaya koyulan vizyonu. İtalyan gazetelerinin 'Zirvenin kazananı Erdoğan' diye manşetler attıklarını. Çünkü dikkat edin, dünyada on tane sorun alanı sayın çözülmesi gereken, on tane kritik mesele sayın hepsinin kavşak noktasında Türkiye vardır. Bütün liderlerin bu sorunun çözümü için ortak vizyon üretmek istedikleri, ortak çözüm mekanizması kurmak istedikleri lider Cumhurbaşkanımızdır. Bunun arkasında sizlerin bu gayretli çalışmalarının, bu birliğimizin, beraberliğimizin yarattığı sinerjinin, gücün katkısı ve büyüklüğü duruyor. O yüzden hep beraber yaptığımız işi daha iyi yapmaya devam edeceğiz, başımızdakiler ahlaksızlık, vicdansızlık, akılsızlık üretse de siyasi akıl üretmeye, vicdan üretmeye, ahlak üretmeye devam edeceğiz. Bundan sonrasında 2023-2024 seçimlerine giderken daha büyük işlere imza atmak için gayretimizi ortaya koyacağız." 

SONRAKİ HABER